Erdoğan'ın Afrika Boynuzu ziyaretini nasıl yorumlamalı?
Bugüne kadar Türkiye'den Afrika'ya yapılan üst düzey ziyaretler yoğunluklu olarak kuzey Afrika ile sınırlıydı. Fakat son dönemlerde Doğu ve Batı Afrika'ya gerçekleştirilen üst düzey ziyaretler söz konusu bölgelerin Türkiye için taşıdığı önemin bir göstergesi haline geldi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-01-26 11:27:21
Ali Mohamed Farah*
Hatırlanacağı gibi dönemin başbakanı ve şimdiki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılı "Afrika yılı" ilan ederek ilk olarak Etiyopya'ya ziyaret etmişti. Ardından 2011 yılında sırf kardeş eli uzatmak için Somali'ye giderek insani bir görev üstlenmişti. Fakat Erdoğan'ın bu ziyaretleri Etiyopya ve Somali ile sınırlı olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünlerde bölgeyi kapsayan bir ziyarette bulunması bölgeye yönelik bir siyasetin izlenmesi kaçınılmaz olduğunun göstergesi.
Etiyopya Türklere özel önem veriyor
Cumhurbaşkanın ilk durağı Etiyopya oldu. Erdoğan'ın Etiyopya ziyareti bu ülkenin hem Türk yatırımcıların Afrika'da en çok tercih ettiği ülkeler arasında bulunması hem de ülkenin bölge siyasetinde taşıdığı önemden kaynaklanıyor. Etiyopya'nın Somali ve Güney Sudan barış sürecinde oynadığı rol bölgesel ağırlığını simgeliyor.
Etiyopya, 2007'den bu yana yabancı yatırımcılara tanıdığı eşsiz fırsatlardan dolayı Afrika'da yatırımcıların en çok tercih ettiği ülkeler arasındadır. Ülkede yatırım yapacak yatırımcılara arsa, vergi muafiyetleri vb. imtiyazları tanınırken yatırımlarının yüzde 70 Dünya Bankası tarafından kredi ile destekleniyor. Ayrıca ülkedeki 92 milyon nüfusun büyük bölümü gençlerden oluşması ve çalışanlara verilen ortalama maaşın 120 dolar olması ülkeyi bir ekonomik potansiyel kılıyor. Bu nedenlerden dolayı ülke yatırımcıların tercihidir. Ve son 5 senedir ülke ekonomisi ortalama olarak yüzde 8,5 büyüyor.
Çin ve Türk yatırımcılar Etiyopya'daki yabancı yatırımcıların başını çekiyor. Çin'in ülkedeki yatırımları altyapıya yönelik iken, Türk yatırımcılar ise, ülkede kurdukları fabrikalarla hem ülkeye tecrübe ve teknoloji transferi yapmakta hem de on binlerce Etiyopyalıya iş imkânı vermektedir. Bunun için Etiyopya hükümeti Türk yatırımcılara ayrıcalık tanıdı. Özellikle Ankara'da 7 sene boyunca büyükelçi görevi yapmış olan cumhurbaşkanı Mulatu Teshome'nin Türk yatırımcılara verdiği önem dikkate değer. Göreve geldiğinden beri Türk yatırımcıları ülkeye davet ediyor. Ayrıca ülkede bulunan Türk yatırımcılara sürekli olarak devlet güvencesi vererek desteğini açık bir şekilde ifade ediyor.
