Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Avrupa'nın Dostları Toplantısı

Avrupa'nın Dostları Toplantısı

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-15 15:48:01

Avrupa'nın Dostları Toplantısı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Tarihin akışı içinde rejimlerin vahşetlerine rağmen, terörist tehditlere rağmen Türkiye yine yeni Ortadoğu ile yeni Balkanlar ile yeni Kafkaslar ile ekonomik karşılıklı bağımlılık ilkesi üzerine çalışmaya devam edecek" dedi.

Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği ile "Friends of Europe" tarafından ortaklaşa düzenlenen toplantıda konuştu.

Dünyada hiçbir ekonominin kapalı ekonomi olmadığını, herkesin başka bir ekonomide ne olup bittiğinden haberdar olduğunu, başka ekonomilerin kendi ekonomisine etkisinin ne olduğunu bildiğini anlatan Davutoğlu, Türkiye olarak da OECD, Dünya Bankası, IMF ve diğer kaynakların raporları takip ettiklerini söyledi.

Türkiye ekonomisinin görünümünün açık olduğunu, küresel ekonomik krize rağmen Türkiye'nin duruşunun belli olduğunu dile getiren Başbakan Davutoğlu, Türk ekonomisinin en büyük meselesinin cari açık olduğunu ve petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte cari açığın da azaldığını, enflasyonun azaldığını ve bunların azalmaya devam edeceğini belirtti.

Başbakan Davutoğlu, Türk ekonomisinin Avrupa ekonomileriyle kıyaslandığında, bütçe disiplininin örnek teşkil ettiğini vurgulayarak, "Bütün krizler noktasında hiçbir Türk bankası bırakın çökmeyi, sıkıntı dahi yaşamadı. Çünkü finans sektörümüz çok kuvvetli, bütçe disiplinimiz var. Üretim düzeyimiz artıyor, bazı sektörlerde Türkiye dünyadaki ilk 10'da yer alıyor. Türkiye, dünyada yedinci en çok tercih edilen destinasyon. Avrupa içerisinde birinci tarım ülkesiyiz, dünyada yedinciyiz. Bizler üretiyoruz ve ürettikçe daha fazla satıyoruz, 158 milyar dolarlık bir ihracata ulaştık, 2002 yılında bu 36 milyar dolardı" diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin başarılarının daha fazla seslendirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Biz, Türkler kamu diplomasisinde çok iyi değiliz, belki bu zaaflarımızdan bir tanesi. Dolayısıyla herhangi bir negatif haber veya kampanya var olduğunda, ortaya çıktığında buna karşı reaksiyon göstermediğimiz zaman alabiliyor" dedi.

-"Avrupalı liderler Türkiye'nin üyeliğinin ne kadar kıymetli olduğunu bir gün anlayacaklar"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliğinin genişlemesinin durdurulması veya dondurulması kararı alınması halinde Türkiye'nin tavrına yönelik soru üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Elbetteki dondurulmayı istemiyoruz. Sayın Juncker ile konuştuğumda, dondurma dediğinde neyi kastediyor, bunu da soracağım, daha fazla izahat gerekiyor. Siz tarihi donduramazsınız, tarihin akışını donduramazsınız. Bazen tarih size ne yapmanız gerektiğinizi dikte eder. Dinamik olan bir süreci de dondurmanız mümkün değil. Şuna inanıyorum ki Avrupalı liderler Türkiye'nin üyeliğinin ne kadar kıymetli olduğunu bir gün anlayacaklar."

