Üsküdar Üniversitesi'nde düzenlenen toplantıda konuşan ASSAM Başkanı Adnan Tanrıverdi, araştırmayı Hakkari, Van, Şırnak, Mardin, Batman, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da yaptıklarını anlattı.
Rapora göre bazı il ve ilçelerdeki emniyet güçlerinin nitelik ve nicelik olarak takviye edilmesi bunun yanı sıra örgüt elemanlarının dağdan indirilmesi için af müessesinin işletilmesi gerektiğini söyleyen Tanrıverdi, "Ancak her ne şekilde olursa olsun eline silah almış, silahlı eğitim yapmış örgüt elemanı ve yandaşına, meşru düzenin emniyet, güvenlik, asker ve bürokrat kadrolarında görev verilmeyeceği belirtilmelidir" dedi.
Terör örgütü kadrolarında görev yapanların devlet tarafından teşvik kapsamına alınacak ekonomik oluşumlarda çalışmaları için imkan sağlanması gerektiğini vurgulayan Tanrıverdi, sürecin başarısı için yapılan ve yapılabileceklerin halka anlatılması, çözüm sürecine halkın katılımının sağlanması gerektiğini ifade etti.
Tanrıverdi, "Devlet tarafından sağlanan kazanımların terör örgütünün dağ ve şehir kadroları tarafından üstlenilerek, halkın baskı altında alınmasının önlenmesi için sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları ve kanaat önderleri de devlet tarafından çözüm sürecinde muhatap olarak alınmalı" dedi.
Bölge insanının değerlerini özümsemiş kamu görevlilerinin yetiştirilmesi, ekonomik imkanların arttırılması, küçük ölçekli sanayi yatırımlarının teşvik edilmesi konularına değinen Tanrıverdi, "Çözüm süreci ülkemizin batısı tarafından da benimsenmeli, üniversitelerimiz, eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, mülki ve mahalli idare birimleri, cemaatler, kanaat önderleri, fikir kulüpleri, sanat dünyamız, basın ve yayın kuruluşlarımız, genel seferberlik ilan ederek, yapacakları seminer, panel, sempozyum, toplantı ve gösteri gibi açık/kapalı alan faaliyetleri ile hükümetimizin doğru yoldaki girişimini desteklemelidir" diye konuştu.
- "Gecikmeden istifade etmek isteyenler var"
ASDER Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan da Türkiye'de bir el sıkışma dönemine girildiğini aktarak "Güneydoğu'da ciddi bir beklenti oluştu. Bu beklenti 6 ay içerisinde yani seçime kadar hayal kırıklığı ile biterse Türkiye'de gecikmeden istifade etmek isteyenler var" dedi.
Bu nedenle en kötü anlaşmanın belirsizlikten daha iyi olduğunu dile getiren Tarhan, bu konuda hızlı karar verilmesi gerektiğini vurguladı.
Tarhan, şunları kaydetti:
"Oradaki vatandaşların eşit vatandaşlık konusundaki taleplerinin büyük çoğunluğu karşılandı. Ama anayasal değişikliklere ihtiyaç var. Şu söyleniyor. Anayasadan Türk kelimesi çıkarılmak isteniyor deniyor. Aslında bizim sunduğumuz raporda anayasadan Türk kelimesi çıkarılmıyor. Türk kelimesinin şovenist söylemi değiştiriliyor. Raporda bunun üzerinde duruldu. Burada Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kendilerini açıkça ifade edebilecekleri üzerinde durulması gerekiyor."
Güneydoğu'daki insanların aidiyet duygularını arttırmanın çok önem olduğuna işaret eden Tarhan, "Bu aidiyet duygularını arttırmamız için bazı psikolojik jestler vardır. Bu jestlerden biri de Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldızın 17 yıldıza çıkarılması. Selahaddin Eyyubi Hanedanlığı'nın ifade edilebilecek 17. yıldızın koyulması ve bunun Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ifade edilmesi güneydoğudaki insanların aidiyet duygularını arttıracaktır. Süreç konusundaki samimiyeti hızlandıracaktır" diye konuştu.
