İsviçre Merkez Bankası'nın, avro başına 1,20 frank olarak tuttuğu minimum kur uygulamasına son vermesi ve mevduat faizinde de indirime gitmesi kararının ardından piyasalardaki hareketlilik artarken, yatırımcı tarafında frank pozisyonu olanlar ciddi zarara uğradı. Analistler, yurtdışında FX piyasasındaki zararın 250 milyon dolara yaklaştığını belirterek, yurtiçinde ise yatırımcıların çok fazla frank pozisyonu bulunmadığını, dolayısıyla Türk FX piyasasının bu karardan etkilenmediğini kaydediyor.
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İntegral Menkul Değerler Genel Müdürü Kıvanç Memişoğlu, gelişmelerin ardından yurtdışında birkaç firmanın zarar açıkladığını belirterek, "Örnek vermek gerekirse FXCM 225 milyon dolar zarar açıkladı. Hisseleri de 17 dolardan 1,5 dolar seviyelerine kadar düştü. Borsaya kote bir diğer büyük şirketin hisseleri ise yüzde 10 gerilemiş durumda. Alpari battığını açıkladı. Diğer birkaç brokerdan da batma haberleri geldi. Net rakamlar için birkaç gün beklememiz gerekecek" ifadelerini kullandı.
Kurumlarda ne kadar frank pozisyonu bulunduğu konusunun net olmadığını kaydeden Memişoğlu, ancak Türkiye'deki kurumlarda çok fazla pozisyon olduğunu düşünmediğini dile getirdi.
Memişoğlu, frankın Türkiye'de çok işlem yapılan bir enstrüman olmadığını, karar sonrası pozisyon sayısında bir değişiklik gözlemlemediklerini aktararak, "Yatırımcılara frank parite çiftlerinde temkinli olmalarını ve yeni pozisyon açmamalarını öneririm. Diğer paritelerde ise kaldıracı 1'e 100 değil de 1'e 20 kullanmalarını tavsiye ediyorum. Zira bu son harekette frank short olan pozisyonların hemen hemen hepsi stoplandı" diye konuştu.
- "Artık en yüksek kardan ziyade, beklenmeyeni beklemek gerek"
Saxo Capital Markets Genel Müdürü Egemen Kaya da İsviçre Merkez Bankası'nın, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) gelecek hafta açıklayacağı parasal genişleme planının özellikle de avro/frank paritesine koyacağı baskıyı göz önünde bulundurarak rasyonel bir karar aldığını ifade etti.
Bu kararın piyasanın dün için beklediği bir hareket olmadığını vurgulayan Kaya, dolayısıyla piyasada bir panik yaşandığını, kararın ardından yaklaşık 10 dakika içinde oynaklık göstergesinde yüzde 1200-1300 civarında artış yaşandığını dile getirdi.
Kaya, bu panikle yatırımcıların pozisyonlarını sonlandırdığını belirterek, "1 saatlik süreçte avro/frank paritesi yaklaşık yüzde 30 geriledi, beraberinde dolar/frank da düştü. Burada yaşadığımız problem, özellikle uluslararası piyasada müşterilere yapılan teminatlandırma ve kaldıraçlı piyasa işlemlerinde bu çapta hiç görülmemiş bir piyasa hareketinde müşteri teminatlarının yurtdışındaki bazı brokerlarda eksi bakiyelere gitmesi ve bu bakiyelerin hemen telafi edilmesinin mümkün olmaması. Bakiyelerin, sermaye yeterliliklerini aştığını gördük. Esasında olayın aslı; yükek volatilite, ani düşüş ve bu düşüş esnasında piyasada fiyat bulunmaması" diye konuştu.
Saxo Bank ve Saxo Capital Market olarak frank ile alakalı tüm işlemlerin kaldıraç oranlarını eylül ayında bir hayli düşürdüklerini kaydeden Kaya, şöyle devam etti:
"Bu riski öngörerek yatırımcılara frank işlemlerindeki kaldıraçları 1'e 12,5'a düşürdüğümüzü bildirmiştik. Büyük hesaplar için de 1'e 25 gibi bir kaldıraç uyguladık ama bunun üzerinde bir kaldıraç uygulamadık. Dolayısıyla kurum olarak Türkiye'de özellikle dünkü oynaklıkta herhangi bir problem yaşamadık. Müşterilerimizin bir kısmı pozisyonda değildi, olanlar da makul seviyelerden kapatıldı. Hatta aşağı fiyatlardan işleme girip kar edenler bile oldu. Rekabetçi ortamın oluşturduğu kaldıraçlı piyasalarda özellikle 'Benim kaldıracım daha yüksek, gel daha az teminatla burada işlem yap' tarzında işleyen ve risklere çok da dikkat etmeyen kurumlarda sıkıntılar oldu."
