Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde devam eden davanın 175. duruşmasında ilk kez NSU üyeleri tarafından yapıldığı sanılan ve 22 kişinin yaralandığı bombalı saldırı ele alındı.
Saldırıda yaralanan Sandro D. ve Melih K, soruşturma yapan Köln polisine yönelik suçlamalarda bulundu. İki tanık, ağır yaralı olmalarına rağmen polisin kendilerine şüpheli muamelesinde bulunduğunu bildirdi.
Melih K, o dönem yürütülen soruşturmada, saldırının ırkçı bir arka planı olduğu şüphesini taşıdığını, bu işin yabancılardan nefret edenlerin yapmış olabileceğini söylediğini belirtti. Hastanede bulundukları sırada başka kişilerle temasa geçmelerinin yasaklandığını anlatan iki tanık, hastaneden çıktıktan sonra da polise giderek parmak izi verdiklerini ve kendilerinden DNA numunelerinin alındığını söyledi.
Saldırı sırasında kuaför salonunda bulunan Şükrü A. da Sandro D. ve Melih K. gibi hala psikolojik tedavi gördüğünü, saldırıdan sonra günlerce komada kaldığını anlattı.
Kuaför salonunda bulunan Kemal D. de saldırı anında ölüm korkusu yaşadığını belirterek, "Ben ölümü bekliyorum diye düşündüm" dedi.
Öte yandan mahkeme önünde toplanan 100 civarındaki kişi, ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını protesto etti. "Keup Caddesi Her Yerde İnisiyatifi" üyeleri, NSU mağdurlarıyla dayanışma içinde olduklarını belirterek, NSU üyelerinin işlediği cinayetlerin ve bombalı saldırıların tümüyle aydınlatılmasını istedi.
Öte yandan iç istihbarattan sorumlu Saksonya Eyaleti Anaysayı Koruma Teşkilatı Başkanı Gordian Meyer-Plath'ın NSU davasında tanık olarak dinleneceği bildirildi. Mahkeme'nin, NSU davasında örgüte yardım ve yataklık yapmakla yargılanan Ralf Wohlleben'in avukatlarının başvurusu üzerine Meyer-Plath'ı ifade vermeye çağırdığı ifade edildi.
1990'lı yıllarda Brandenburg Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı'nda çalışan ve "Piatto" adlı muhbirden sorumlu olan Meyer-Plath'ın 24 Şubat'ta dinleneceği kaydedildi.
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesinde ve çok sayıda soygunda NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. NSU terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan Beate Zschaepe ise NSU üyelerinin kullandığı hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. Söz konusu gazete kupürleri ile örgüte ait bazı eşyalar da bu hücre evinde bulunmuştu.
NSU davası ise 6 Mayıs 2013'te Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülmeye başlamıştı. NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi olan Zschaepe, tutuklu yargılandığı davada susma hakkını kullanıyor. Zschaepe'nin yanı sıra örgüte yardım ve yataklık yaptıkları öne sürülen 4 sanık daha yargılanıyor.