Davutoğlu, geçmişte Türkiye'nin ekonomik olarak zayıf göründüğünü ve Avrupa'ya bir yük olacağının söylendiğini, şimdi ise Türkiye'nin çok kuvvetli olduğunun ve girerse AB'de sorun yaşanacağının dile getirildiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"(Türkiye'nin nüfusu çok yüksek) diyorlar, 'Avrupa Parlamentosu'nun üçte biri Türkiye'ye geçer' diyorlar. Eğer Avrupa'nın nüfusunun üçte birini biz oluşturacaksak, Avrupa Parlamentosu'nun üçte birini de biz oluşturacağız, bu matematiktir, bunda gücenecek bir şey yok. Burada özgüven meselesi, eğer birini kabul etme konusunda çok gergin davranıyorsanız o bir zafiyet göstergesidir, kendinize güvenmediğinizin göstergesidir. Eğer kendinize güveniyorsanız bizi alırsınız. AB bizi alırsa AB'de mutlu olur, biz de mutlu oluruz. Dinamizmiyle Türkiye bir kıymet olarak ortaya çıkar. Eğer AB bizi almazsa da biz de buzdolabında beklemeyiz, dondurulacağız mı, dondurulmayacak mıyız bakmayız ona. Tarih devam eder, tarih buna karar verir. Gelecekte ne olacağına tarih karar verir."

Davutoğlu, Türkiye'nin AB üyeliğinin son 2-3 yıldır dondurulmuş vaziyette olduğunu, bu sürede sadece 1 faslın açıldığını ve bunun Türkiye'den kaynaklanmadığını belirterek, "Bugün bu blokajlar kaldırılsın, ertesi gün belki bütün fasılları açabiliriz, bunların birçoğunu da ertesi gün kapatabiliriz. Türkiye'nin performansı başka ülkelerle, AB içindeki ülkelerle kıyas bile götüremez" dedi.

-"İleriye doğru gideriz"

Başbakan Davutoğlu, başka bir soru üzerine de Türkiye'nin Arap Baharı'ndan önce Ortadoğu'daki komşuluk ilişkileri için 4 temel prensibini ortaya koyduğunu bunlardan birisinin "yüksek düzeyde siyasi diyalog" olduğunu söyledi. Türkiye'nin tüm komşularıyla yüksek düzeyli işbirliği mekanizmaları oluşturduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Musul Sünni bir şehirmiş, Basra Şii bir şehirmiş, Erbil Kürt şehriymiş, Kerkük Türkmen şehriymiş, bunlara hiç bakmadık. Bizim tarihimizde etnik bazlı bir şehir kültürü yok. 52 tane anlaşma imzaladık bir günde Irak ile, 48 tane de Suriye ile. Türkiye, Suriye, Lübnan, Ürdün olarak 4 ülke için vizesiz serbest ticaret bölgesi oluşturmak istiyorduk. Bizim vizyonumuz buydu ve hala da böyle bir vizyonumuz var ama maalesef muhatabımız kalmadı. Irak'ta, bir değişiklik oldu, Haydar Abadi geldiğinde, ben Irak'a gittim, yeni bir başlangıç oldu, kendisi de Türkiye'ye geldi. Biz, yeni bir başlangıca imza attık geleceğimiz için. Çünkü Irak'ta olan biten her şey terörden kaynaklanıyor ama daha önceki Başbakan Maliki'nin mezhepçi politikalarından da kaynaklanıyor. Biz, muhatap bulduğumuz anda adımlarımızı hemen atar ileriye doğru gideriz. Bizim komşuluk bölgemizde yaşadığımız sıkıntılar bunlar. Tarihin akışı içinde rejimlerin vahşetlerine rağmen, terörist tehditlere rağmen Türkiye yine yeni Ortadoğu ile yeni Balkanlar ile yeni Kafkaslar ile ekonomik karşılıklı bağımlılık ilkesi üzerine çalışmaya devam edecek."

-"Enerji faturamız neyse cari açığımız da o kadar"

Davutoğlu, Gazprom'un "Ukrayna'nın transit güzergahtan çıkarılacağı ve Türkiye'nin onun yerini alacağı" yönünde açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı duyan bir politika izlediğini belirterek, Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya ile iyi ilişkileri olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Bu enerji konusunda elbette ki biz herhangi bir kriz yaşanırsa Rusya ile Ukrayna arasında gaz transferi konusunda, bundan mutlu olmayız ama Türkiye, zaten Rus gazının Batı Akım Projesinde Ukrayna ile de beraber çalışıyor. Bu, bizi de etkiler" dedi.