Türkiye'de frank pozisyonundan kaynaklanan zarara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kaya, "Bizim duyumlarımız bunun çok yüklü olmadığı şeklinde. Türkiye için birkaç tane husus var. Birincisi; Forex piyasalarında kaldıraçlı işlemlerde yatırımcıların eksi bakiyeye geçmesi halinde bunu kurumlar karşılıyor. Dolayısıyla böyle bir durum yaşandıysa kurumlara yazılacak zararlar olacaktır. Ancak olup olmadığına ilişkin net bir bilgi yok. İkincisi de eğer buradaki kurumlar likidite sağlayıcı olarak yurtdışındaki herhangi bir kurumla işlem yapıyorsa, kendi yapılarını tekrar gözden geçirmeleri gerekebilir ama Türkiye'de bir sıkıntı olduğuna dair birşey duymadım" ifadelerini kullandı.
Kaya, 2014'ün Rusya kriziyle bittiğini, 2015'in ise "frank krizi" denilebilecek bir durumla başladığını dile getirerek, yatırımcılara özellikle kaldıraçlı piyasalarda işlem yaparken dikkat etmeleri uyarısında bulundu.
"Artık sadece en yüksek kaldıraç, en yüksek kardan ziyade, beklenmeyeni beklemek gerek" diyen Kaya, yatırımcıların pozisyonları, pozisyonlarının büyüklüğü ve bu pozisyonu taşıdıkları kurumlarla alakalı yatırım stratejilerini tekrar gözden geçirmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
- "Yaklaşık 250 milyon dolarlık bir zarardan bahsediliyor"
Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz ise kendi portföylerinde çok fazla frank pozisyonu alan müşterilerinin bulunmadığını belirterek, ancak edindikleri bilgilere göre yurtdışında çok fazla zarar eden firmaların olduğunu aktardı.
Burada yaklaşık 250 milyon dolarlık bir zarardan bahsedildiğini vurgulayan Tuna, "Bu ciddi bir sıkıntı. Böyle olunca firmalar sermaye yeterliliklerini karşılayamıyor. Bunu karşılayamadığı için bu sefer de fiyat ve servis veremiyor ve kapatmaya kadar gidebiliyor. Dolayısıyla dünkü hareket hakikaten de herhangi bir oyuncunun ömründe görebileceği, bir defaya mahsus bir hareket" şeklinde konuştu.
Tuna, bunun piyasanın beklemediği anlarda çok sert hareketler yaptığı nadir bir durum olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Böyle bir olay olduğu için, ne yatırımcıların, ne bankaların, ne de aracı kurumların çok fazla yapabileceği birşey kalmıyor. Dün yaklaşık 20-25 dakika hiçbir banka fiyat vermedi, komple tahtasını kapattı. Bu tip bir durumda yapacak tek şey tekrar fiyat gelmesini beklemek. Bu iki türlü çalışıyor. Yatırımcı gözüyle baktığında burada kar eden insanlar da oluyor. Kısa pozisyonda olan biri kar sağlarken, uzun pozisyonda olan birisi de tam tersi ciddi miktarda zarar etti. Burada genel olarak söyleyebileceğim, yatırımcıların çok fazla ilgilenmediği, bilmediği yatırım araçlarında işlem yapmamaları, onlardan uzak durup takip ettikleri yatırım araçlarında pozisyonlarını tutmaları. Bir de pozisyon büyüklüklerini her zaman paralarına göre ayarlamaları. Yatırımcının bu tip durumlarda kaldıracı düşürmesi daha lehine olur. Zarar eden yatırımcıların, bu tip durumlarda panikle hareket etmeden biraz bekleyip, ne olduğunu anlayıp ondan sonra pozisyonunu kapaması gerek."
Tuna, yurtdışında zarar eden firmaların olduğunu ancak yurtiçinde böyle bir duyum almadığını da dile getirerek, "Çok büyük pozisyon taşıyan, en azından bize gelen böyle bir haber yok" dedi.