Bozdağ, AA Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
MİT tırlarındaki aramalara ilişkin soru üzerine Bakan Bozdağ, "Bu olay sadece bir soruşturma hadisesi değil, dış arka planı da olan çok büyük Türkiye'ye dönük kurulmuş büyük bir tuzaktır, büyük bir komplodur. Allah'ın izniyle bu tuzak da komplo da boşa çıkmıştır" yanıtını verdi.
İhbarı yapanların belli olup olmadığının sorulması üzerine Bozdağ, soruşturmanın yürüdüğünü, söz konusu kişilerin belli olduğunu söyledi. Bozdağ, "Aracın MİT tırları olduğunu soruşturmayı yürütenler tıra gitmeden biliyorlar. Her şeyi biliyorlar. Kimsenin 'Ben bilmiyorum' demesi mümkün değil, yargılama süreci içinde bunların hepsi zaten ortaya çıkacak ve hukuk bunun gereği neyse onu yapacaktır. Bunların hepsinin ayan beyan hukuk tarafından ortaya çıkarılacağına inanıyorum" diye konuştu.
- "Adli yardımlaşma konusunda iyi bir işbirliğimiz var"
Fethullah Gülen ile ilgili süreçlerin tamamlanmasının ardından ABD'nin bu konudaki tavrına ilişkin beklentisi sorulan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
"ABD ile Türkiye iki müttefik ülke. Bugüne kadar pek çok alanda ciddi işbirliklerimiz var. Adli yardımlaşma konusunda da iyi bir işbirliğimiz var. Şimdiye kadar ABD'nin bizden istediği iadeler ve adli yardım talepleri konusunda Türkiye olumlu yaklaşmıştır. Türkiye'nin ABD'den talepleri konusunda da ABD'nin de bugüne kadar, genel itibarıyla, olumlu yaklaşımlarının olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Şu anda olumlu bir seyir içerisinde adli yardımlaşmamız. Fethullah Gülen ile ilgili iade talebi ve kırmızı bülten çıkarılması üzerine ABD'nin Türkiye ile ilgili bu olumlu ilişkilerini sürdürebileceğine, sürdürmesi gerektiğine ben inanıyorum. Tabii bu ABD'nin kendi bir iç değerlendirmesi. Biz ABD yerine geçerek, 'Şöyle, böyle yapmalılar' diye bir değerlendirme yapmamız yanlış olur. Bu ABD yönetiminin bir değerlendirmesi olacaktır. Ancak bizi bağlayan hukuk, ikili anlaşmalar var. Bu hukuka ve ikili anlaşmalara Türkiye nasıl uyuyor, uygun davranıyorsa ABD'nin de uymasını, uygun davranmasını beklemek hakkına sahibiz. Biz bu beklentimizi ilgililere ileteceğiz, iletmeye de devam edeceğiz. Ben ABD'nin Türkiye ile olan ilişkilerini ve bu ilişkilerinin düzeyinin bu konudaki kararında da çok etkili olacağına inanıyorum."
- "Silah fabrikası mı kuracaklar?"
Paralel yapıya ait yurt dışındaki okullara ilişkin atılacak adımlar ve bu konudaki düzenlemelere ilişkin soruya Bozdağ, Türkiye'nin yurt içi ve dışındaki eğitim faaliyetlerine destek olduğunu belirtti.
Eğitime son derece önem verdiklerini belirten, AK Parti iktidarlarının bu konulardaki yatırımlarına ilişkin de bilgi veren Bakan Bozdağ, "Ne kadar iyi eğitim olursa insanlar da o kadar iyi yetişir, ülkeler de o kadar iyi kalkınır, biz buna inanıyoruz" ifadesini kullandı.