Enerjinin Türk ekonomisi için temel bir mesele olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bizim enerji faturamız neyse bizim cari açığımız da o kadar, 60 milyar dolar. Türkiye, büyüyen bir ekonomi, esasında daha fazla enerjiye de ihtiyacımız var. Türkiye'ye herhangi bir yerden gelecek olan herhangi bir yeni güzergah varsa Türkiye buna açıktır. Ukrayna'ya alternatif olarak söylemiyorum, gelecek olan Azerbaycan ile beraber TANAP, Irak'la birçok projemiz var. İran'la da var. Dolayısıyla umuyoruz ki Türkiye ile Avrupa arasındaki enerji işbirliği, daha da efektif, daha da etkili olacak ama Türkiye'nin enerji konusunda Türkiye'nin işbirliğine ihtiyaç duyan AB, Türkiye ile enerji faslını açmıyor. İşte bunu anlamıyoruz."

Davutoğlu, Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin bir soru üzerine Mısır'da darbe olduğunda AB'li bakanlara "Lütfen demokrasiye yardımcı olun. Seçilmiş bir cumhurbaşkanını deviren askeri rejime destek vermeyin" dediğini hatırlatarak şunları söyledi:

"Ama herkes bana Mısır'ın özel bir vaka olduğunu ve orada demokrasiye geçmek için daha vakit olduğunu söylüyorlar. Esasında Türk liderlerin 1980'lerde askeri darbe olduğunda AB aynen böyle söylüyordu. O zaman Avrupalılar bizi eleştiriyordu, ki haklıydılar, bizim liderlerimiz diyordu ki Türkiye, İsviçre değildir, Türkiye'nin zaman ihtiyacı var. Kaç yıl, 10 yıl mı, 20 yıl mı, 100 yıl mı? Kimse bilmiyor, gelecekte bir herhangi bir zaman. Biz, bunu bekliyoruz işte. Avrupa'dan ne bekliyorduk, demokrasiyi Doğu Avrupa'da nasıl finanse ettiyseniz, çok büyük bir başarı oldu 90'larda. AB, ABD, Türkiye, hep birlikte biz, genç demokrasileri Ortadoğu'da finanse edebilirdik. Esasında terörle savaştan çok daha ucuza gelirdi. Şimdi milyarlarca doları terörle mücadele konusunda veya mülteci sorunlarını çözme konusunda harcıyoruz."

Türkiye'nin Tunus'a 500 milyon dolar yardım yaptığını dile getiren Davutoğlu, Mısır'a ilk seçimlerden sonra 2 milyar dolar kredi verildiğini aktardı. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ama maalesef uluslararası camia genel olarak özelde de AB, bir gözlemci haline geldi. Bu devletler nasıl çökecek, bunlara seyirci oldu. Demokrasiyi desteklemedi, 'Biz, kendimizi terör saldırısına karşı nasıl müdafaa ederiz' buna odaklandı. Terör saldırıları da bu krizlerden kaynaklanıyor zaten. Bütün ülkeler, esasında yardımcı olabilirdi. En sorumlu ülkelere baktığımız zaman P5 ülkeleri. Bir ülkede 300 bin kişi öldürülüyorsa, kimyasal silah kullanılıyorsa, 10 milyon kişi ülke içerisinde yerinden yurdundan ediliyorsa, 3 milyon kişi ülkeyi terk etmek zorunda kalıyorsa, buna karşı da bir tane dahi BM Güvenlik Konseyi kararı çıkmıyorsa, yapacak bir şey yok. Biz, tabii ki komşu olarak bedelini ödüyoruz ama diğerleri geleceğe karar veriyorlar. İşte bu nedenle burada sorumluluk önce P5'in üzerindedir, daha sonra da diğer bölgesel güçlerin üzerindedir."

(Bitti)

Haber Ara