Merkel, Frankfurter Allgemeinze Zeitung gazetesine verdiği röportajda, Almanya'da yaşayan Müslümanların büyük çoğunluğunun her türlü şiddetten uzak olduğunu ve şiddet ile kendileri arasına bir çizgi çektiklerini belirtti.
Almanlar'ın İslam'dan endişe etmesini anlayıp anlamadığının sorulması üzerine Merkel, "Belki de İslam ile ilgili bilgimiz az olduğu için bir çok insan sıkıntı hissediyor. Buna siyasetçiler, kiliseler ve toplum olarak cevap vermemiz lazım" dedi.
Bir din adına şiddet kullanılmasının haklı gösterilemeyeceğini vurgulayan Merkel, İslam'da şiddet olup olmadığı sorusuna karşılık, bu konuda kendisinin yanlış muhatap olduğunu, bunun Müslüman din adamlarına sorulması gerektiğini kaydederek, "Benim görevim Almanya'da yaşayan Müslümanların büyük bir çoğunluğunu, şüpheli gibi görülmekten korumak ve İslam adına şiddete başvurma konusunda da mücadele etmek" ifadesini kullandı.
- Müslümanlar ve onların dini, ülkemizin bir parçası
İslam'ın Almanya'ya ait olduğunun ne anlama geldiğinin sorulması üzerine de Merkel, Almanya'da 4 milyon Müslümanın yaşadığını, bunların Alman vatandaşlığına sahip veya hayat merkezlerinin Almanya olduğuna işaret ederek, bu insanların büyük bir bölümünün dürüst ve anayasaya bağlı vatandaşlar olduğunu kaydetti.
Merkel, "Almanya'nın İslamlaşacağı yönündeki endişeyi haklı buluyor musunuz?" şeklindeki bir soruya karşılık da "Hayır. Müslümanlar ve onların dini bizim ülkenin bir parçası. İslamlaştığını ise görmüyorum. Ben daha çok Hristiyanların daha fazla özgüvenli bir şekilde Hristiyan değerleri üzerine konuşmalarını ve kendi dinleriyle ilgili bilgileri derinleştirmeleri gerektiğini görüyorum" şeklinde konuştu.
Müslümanların Almanya vatandaşları olarak kendilerini sorumlu hissettiklerini ifade eden Merkel, "Biz onlardan Almancayı konuşmalarını ve hukuk düzenine bağlı olmalarını istiyoruz. Onlar da bizden, buraya ait olduklarını kabul etmemizi bekleyebilirler" değerlendirmesinde bulundu
Selefistlerin Almanya'ya ait olmadığını ifade eden Merkel, bunlarla hukuk devleti çerçevesinde mücadele ettiklerini söyledi.
- PEGIDA eylemleri
Dresden kentinde İslam ve göçmen karşıtı PEGİDA (Batı'nın İslamlaşmasına karşı vatansever Avrupalılar) hareketiyle ilgili de konuşan Merkel, "Yeni yıl mesajımda söylediğimi ifade edebilirim. Bu eylemlere çağrıda bulunanların kalplerinde çoğu zaman ön yargı, soğukluk ve hatta nefret bulunuyor. İnsanlara sadece bunların peşinden gitmemelerini tavsiye edebilirim" dedi.
Toplumda ciddi sorunların olduğunu, Başbakan olarak sorunların çözümü için çalıştığını belirterek, "Ne gibi endişeler olduğunu anlamam lazım. Ancak her türlü eyleme anlayış göstermem gerekmiyor" dedi.
PEGIDA eylemlerinde faklı çıkarların da rol oynadığına işaret eden Merkel, "Bundan dolayı insanlara gösterilere çağrı yapanlara malzeme olmamalarını söylüyorum" uyarısında bulundu.
- Ukrayna ve Yunanistan
Ukrayna krizine de değinen Merkel, Rusya tarafından Kırım'ın ilhak edilmesiyle uluslararası hukukun ihlal edildiğini ve Ukrayna'nın doğusundaki gelişmelerle de ortak değerlere karşı gelindiğini söyledi.
Merkel, hemen hemen her gün söz konusu ihtilafın siyasi olarak çözülmesi yönünde çalıştığını kaydetti.
Rusya'nın Almanya'da düzenlenecek G7 Zirvesi'ne katılma şansının bulunup bulunmadığı yönündeki soruya karşılık Merkel, şu anda böyle bir şansı görmediğini belirtti.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma tartışmalarıyla ilgili olarak da Merkel, "İngilizler'in, AB'nin kendileri için önemli bir proje olduğuna inanması lazım. Biz Avrupa'nın temel prensiplerini söz konusu yapmayacağız. Bu prensipler arasında serbest dolaşım hakkı da var" dedi. Merkel, AB'de serbest dolaşımın kötüye kullanılmaması konusunda öneriler getirdiklerini söyledi.
Merkel, Yunanistan'ın avro bölgesinden ayrılması yönündeki tartışmalarla ilgili olarak da, Yunanistan'ın da dahil olduğu Avro Bölgesi'nin güçlendirilmesi yönünde çalışmalar yaptığını belirterek, "Ben, Yunanistan'ın avro bölgesinde kalmasını istiyorum" ifadesini kullandı.
