Müstakil İş Adamları Derneği Sakarya Şubesi'nin (MÜSİAD) Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Konferans Salonu'nda düzenlenen 16. Olağan Genel Kurulu'na katılan İslam, AK Parti hükümetinin Türkiye'nin siyasi hayatına istikrar getirdiğini söyledi.
Siyasi istikrarın sadece siyaset için değil, ekonomi ve toplumsal barış açısından da hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan İslam, "Birilerinin, Türkiye'nin yükselişini engelleyebilmek ve yolunu kesmek için siyasi istikrarı bozma gayretleri, milletin feraseti ve siyasi iradenin dik duruşuyla bundan sonra da inşallah boşa çıkarılacaktır" ifadesini kullandı.
İslam, 3 Kasım 2002'de siyasi istikrarı yakalayan Türkiye'nin ekonomik yapısını güçlendirip bölgede ve dünyada hatırı sayılır itibarlı ve güçlü ülke haline geldiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"Türkiye, Avrupa ile Asya'nın kavşak noktasında yaşamanın bir bedel gerektirdiğini unutmadan, bölgede ve dünyada misyon sahibi bir ülke olacaksa mazlumların sesine kulaklarını tıkamayacak, dünyanın neresinde olursa olsun kendisine umut bağlayan kardeşlerine sırtını dönmeyecekse mutlaka ekonomik dengelerini kurmuş, namerde muhtaç olmaktan çıkmış, el avuç açmaktan kurtulmuş bir ülke olmak mecburiyetindedir.
Kalkınmanızı tamamlamadan, askeri gücünüzü, ekonomik güçle pekiştirmeden, zalimlere karşı sesinizi yükseltemez, sebepsiz işgallere, Müslüman katliamlarına 'dur' diyemezsiniz. Millet olarak manevi gücümüzden şüphemiz yoktur ancak ekonomik gücümüzün de manevi gücümüzden geri kalmaması gerekmektedir."
Türkiye ekonomisinin spekülatif sermaye giriş çıkışlarıyla yönlendirilemeyecek hale geldiğine dikkati çeken İslam, Gezi olayları ve 17 Aralık darbe girişiminin ekonomiye maliyetinin 120 milyar doları geçtiğini ancak Türkiye'nin güçlü iradesi ve ekonomisiyle bu darboğazı aştığını kaydetti.
İslam, Türk ekonomisinin her zamankinden daha güçlü olduğunu vurgulayarak, "Ekonomik ve sosyal başarıları görmezden gelmek, sadece AK Parti hükümetlerinin başarısını küçültmek değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünya çapındaki başarılarını küçük düşürmek demektir ki bu kadarı en başta Türkiye'ye haksızlıktır" değerlendirmesinde bulundu.
- "Ar-Ge harcamalarına daha fazla önem verilmeli"
"Türkiye, ekonomik sıçrama gerçekleştirip dünya liginde bir üst klasmana çıkmak istiyorsa Ar-Ge harcamalarına daha fazla önem vermek zorunda" diyen İslam, "2002 yılında 3,9 milyar tutarında Ar-Ge harcaması vardı, şimdi 16 milyar Türk lirası tutarında. Bu, gayrisafi milli hasılaya oranla yüzde 0,55'ti, şimdi yüzde 0,95'e çıktı. En kısa zamanda bunu yüzde 1,5-2 düzeyine çıkarma kararlılığımız var" şeklinde konuştu.
İslam, patent başvurusu sayısının AK Parti hükümeti döneminde 6 kat artarak 12 bine ulaştığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Endüstriyel tasarım başvuruları ise 2 katına çıkarak 45 bini aşmıştır ancak IBM mucitlerinin günde ortalama 20'den fazla patentle bir yılda 7 binden fazla patent almayı başardığını göz önüne alırsak buradan daha kaç fırın ekmek yememiz gerektiğini görebiliriz. Geçtiğimiz yıl 7 bin 534 patent alan IBM, 22'nci kez ABD patent listesinde lider olmuştur.
Türkiye'nin misyon sahibi ülke olması için misyon sahibi sermayeye sahip olması gerekmektedir. Bu konu, enflasyonun birkaç puan düşük ya da yüksek olmasından da cari açık rakamlarından da büyüme ve istihdam istatistiklerinden de önemlidir. Konjonktürel olarak bu rakamların dalgalanması olağan karşılanabilir. Küresel sermayenin manipülasyonlarına karşın Türkiye'nin gücüne inanmış ve daha da önemlisi Türkiye'nin gücüne adanmış milli sermayeye ihtiyaç vardır."
İslam, iş adamlarının kazanç, mal ve mülkünde fakirlerin de hakkı olduğunu vurgulayarak, daha fazla hayır hasenatta bulunmalarını beklediklerini sözlerine ekledi.
İslam, daha sonra Camili Mahallesi'ndeki Çocuk Evleri Sitesi'ni ziyaret etti.