AK Parti: İttifak yapabiliriz
AK Parti’nin 2 numaralı ismi Mehmet Ali Şahin yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-01-27 08:46:29
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, yeni anayasa ile ilgili olarak kritik sayılabilecek açıklamalarda bulundu. Bu yasama yılında yapılan yeni anayasa çalışmaları esnasında parti olarak zaman zaman hatalar yapsak da, tecrübe kazandıklarını dile getiren Mehmet Ali Şahin, 2015 Haziran seçimlerinin ardından yapılması muhtemel yeni anayasa için ipuçları verdi. AK Parti’nin yeni yasama yılında diğer partilerle istişare edeceğini fakat ille de uzlaşma olsun diye diretmeyeceğine vurgu yapan AK Partili Şahin, AK Parti’nin kaybedecek zamanı olmadığını ve en kısa sürede yeni anayasanın çıkartılması için uğraşacaklarının altını çizdi.
Bu senenin Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerde Meclis’te oluşacak siyasi tabloya göre diğer partilerle, yeni anayasanın oluşumunda, ittifaklara gidilebileceğini sözlerine ekleyen Şahin, AK Parti’nin ‘başkanlık sistemi’nde de ısrarcı olduğunu belirtti.
İşte Şahin’in haber7’ye verdiği röportajda çarpıcı satır başları:
30 YILDIR TÜRKİYE’DE TARTIŞILAN KONU
-1982 Anayasası yürürlüğe girdikten hemen sonra zaten ülkemizde tartışılagelen bir anayasa oldu. AK Parti’nin ana hedeflerinden biri de Yeni Anayasa olacak. AK Parti 2015’te yapılacak seçimlerden önce vatandaştan bu yönde mi oy isteyecek?
1982 Anayasası’nın darbe anayasası olduğunu cümle alem biliyor. Dolayısıyla başta sivil toplum örgütleri ve anayasa hukukçuları bu anayasanın yerine insan merkezli ve sivil anlamda bir anayasa yapılmasını 30 yıldır Türkiye’de tartışıyoruz. AK Parti de siyaset arenasına çıktığı gün bunu dillendiriyor. Yeni Anayasa yapmanın Türkiye’de zor olduğunu bildiğimiz için topyekün değil de parça parça değişiklikler yaptık. Bu kez vatandaşlarımızdan sıfır bir anayasa yapmak için oy isteyeceğiz.
YENİ ANAYASA’NIN ÖZÜ İNSAN OLACAK
Yeni Anayasa çalışmalarının temelinde ne olacak?
1982 Anayasası devleti önceleyen bir anayasadır. Bizim düşündüğümüz anayasa insanı merkeze alan bir anayasadır. İlk maddesi de insan ve haysiyetiyle ilgili olacaktır. 82 anayasası ‘bu millet ve bu ülke devletin ülkesi ve milletidir’ der. Biz bunu kabul etmiyoruz. ‘Bu devlet de ülke de milletindir.’ Diyoruz.
HEM DARBEYE KARŞIYIZ DİYORLAR HEM DE DARBE ANAYASASIYLA YÖNETİLİYORLAR
Peki nasıl değişmesi lazım?
1982 Anayasası’nda eşitlik maddesi ne diyor? Kanun önünde herkes eşittir. Biz kanun önünde eşitliği kabul etmiyoruz hukuk önünde eşitliği kabul ediyoruz. Kanun hukuka aykırıysa ne yapacağız? Dolayısıyla herkesi evrensel hukuk önünde eşit haline getiren bir anlayışı getirmek istiyoruz. İnsan haklarına dayalı bir anayasa yapmak zorundayız. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bu dediklerimize CHP ve MHP karşı çıktı. Anayasanın ilk 3 maddesine ‘dokundurtmayız’ anlayışıyla hareket eden bu iki partinin yeni anayasa için komisyona temsilci göndermesi pek inandırıcı olmuyor. Darbecilerin getirmiş olduğu anayasanın özüne dokundurtmadı bunlar, o nedenle anlaşamadık zaten…
Özetlersek yeni anayasanın özünde insan mı olacak?
