AA muhabirine konuşan Yüce, İsviçre Merkez Bankası'nın 6 Eylül 2011 tarihinden bu yana taahhüt ettiği 1,20'lik avro frank paritesine son vermesinin en büyük nedeninin, bankanın bu pariteyi sağlamak için ilk günden bu yana sürekli avro alımları yapmak zorunda kalması olarak açıkladı.
Kararın ardında, bankanın bilançosunu Avro Bölgesi'nin en büyük avro alacaklısı pozisyonuna getirmesi, bunun tersine dönme belirtilerinin de gitgide ortadan kalkması ve avronun dolar karşısında hızla değer kaybetmesi olduğunu belirten Yüce, şöyle devam etti:
"Yunanistan ekonomisindeki belirsizliklerin artan bir tempoda gitmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) para politikasında yumuşama belirtilerinin ortaya çıkması, bu politikanın, yani avro alımları ile pariteyi desteklemenin, daha fazla mümkün olmayacağını ortaya koymuştur. Sistemin avro alımları dışında başka tedbirlerle korunması gerekiyor. Esas yanılma noktasının, frangın sadece avro ile paritesinin sabitlenmesi ve başka para cinslerinin özellikle dolar ile olan ilişkisinin gözardı edilmesi olduğu söylenebilir. Zira bugün İsviçre Merkez Bankası'nın avro-dolar-frank sepeti üzerinde çalışması gerektiği bir çok ekonomist tarafından önerilmektedir."
İsviçre Merkez Bankası'nın bu kararının bugünkü sonuçlarının frangın bütün para birimleri karşısında yüzde 15-20 değer kazanmasına neden olduğunu belirten Yüce, "Karar, İsviçre borsasının yüzde 7 düşmesine ve Avrupa borsalarında büyük ihracatçı İsviçre şirketlerin hisse senetlerinde düşüşlere neden oldu" dedi.
- Avrupa daha fazla etkilenecek
İsviçre'nin ilk etapta bu durumdan, ihracatın maliyet artışı, ülkedeki yatırım maliyetlerinin artması noktalarında etkileneceğini söyleyen Yüce, ülkenin negatif faiz uygulamasıyla franga talebin azalmasını sağlayacağını ve ilave tedbirlerle ekonominin olumsuz etkilenmesini önleyeceğini belirtti.
Hiçbir politik ve sosyal risk taşımayan İsviçre ekonomisinin böyle bir "öngörü yanılmasının" olası olumsuz sonuçlarını bertaraf edebilme gücünün fazlasıyla olduğunu ifade eden Yüce, sözlerini, "Bu durumdan İsviçre'ye nazaran Avrupa'nın daha fazla etkilenmesi beklenmektedir. Zira Avro Bölgesi'ni, avro alımları ile destekleyen bir ülke bu misyonunu sonlandırmıştır. Sonuç olarak, bugünkü durum İsviçre para politikalarında Avro Bölgesi'ne değil de dünya piyasalarına paralel olması gerektiğini göstermiştir" diye tamamladı.