Köylerini, evlerini bırakan Suriyeliler, Esed ve IŞİD tehdidinden uzakta, güvenli bölgelerde kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlara yerleşti. Yerleşim bölgelerine yönelik saldırılarından kaçan Suriyeliler, çareyi, güvenli bölgelere kaçmakta buluyor.
Yanlarına alabildikleri eşyalarla evlerini terk eden aileler, hayırseverler tarafından gönderilen çadırlarda hayatını sürdürmeye çalışıyor. Çadır yardımından yararlanamayan savaş mağduru Suriyeliler ise tahta ve branda kullanarak yaptıkları barınaklara sığınıyor.
- Tuvalet, okul ve camiler de çadırdan
Suriye Türkmen Kitlesi Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Urli, AA muhabirine, ülkedeki iç savaş nedeniyle halkın sadece komşu ülkelere göç etmediğini, ülke içinde de büyük göç yaşandığını kaydetti.
Ülkedeki birçok şehrin yarı yarıya boşaldığını ifade eden Urli, bu insanların Esed ve IŞİD tehdidinden uzaktaki yerleri tercih etmek zorunda kaldığını söyledi.
Türkiye sınırı boyunca birçok çadır kent oluşturulduğunu belirten Urli, buradaki lavabo, banyo, cami ve okulların da çadırdan yapıldığını aktardı.
- Türkmen Bölgesi
Lazkiye'nin Bayırbucak Türkmen bölgesinde de benzer durum yaşandığını anlatan Urli, "Esed'in bombalarından kaçan bölge halkı, Hatay sınırı yakınlarına binlerce çadır kurdu. İç göç, son günlerde artarak devam ediyor. Her gün iç bölgelerden kaçan aileler, güvenli gördükleri yerlere sığınıyor" dedi.
Kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda kalan bu ailelere yeterince yardım gelmediğini vurgulayan Urli, insanların sadece can güvenliği uğruna, yarı aç, yarı tok, sıcak, soğuk demeden derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kaldığını söyledi.
- 3 milyon kişi çadırda yaşıyor
Ülkede hiçbir noktanın güvenli olmadığını savunan Urli, şöyle devam etti:
"Suriye'de her geçen gün can güvenliği azalıyor. Yaklaşık 11 milyon kişi iç göç yapmak zorunda kaldı. Her gün yüzlerce kişi bombalardan kaçarak, Türkiye sınırı yakınlarında veya ülkedeki güvenli bölgede çadır kurup hayatını devam ettiriyor. Tam sayı vermek mümkün değil ancak 3 milyona yakın insan, kendi kurduğu çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Bu sayı her gün artıyor. İnsanlar bu şekilde daha ne kadar dayanır, bilemiyoruz ancak şunu çok iyi biliyoruz, uluslararası toplum, 21. yüzyıldaki bu dramı sadece izliyor."