Yeni Anayasa, insanın temel hak ve hürriyetini koruyan, milletin önündeki engelleri kaldıran, anayasanın başlangıç maddelerinde ifade edilen o kısıtlamaları da aşan bir anayasa olmalıdır. Artık Türkiye Cumhuriyeti millete mal olmuştur. Şuna bir defa kesin inanmak gerekiyor: Bir takım endişelerle hareket ederek, vatandaşa korku pompalayarak yeni anayasadan insanları korkutmamak gerekiyor.
“AVRUPA YAPIYOR AMA BİZ YAPAMIYORUZ”
Peki bu yeni anayasanın hem ulusal anlamda hem uluslararası anlamında kazancı ne olur sizce?
Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda elinin rahatlaması ve güçlenmesi için mutlaka ama mutlaka yeni anayasayı, şartlar ne olursa olsun, yapması gerekiyor. Böyle olursa uluslararası arenada darbe ürünü bir anayasaya sahip ülke olmaktan kurtuluruz. Sivil bir anlayışla halkında bu konudaki önerileri de dikkate alınarak mümkün olduğu kadar geniş bir katılımla bir anayasayı gerçekleştirebilirsek Türkiye’deki demokrasinin varlığı ve gücü dünyada daha belirgin bir şekilde algılanmış olur. Birçok Avrupa ülkesi anayasasını yaparken biz neden yapamıyoruz? Darbecilerin anayasasını savunmayı ne zaman bırakacağız?
ŞAHİN: YÜZDE 100 MUTABAKAT ARAMAYACAĞIZ
Meclis’te oluşturulan uzlaşma komisyonunda maddeler oy birliğiyle kabul ediliyordu. Yani 4 parti arasında tam mutabakat şartı aranıyordu. Yeni yasama yılında yine aynı yöntemi mi kullanacaksınız?
AK Parti’nin iyi niyetinden dolayı başlangıçta bu anayasaya yaparken yüzde 100 mutabakat aradık, uzlaşmak için komisyonda diğer partilerle eşit temsile razı olduk. Ama bunun böyle olmadığını gördük. Bir maddede 4 partiden biri ‘hayır, ben bunu kabul etmiyorum’ dediği zaman uzlaşamıyorsunuz. Bu tavır, yeni anayasa çalışmalarımızda bizi olumsuz etkiledi ve orada hata yaptık. Ancak aynı hataya yeni yasama yılında düşmeyeceğiz. Tabiri caizce bu bize tecrübe kazandırdı. Öncelikle yüzde yüz mutabakat şartı aramayacağız.
‘DİĞER PARTİLERİN RIZASINI BEKLEMEYECEĞİZ’
Anlaşılan farklı bir yöntem kullanacaksınız?
Yeni bir anayasa yapmak için bu anayasayı parlamentodan geçirecek güce sahip olan siyasi partileri girişimi yeterli olmalıdır. Katılmayan siyasi partilerle katılımı zorlarsanız yeni bir anayasa yapamıyorsunuz. Diyelim ki biz Ak Parti olarak parlamentoya referandumlu da olsa anayasaya değiştirilecek bir sayıya, bu da 330 ile 367 milletvekiline tekabül ediyor, ulaşabilirsek kendimiz bir anayasayı yapamaz mıyız? O zaman AK Parti olarak, kendi anayasa metnimizi hazırlar diğer partilere sunarız. Diğer partilerle uzlaşmak yerine onlarında düşünce ve katkılarını alarak yolumuza devam ederiz. Bunu yaparken de ucu açık bir süre koymayacağız, mutlaka süre sınırlaması getirmemiz gerekiyor. Diğer partilerin rızasını beklemeden tek başımıza bu anayasayı parlamentodan geçirerek, referanduma götürmeliyiz.
O zaman da ‘darbe anayasası gitti tek parti anayasası dönemi geldi’ eleştirilerine maruz kalmaz mısınız?
Görünen tablo gösteriyor ki, Türkiye’de başka türlü anayasa yapamazsınız. Diğer partilerle istişareler yapacağız mutlaka. Ama onlar uzlaşmaya yanaşmazlarsa böyle bir yöntem uygulamak zorundasınız. Aksi takdirde Türkiye uzun yıllar anayasa yapamaz. Biz ne olursa olsun diğer partilere sormamazlık etmeyeceğiz.