Yurt dışında da eğitime büyük destek verdiklerini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:
"Ancak Türkiye'de yaşanan son olaylar da gösterdi ki eğitim ve din konusuyla ilgilendiğini düşündüğümüz, inandığımız insanların eğitim ve din konusu dışında her şeyle daha fazla ilgilendiğine tanıklık ettik hepimiz. Düşünün ülkenin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, herkesin telefonları ve ofisleri dinleniyor. Kimlerin dinlediğine ilişkin çok ciddi veriler var. Şimdi soruyorsunuz, işi gücü eğitim olan biri, ülkenin Başbakanını dinlediğinde elde ettiği veri ne işine yarayacak? Genelkurmay Başkanını, Cumhurbaşkanını dinlediği zaman dini amaçlar bakımından bunu nasıl kullanacak, eğitim amaçları bakımından bunu nasıl kullanacak? Bu bilgiler ne işine yarar? Bu bilgiler nereye transfer edildi? MKE, Havelsan, Aselsan, TAİ gibi Türkiye'nin savunma sanayiinin en önemli lokomotifi olan tesislerinde görev yapan mühendislerin dinlendiğine şahitlik ediyoruz. Soruyorum o zaman, işi gücü eğitim olanın ne işi var silah sanayiindeki mühendislerle? Silah fabrikası mı kuracaklar, ne yapacaklar, atom fabrikası mı kuracaklar, bu bilgiler kimin işine yarar? Ben buradan size de soruyorum, hangi cemaatin, hangi tarikatın, hangi eğitim kurumunun işine Türkiye'nin savunma sanayiinde yaptıkları, düşündükleri, yapacakları işine yarar? Milli Güvenlik Kurulunda veya başka yerlerde konuşulan bilgiler ne işe yarar ve bu bilgiler nereye gidiyor, transfer ediliyor?"
- "Sadece paralel yapıyla ilgili bir adım değil"
Ülkenin güvenliğinden, birliğinden, dirliğinden, çalışmalarından sorumlu bir hükümet olarak bu tür kişilerin çıkması durumunda "Durun bakalım" deme hakkına sahip olduklarını vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu bilgileri birileri başkalarına aktarıyorsa, bu bilgilerden Türkiye'nin aleyhine sonuçlar çıkarılmasına katkı veriyorsa siz bunu duyduğunuzda bununla ilgili tedbir almayacak mısınız? Türkiye'nin Suriye, Irak politikası, Kürt sorunu çözüm iradesi ne zamandan beri işi gücü eğitim olan, din işiyle uğraştığını söyleyenlerin ana iştigal alanı oldu. Bakıyorsunuz bütün bunlarla ilgili var. Yurt dışına baktığınızda da bu kurumların Türkiye aleyhine adeta çalışmaların yürütüldüğü üslere dönüştüğünü de görüyorsun. İşi gücü eğitim olan bir kurumun yöneticileri, orada çalışanlar, onlarla işbirliği yapanlar Türkiye aleyhine ilgili ülkeler karar alsınlar, sonuçlar çıkarsınlar, Türkiye'yi orada kötü bir noktaya taşısınlar diye bir gayretin, çabanın içinde olduğunu ülke olarak görseniz, buna dair bir tedbir alma gerekliliği duymaz mısınız? Her ülke menfaatini, ülkesinin içindeki çalışmalarıyla koruduğu gibi, dışarıdaki menfaatlerini de koruması lazımdır. Bizim burada yaptığımız Türkiye'nin çıkarlarını korumaktır. Eğitim veren kurumların, Türkiye'yi karalama, aleyhine faaliyetlerin üssü haline dönüşmesine biz rıza gösteremeyiz."
Bu konuda dost olan ülkelerin de Türkiye ile hareket edeceğine yönelik inancını ifade eden Bozdağ, "Bu konuda bir sıkıntı olduğunda, birtakım şeyler olduğunda Türkiye'nin yurt dışı eğitimine ilişkin bir çalışma yapması da normaldir. Bu esasında sadece paralel yapıyla ilgili bir adım da değil" dedi.
Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin, İtalya'nın ABD'nin yurt dışında eğitim kurumlarıyla ilgili ajansları, dernekleri ya da vakıflarının bulunduğunu, bunlarla bu alanda faaliyet gösterildiğine dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bu çalışma neticesinde kurulacak kurum, esasında Türkiye'nin yurt dışında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarının yönetimiyle ilgileneceği gibi başka ülkelerdeki eğitim faaliyetleriyle de ilgilenecek. Kendisi yeni okullar, üniversiteler kurabilecek, pek çok çalışmayı yapabilecektir. O ülkelerde devredilecek okullar olursa o ülkelerle ilgili hukuk çerçevesinde onlarla ilgili de elbette çalışmalar yapacaktır. Bu konu sadece paralel yapının okullarıyla ilişkilendirilecek bir konu değil, Türkiye 17 Aralık olmasaydı da zaten böylesi bir tarihi adımı atacaktı. Bu adım bu açıdan ülkemizin yararına, hayrına olan bir adımdır."
(Sürecek)