Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Modern toplumda İslam kardeşliği

İlke-Der ve Çorum İHH Pazar günü Saat:13.00 de Eşref Hoca Caddesindeki Seminer Salonunda “Modern Toplumda İslam Kardeşliği” konulu bir konferans düzenledi. Programa konuşmacı olarak Ankara İlkav Vakfından Şeyho DUMAN katıldı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-20 10:42:09

Modern toplumda İslam kardeşliği

Yoğun katılımın gerçekleştiği programda İlke-Der ve Çorum İHH çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Açılış konuşmasını Çorum İnsani Yardım Derneği (Çorum İHH) yönetim kurulu üyesi Ömer Bayram’ın yaptığı Konferansın Sunumunu Mustafa Akbaba yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Şeyho Duman ”Modern Toplumda İslam Kardeşliği” konulu sunumunu yaptı. Hanımların İlke-Der/Çorum İHH Hanımlar Komisyonu Toplantı Salonunda Ekrandan Takip Ettiği Program soru cevap bölümü ile sona erdi.

Çorum İnsani Yardım Derneği (Çorum İHH) Yönetim kurulu üyesi Ömer Bayram’ın açılış konuşması metni:

Değerli kardeşlerim,

İçinde yaşadığımız Modern hayatın kuşatmasına karşın, İslam kardeşliğine daha çok ihtiyacımız var. Bu bağlam da temel kaynağımız olan Kur’an-a baktığımızda Kur’an bizden ne istiyor?

Allah Teâla’ya insanı yaklaştıran birçok yol ve vesileler vardır. Bu yolların içinde en kârlı ve kısa olanı muhabbet ve sevgi yoludur.

Kişi Müslüman kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da onun yardımcısıdır. Kardeşlerinin kusurlarını örtmede gece gibi, derdiyle dertlenmede bir bedenin azaları gibi, sevincini paylaşmada ana gibi olursa işte İslam Kardeşliğinin gereğini yerine getirmiş olur.

Müslüman, kardeşinin can ve malını korur, emniyet telkin eder, ona zarar vermez ve onun gıyabında ırz, namus, şeref ve haysiyetini zedeleyecek hal ve davranıştan kaçınır. Cenaze gibi sıkıntılı günlerinde yanında olur. Bayram gibi sevinçli günlerini paylaşır. Yardıma ihtiyacı olduğu vakit madden, manen yardımcı olur.



Her sistem gibi İslam da kendi cemiyetini belli esaslar üzerine kurmuştur. İnançta Tevhid’i, Cemiyette de uhuvveti yani kardeşliği esas almıştır. Dolayısıyla İslam toplumu sınırları, İslam imanıyla çizilmiş kardeşler topluluğudur. Bu topluluk ve kardeşliğe imandan başka hiçbir şey, mesela ne ırk, ne renk, ne de coğrafya sınır çizemez.

İslam kardeşliğinin yegâne belirleyici ön şartı ‘’LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUR’RESULLULAH’’ demektir. Bu kelime-i tevhidi söyleyen herkes Müslümandır ve öteki Müslümanların din kardeşidir. Kur’an-ı Kerimde:

Mü’minler ancak kardeştir (HUCURAT 10) açık şekilde belirlenmiş ve ilan edilmiştir.

Yine bizler okuduğum ayette ki gibi kalplerini birbirine Allah’ın ısındırdığı, ellerini birbirine peygamberin tutuşturduğu ve kardeş yaptığı bir ümmetiz.

Modern dünyanın toplum dayanışması dediği ve aradığı oluşumu peygamberimiz kıyamete kadar yaşayacak ümmetine örnek olmak üzere kardeşlik uygulamasıyla ilk İslam toplumunu oluşturmuştur.

Özellikle son yıllarda İslam coğrafyalarında oluk oluk kan akarken bizim İslam kardeşliğine olan ihtiyacımız önemli olarak ortaya çıkıyor.

Yine Müslümanlar, zalim diktatörlerin zulümleriyle karşı karşıya geliyorlar. Ve her gün yüzlerce insan ya öldürülüyor, ya işkence görüyor ya da yurtlarından sürgün ediliyorlar.

