Güngör, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Muhittin Buyruk'a ifade verdikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, savcıya "ANKAPARK ve Atatürk Orman Çiftliğine (AOÇ) ilişkin belediyenin işlemlerini doğru bulmadıkları için dava açtıklarını" söylediğini aktardı.
Güngör, "Bu işlerden para pul aldığımız yok. Buralar halka mal olmuş, Atatürk'ün vasiyeti olan yerler. Yeşilin tahrip edilmemesi, tarım topraklarının betonlaşmaması için suç duyurusunda bulunmuştuk. Kimseye iftira atmadık. Savcıya bunları söyledik" diye konuştu.
Candan ise savcıya yazılı savunma verdiğini bildirdi.
Savunmada, AOÇ arazisine ilişkin Büyükşehir Belediyesinin plan ve müdahalelerine ilişkin yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlatılarak, "Büyükşehir Belediyesinin AOÇ alanında hiçbir işlem, inşaat yapmaması gerekirken, yargı kararlarını uygulamamakta ve inşaatlara devam etmektedir. Nitekim bu nedenle yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Mimarlar Odası Ankara Şubesince suç duyurusunda bulunulmuştur" denildi.
"Bir kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmasının, 'suç uydurma, hakaret ve iftira' suçlarına vücut vermeyeceği" kaydedilen savunmada, bunun aksinin, "hukuk devleti ilkesi ve hak arama hürriyetini yok saymak anlamına geleceği" belirtildi.
-Gökçek'in şikayeti
Gökçek'in, avukatı Fatih Atalay aracılığıyla savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde, Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası Ankara Şubeleri ile Ziraat, Peyzaj ve Çevre Mühendisleri Odalarının yetkililerine "suç uydurma ve iftira" suçlamalarında bulunuldu.
Dilekçede, odaların yetkililerinin, AOÇ İmar Planları ve AOÇ Hayvanat Bahçesi Yenileme Alanına ilişkin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açtıkları davalarda verilen mahkeme kararlarının uygulanmadığı iddiasıyla Gökçek hakkında suç duyurusunda bulundukları belirtilerek, "Şüpheliler tarafından şikayete konu edilen üç dava dosyası farklı idari işlemlere ilişkin olup, mahkeme kararları idaremize tebliğ edildiği tarihten itibaren süresinde uygulanmıştır. Şikayet konusu edilen mahkeme kararlarına rağmen uygulamaya devam edildiği iddiası hem suç isnadı hem de iftiradır" görüşü savunuldu.