ŞAHİN: İTTİFAK YAPABİLİRİZ
AK Parti, yeni anayasanın inşası esnasında ittifaklara gidemez mi?
2015 Haziran’ından sonra Meclis’teki siyasi tablo netleştikten sonra ikili ya da üçlü ittifaklar arayabiliriz. Buna halkımız karar verecek. Eğer yeterli milletvekili sayısına ulaşırsak ittifaklara da gerek olmaz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU YANILIYOR
AK Parti’nin yapmayı planladığı yeni anayasada ‘başkanlık sistemi’ nerede duruyor?
AK Parti’nin tartışmaya açtığı başkanlık sisteminde, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun aksine, çok güçlü bir parlamento sistemi var. Devlet Başkanı, parlamentoya karşı sorumlu olacak. Bakanlar, parlamento içerisinde değil, dışından atanacak. Diğer siyasi partiler, bunu tartışma gereği bile duymadan konuyu rafa kaldırdılar.
Siz hala yarı başkanlık sitemini mi savunuyorsunuz?
Yarı başkanlık sisteminin yani Fransa örneğinin Türkiye için daha uygun olabileceğini. Şunu da hemen ifade edeyim bizim halkımız Türkiye’nin başkanlık sistemine geçiş ile ilgili ilk desteği 2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle kararını burada ortaya koydu %68 oy ile. Bu oy oranı başkanlık sisteminin önünü açtı.
ŞAHİN: NİYETİMİZİ HİÇ BİR ZAMAN GİZLEMEDİK
Şimdi bu ilk uygulama Ağustos 2014’te mi gerçekleştirildi?
Halk, Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak görmek istediği için seçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da anayasanın verdiği yetkiyi kullanarak bakanlar kurulunu topladı. Muhalefet tarafından şu soru soruluyor: Recep Tayyip Erdoğan bakanlar kurulunu neden topladı, devlet başkanı mı olmak istiyor? Evet, biz bunu hiçbir zaman gizlemedik ki, kaç yıldır dile getiriyoruz.
Muhalefet de bunu biliyordu! O zaman bile bile neden karşı çıkıyor?
Muhalefet partileri kendilerinden bir cumhurbaşkanını halk tarafından seçilemeyeceğini çok iyi bildikleri için buna şiddetle karşı çıkıyor. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayının cumhurbaşkanı olacağını kestirebilse başkanlık sistemine karşı çıkmaz.
‘EKMELEDDİN İHSANOĞLU OLSAYDI MUHALEFETİN SESİ ÇIKMAYACAKTI’
Yani siz diyorsunuz ki, 19 Ocak’taki Bakanlar Kurulu toplantısına Recep Tayyip Erdoğan değil de Ekmeleddin İhsanoğlu başkanlık etseydi CHP ve MHP’nin sesi çıkmayacaktı.
Elbette sesleri çıkmayacaktı. Muhalefet ne derse desin, ya yarı başkanlık ya tam başkanlık ve ya da en basit şekilde partili cumhurbaşkanlığı sistemini zorlayacaktır.
ŞAHİN: KİMSE FARKINDA DEĞİL AMA…
Başkanlık sistemi geldikten sonra Türkiye eyalet sistemine mi geçecek?
Bizim yeni anayasa metnimizde böyle eyalet sistemi falan yok. HDP’nin bununla ilgili önerileri var ama biz onları önemsemiyoruz. Zaten biz kimse farkında değil ama 30 büyükşehir uygulamasıyla belediye başkanlarının bir noktada bu ilin en ücra nitelikteki köyü ve mahallesine kadar yetkili kıldık. Türkiye nüfusunun %75’inin yaşadığı büyükşehirlerimizde il genel meclisi yerine belediye meclisleri var. Belediye meclisi şehrin ilçe, kasaba, köy ve mahalleleriyle ilgili kararlar alıyor. Yerel yönetimde özerkliği zaten uyguluyoruz.
ÖMER SÜT / HABER 7
SON VİDEO HABER
Haber Ara