Lavrov, Moskova'da düzenlenen yıllık basın toplantısında 2014'e ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Rus ve yabancı medya mensuplarının sorularını yanıtladı.
Lavrov, gelecek hafta Moskova'da Suriye yönetimi ve muhalefet temsilcilerinin katılacağı belirtilen toplantıya ilişkin, krizin çözümüne yönelik müzakerelere yeni bir bakış açısı getirmek istediklerini belirtti. Lavrov, "Cenevre'de yapılan hataları tekrar etmiyoruz. Görüşmelere tüm muhalif grupları davet ediyoruz. Daha önce görüşmelerde muhalefeti sadece Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu temsil etmişti. Moskova'ya diğer önemli tüm muhalif gruplar da davet edildi" diye konuştu.
"Katılımcı listesi henüz netlik kazanmadı. Netleştiği zaman kamuoyuyla paylaşacağız" diyen Lavrov, toplantının içeriği ve formatı konusunda da bilgi verdi. Lavrov, şunları söyledi:
"Suriyeli muhalif gruplar bir salonda bir araya gelecek. Rusya hükümetinden resmi temsilci katılmayacak. Toplantının moderatörlüğünü tarafları iyi bilen Rus akademisyenler üstlenecek. Bir döküman imzalanması planlanmıyor. Muhalif grupların ne yapmak istediğini ve birbirini anlaması lazım. Daha sonra görüşmelere hükümet temsilcileri dahil olacak. Eğer bir kimya oluşturulabilirse bunu BM düzeyine çıkartacağız."
Lavrov, görüşmelerin basına kapalı yapılacağını vurguladı. Lavrov, ayrıca Suriye krizinde çözülmesi gereken ilk sorunun terör örgütü IŞİD ile mücadele olduğunu söyledi ve "Bu terör örgütüyle mücadele Esed'ın gitmesi ya da rejim değişikliğinden daha önemli" ifadesini kullandı.
- İran'a S-300 teslimatı -
Lavrov, bir başka soru üzerine Rusya ve İran savunma bakanları arasında dün Tahran'da yapılan toplantıda S-300 füzelerinin teslimatı konusunun gündeme gelmediğini söyledi.
Lavrov, basında yer alan, İran'ın 2007'de Rusya'dan satın aldığı ancak halen teslim edilmeyen S-300 hava savunma sistemlerinin teslimatının önündeki engellerin kalktığı ve S-300'lerin yakın zamanda teslim edileceği yönündeki haberlerle ilgili soruya, "Dünkü görüşmelerde S-300'ün gündeme geldiğine dair bir bilgi almadım. Bu konu iki ilişkilerimiz çerçevesinde değerlendirilecektir" karşılığını verdi.
Lavrov, İran ile ekonomi ve askeri savunma sanayi alanları başta olmak üzere ikili ilişkilerin gelişerek devam ettiğini ifade etti.
- Ukrayna'nın doğusundaki gelişmeler -
Lavrov, Ukrayna konusunda ise ülkenin doğusunda çatışmaların yeniden başlaması ve Kiev yönetiminin yaptığı açıklamaların rahatsızlık verici olduğu kaydetti. Bugün Berlin'de Alman, Ukraynalı ve Fransız mevkidaşlarıyla yapacağı görüşmeye değinen Lavrov, "Avupa'yı Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'yu askeri seçeneklerden vazgeçmesi için ikna etmeye çağıracağız" dedi.
NATO'nun Rusya ile bütün temaslarını dondurma kararı aldığını anımsatan Lavrov, "Bu karar NATO'nun soğuk savaş düşüncesinden kurtulmadığını gösteriyor. İlişkileri bozma kararını biz almadık" değerlendirmesinde bulundu.
Lavrov, Rus askerlerinin Ukrayna topraklarına girdiği yönündeki açıklamaları sıkça duyduklarını kaydederek, bu konuda ortaya atılan iddiaların ispat edilmesini istedi.
- Ermenistan'da Rus askerin sivilleri öldürmesi -
Lavrov, Ermenistan'ın güneyindeki Gümrü (Gyumri) kentinde geçen hafta bir Rus askerinin aynı aileden altı kişiyi öldürmesine ilişkin soruya ise "Ermenistan'da meydana gelen korkunç olayda hayatını kaybeden suçsuz insanların yakınlarına başsağlığı dileklerimizi yineliyoruz" yanıtını verdi.
Bu konu hakkında dün Ermeni mevkidaşıyla görüştüğünü kaydeden Lavrov, "Şüpheli yakalandı. İlk sorgusunda işlediği suçu itiraf etti. Mahkeme süreci Ermenistan'da ve mümkün olduğu kadar şeffaf gerçekleştirilecek. Bu olayın politize edilme çabaları olduğunu görüyoruz. Rus-Ermeni ilişkilerinin bu olaydan etkilenmeyeceğini düşünüyorum" dedi.
Lavrov, ayrıca "Türk akımı" olarak anılan doğalgaz boru hattı projesinin hayata geçirileceğine inandığını, böylelikle Avrupa'nın gaz istikrarının sağlanacağını dile getirdi. Lavrov, Avrupa'nın "Türk akımına" ilgi duyduğunu belirtti.
Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun yayınladığı karikatürlere değinen Lavrov, medya organlarının dini değerleri rencide edemeyeceğinin uluslararası hukuk normlarınca sabit olduğunu, bu tür davranışları doğru bulmadığını söyledi.