İşte bu bağlamda bizlerin muhacir kardeşlerimize Ensar olma ve kardeş olma gerekliliğimiz ortaya çıkıyor.



Yine son zamanlarda bir takım medyada ya da dergilerde peygamberimize dil uzatılırken, hakaret edilirken bizlerin bir olması, kenetlenmesi ve birlikte hareket etmemiz yani kardeş olmamız, kardeşliğimizi pekiştirmemiz elzem hale geliyor.

Şeyho Duman Konferansının Özeti:

Bir erkek ve bir dişiden bizi yaradan sahibimiz birbirimizi tanıyarak buluşmamızı, birbirimizle birtakım şeyleri paylaşmamızı ve yeryüzünde ahenk içerisinde bir yaşam sürdürmemizi dilemiştir.

O’nun muradınca bir hayat sürüp emanet ettiği yeryüzünü ve içindekilerini fesada uğratmadan yarattığı gibi herhangi bir bozgunluğa uğratmadan sahibine teslim etmemiz talep edilmiştir.

Bu dengenin korunması için yaratılışta beraberinde getirdikleri özellikler, gönderilen ve indirilen vahiylerle desteklenmiştir fıtrattaki özelliklerden olmak üzere akrabalık bağlarının korunmasını dilemiştir.

Sıla-i rahmin önemini hem kuranı kerim hem de O’nun tebliğciliğini yapmak göreviyle görevlendirilen resul Hz Muhammed (sav) hadis ve sünnetiyle inananlara anlatmıştır.

Fıtrattaki bu özelliğin aynı zamanda sözlü vahiy ile teyit ve tekit eden sahibimiz neseben kardeşliğin önemine işaret ettiği gibi imandan kaynaklanan kardeşliğin ise ondan daha önemli olduğunu işaret ederek “ müminler ancak kardeştirler “ buyurmuştur.
Bu cümlede buyrulan gerçek kardeşliğin iman duygusunun bir araya getirdiği kardeşlik olduğu ifade edilmektedir.

Bu kardeşlik sadece dünya ile sınırlı olmayıp aynı zamanda ahiretteki hayatta da devam edeceğini iman kaynaklı takva üzerinde bir birlik sağlayanların o gün birbiriyle olan dostluklarının devam edeceğini haber veriyor.

“ O gün nice dostlar birbirlerine düşmandırlar, ancak onun emirlerine göre hayatlarını yaşayan takva sahipleri müstesna, onlar birbirlerinin dostlarıdırlar”.

“Sur’a üfürüldüğü zaman artık aralarında hiçbir nesep ve akrabalık mefhumu olmayacağı gibi birbirlerinin durumlarından sorulacak değiller” (Mü’minun 100-101)

“O gün kişi kardeşinden, anasından eşinden ve çocuklarından kaçacaktır” (Abese 34-35-36)

Kur’an-i bir anlayışla hayatımızı düzenlemediğimizden dolayı farklı kaynaklarla beslenilmiş ve sonucunda maalesef hurafelere dayalı bir anlayış İslam kardeşliğine zarar vermiştir. Müslümanlar olarak yapmamız gereken çok şey vardır. Zihinlerde kalplerde Kur’an-i bir inkılaba ihtiyaç duyulmaktadır.

Allah’ın emirlerine göre hayatlarını inşa ederek iman ile yaşam sürdürenler için Allah onları dünyada da ahirette de tertemiz olarak yaşatır. Temiz yaşayanlar için melekler onlara “hoş geldiniz temiz yaşamışsınız selam size ”derler.

Evet, iman ve amele dayalı gerçekleştirilen kardeşlik, hem burada hem de ahirette sahiplerine faydalar sağlayacaktır.
Allah’ın kitabına sarılarak bir topluluk meydana getiren ilk nesil ilahi hidayete ve kurtuluşa nasıl erdiler ise, bugün de her türlü tefrika hastalıklarından uzak bir şekilde yeniden bir kardeşlik duygusu içerisinde bir cemaat oluştururlarsa mazide olduğu gibi tekrar yeryüzüne ilahi adaleti hâkim kılmaya muvaffak olacaklardır.

Haber Ara