Cibuti nüfusunun yüzde 70'i Somalili
Erdoğan'ın Etiyopya'dan sonraki durağı Cibuti oldu. Bu minik Doğu Afrika ülkesi çok stratejik bir noktada bulunuyor. Cibuti Soğuk Savaş döneminde Yemen ve Etiyopya'daki Sovyet nüfuzunu kontrol altında tutmak için Batı blokunun bölgedeki merkeziydi. 2001 yılı sonrası ise hem terörizme karşı savaşları hem de deniz korsanlarına karşı birçok devletin hareket noktası oldu. Bunun için Cibuti'nin de Türkiye'nin bölgeye yönelik politikasının ayrılmaz parçası olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira Cibuti nüfusunun yüzde 70'e yakını Somali kökenlidir. Dolayısıyla Somali'de barışa giden yol Cibuti'den geçmektedir. Ayrıca 90 milyon nüfuslu Etiyopya ve 9 milyon nüfuslu Güney Sudan Cibuti limanlarıyla dünyaya açılıyor. Bunun yanı sıra bu ülke geniş tuz kaynaklarına sahip. Ayrıca maden ve enerji sektörü üzerinde yatırımcılar arıyor. Bu da Cibuti'siz bir Doğu Afrika ziyaretinin eksik kalacağının adeta bir kanıtı. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Cibuti'ye gitmesiyle tam bir Afrika boynuzu ziyaretini gerçekleştirmiş oldu.
Somali ziyareti iki boyutlu
Cumhurbaşkanının son durağı Somali oldu. Somali ziyaretinin 2 boyutu olduğunu söylemek mümkün. Birincisi insani bir boyuttur ve Erdoğan 2011 yılında Somali'ye uzattığı kardeşlik elin devamıdır. Bu ziyaretle cumhurbaşkanı Türkiye'nin Somali siyasetinin hem başı hem de bizzat takipçisi olduğunun göstergesidir. Bu jest ile Erdoğan sadece Somali vatandaşı olan 10 milyon Somaliler değil Kenya, Etiyopya ve Cibuti vatandaşı olan toplam 10 milyon Somali'nin gölünü de fethetmiştir. Çünkü Erdoğan'ın Somali ziyareti kaderine terk edilmiş bir Somali'den ümit dolu bir Somali ortaya çıkardı. Bunun için Türkiye'nin adı Somali tarihinde altın harflerle yazılacak.
Türkiye, Somali'ye yaptığı yardımlarla başarılı insani diplomasinin nasıl olması gerektiği dersini dünyaya verdi. Dolayısıyla Türkiye tam da Afrika halkın istediği işbirliğine tercüman oldu. Ayrıca Türkiye'nin Somali politikası, Türkiye-Afrika ilişkilerinde bir referans olacak ve Türkiye'nin Afrika politikasına şüpheyle yaklaşan Afrika ülkelerinin şüphelerini gidererek Türkiye'yi Afrika'da önemli bir aktör yapacaktır.
İkincisi ise, 24 senelik iç savaş Somali'yi harabeye dönüştürdü ve ülkenin ne kamu kurumları ne de altyapısı kalmadı. Bunun için Somali'nin sıfırdan inşa edilecek bir ülke olması Türk yatırımcıları için kaçırılmayacak bir fırsat. Ayrıca bu ülke, 110 milyar varil petrol, uranyum, bakır, demir, altın, alçı, değerli taşlar, elektronik üretimi için kullanılan Quartz ve Piezo-Quartz, çinko, kurşun, manganez gibi madenlere sahip. Bunun yanı sıra Hint Okyanusunda 3300 km'lik sahili bulunması bu ülkenin önemini göstermek için yeterli. Zaten bu hususlar Türkiye'nin Somali'deki faaliyetlerini zorlaştıracak olan hususlar. Fakat aşılmayacak engeller değiller.
Neticede cumhurbaşkanın Afrika Boynuzu ziyareti Türkiye'nin 100 yıl aradan sonra bölgeye dönüşüne işaret etmektedir. Bu ziyaret, hem söz konusu ülkeler ile Türkiye arasındaki işbirliğini güçlendirecek hem de Türkiye'nin bölgeye dönüşünü kolaylaştıracaktır.
* Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Siyasal Bilimler ve Kamu Yönetimi Doktora Öğrencisi"
USASABAH
SON VİDEO HABER
Haber Ara