Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Avrupa’da ikinci İslamofobi dalgası sosyo-ekonomik mi?

Osman Atalay yazdı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-06 15:10:16

Avrupa’da ikinci İslamofobi dalgası sosyo-ekonomik mi?

Avrupa’da ikinci İslamofobi dalgası 2014 yılının son aylarında, Almanya’da PEGİDA Hareketi (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupa Vatanseverleri) olarak karşımıza çıktı.

Almanya’da, halkı “Pazartesi Eylemleriyle” sokaklara döken hareket mensupları, özellikle ülkelerinde yabancıları/Müslümanları görmek istemediklerini vurguluyor ve sosyal refahı da yabancılarla paylaşmak istemediklerinin altını çiziyor.

Bu kapsamda, Almanya’nın resmi polis rakamlarına göre 2012-2014 yılları arasında camilere yönelik 70’den fazla saldırı gerçekleşiyor.

Fransa, İngiltere, Belçika ve Hollanda’da yabancı düşmanlığı 2 yıldır dikkat çekici boyutlarda artarken, son olarak İsveç’te 15 gün içerisinde 3 camiye sabotaj yapıldı.

PEGİDA, SİYASİ BİR SORUNA DÖNÜŞMEKTEDİR

Batı’nın İslamlaşmasına karşı Almanya’da örgütlü bir şekilde gelişen hareket, özelde Almanya’nın genelde Avrupa’nın en önemli siyasi sorununa dönüşmektedir.

11 Eylül sonrasında gelişen İslamofobi dalgası terörle ilişkilendirilerek, Batı’da yaşayan Müslümanlar üzerinde çok büyük tacizler oluşturmuştu.

Avrupa’nın 2008 yılından beri yaşadığı sosyo-ekonomik krizlerin, PEGİDA Hareketi’ni tetiklediği ve bu krizin derin Avrupa tarafından provoke edildiğini akıldan çıkarmamamız lazım.

Birden bire Avrupa’nın en özgürlükçü demokrat liberalleri, sosyalistleri ve muhafazakarları ırkçı ve İslam karşıtı politikalar etrafında tek vücut olabiliyorlar.

SORUN AVRUPALI YERLİLERİN REFAH KALİTESİNİN AZALMASIDIR

Sorun Avrupa’nın göbeğinde cami, namaz ve kıyafet sorunu değil, sorun Avrupa’yı derinden etkileyen ekonomik kriz ile sürekli ucuz işçi göçü politikaları sonucunda Avrupalı yerlilerin refah kalitesinin azalmasıdır.

Almanya’da bugün 4 milyon civarı Müslüman yaşıyor. Bunun yaklaşık 3 milyona yakını Türkiye’den gelen göçmenlerdir.

Afrika ve Asya’dan gelen göçmenleri de hesaba kattığımızda sosyo-ekonomik bir sorunun ortaya çıkmaya başladığını, bu sorunun da İslam karşıtlığı/yabancı karşıtlığı üzerinden politik bir çatışmaya dönüştürüldüğü görülmektedir.

Avrupa’nın genç nüfus problemi her zaman devlet politikasının en önemli yanını teşkil etmiştir.

Avrupa’nın yıllardır kahrını ve en ağır işlerini üstlenen Asyalı, Doğulu, Afrikalı Müslüman ve Hristiyan göçmenlerle yüzleşme sürecini yaşamaktadırlar.

Bugün; toprağı, ekonomisi ve insan gücüyle yaşlanmış/yorulmuş bir Avrupa ile karşı karşıyayız.

İKİNCİ İSLAMOFOBİ ALGISI AVRUPA’NIN PROBLEMLERİNE ÇÖZÜM ARAYIŞIDIR

AB, genişleme sürecinde Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri üzerinden, bakir toprak ve insan ihtiyacını karşılama derdindedir.

Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki seküler Müslüman Balkan insanı ile Doğu Avrupa’daki Hristiyan insan gücünü Avrupa’ya taşıma siyasetinin temellerini atmaktadır.

Avrupa yıllardır kapılarını açtığı ucuz post-modern köleler olarak gördüğü göçmen işçilerden yavaş yavaş kurtulmanın, bünyesinde barındırdığı farklı kültürler ve dinleri sekülerize etmenin derdindedir.

1960-1970’li yıllarda gelen Asyalı, Doğulu Müslüman ve Afrikalı Hristiyan göçmen işçilerin çocukları, babaları ve anneleri gibi artık tarlalarda çalışmıyor, sokakları süpürmüyor. Mühendis, doktor, avukat, siyasetçi, işveren pozisyonundalar.

Avrupa bunu beklemiyor ve istemiyordu. Doğulu işçilerden entegrasyon beklerken sadece dillerini öğrenmek ve kanunlarını anlamak yeterliydi.

Bugün Avrupa’da gelişen yabancı düşmanlığı derin Almanya’nın yeni Avrupa stratejisinin bir parçasıdır.

İkinci islamofobi algısı Avrupa’nın yaşadığı sosyo-ekonomik problemlere çözüm arayışıdır.

Yaşananlar ekonomik ve siyasi problemlerdir. İslam karşıtlığı ve yabancı nefreti sadece derin Almanya’nın algı operasyonudur.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara