Dolar

34,9480

Euro

36,7171

Altın

2.992,00

Bist

10.125,46

Yakılmak istenen Osmanlı arşivinin öyküsü

Yakılmak istenen Osmanlı arşivinin öyküsü

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-06 10:35:21

Yakılmak istenen Osmanlı arşivinin öyküsü
UĞUR ASLANHAN - Osmanlı Arşivleri Uzmanı Kasım Hızlı, Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı'ndaki 400'e yakın sandık ve balya dolusu arşiv belgesinin, Mayıs 1931'de, okkası 3 kuruş 12 paraya Bulgaristan'daki bir fabrikaya satılmasından önce yakılmak istendiğini kaydetti.

Konuya ilişkin makalesi Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi'nin son sayısında yer alan Hızlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı Devleti'nin hafızası hükmündeki 96 milyon belge ve 374 bin defterden oluşan arşivin, Mayıs 1931'de Bulgaristan'a hurda kağıt fiyatına satılmaktan kurtarılması için verilen mücadeleyi anlattı.

Hızlı, Osmanlı Arşivi belgeleri olan İstanbul Defterdarlığı Maliye Arşivi evrakının bir bölümünün okkası 3 kuruş 12 paraya Sofya'da faaliyet gösteren İsviçre asıllı Ermeni Berger ailesine ait Srnee Berger kağıt fabrikasına kağıt hamuru yapılmak üzere satıldığını söyledi.

Arşiv malzemesinin satışından ilk haberdar olan Son Posta gazetesi yazarı İbrahim Hakkı Konyalı'nın, satışı durduramayınca durumu Başbakanlık Tarih Evrakı İnceleme Kurulu ile İstanbul Kütüphaneleri Tasnif Heyeti reisliği yapan Muallim Cevdet İnançalp'e ilettiğini anlatan Hızlı, onun da konunun üzerine giderek, TBMM 4. ve 5. dönem İstanbul milletvekilliği yapan Halil Edhem Eldem vasıtasıyla devrin Başbakanı İsmet İnönü'ye ulaştığını kaydetti.

Hızlı, söz konusu arşivi felaketten kurtaran dördüncü ismin ise satışın durdurulması için TBMM'ye önerge veren Manisa Milletvekili Refik Şevket olduğunu vurgulayarak, İnönü'nün bu önerge üzerine genelge yayınlayarak satışı durdurduğunu, bunda İnançalp'in titizlikle hazırladığı raporun etkili olduğunu bildirdi.

- İnönü'ye sunulan rapor: "Paşam, biz vahşi miyiz?"

Hızlı, İnançalp'in raporunda özetle şunların yer aldığını söyledi:

"Askeri, bahri, mali, fenni, ticari, siyasi, hukuki, edebi tarihimizin vesikalarını asırlardan beri saklayan 25 kubbeli Sultanahmed Arşivi faciasını gazetelerden okumuşsunuzdur. Memur komisyonun Defterdar Bey'de mahfuz tezkeresine göre lüzumsuz zannedilen vesikalar satılığa çıkartılmış. Rivayete göre 400'e yakın sandık ve balya dolusu vesikaları okkası 3 kuruştan Bulgaristan'a satmıştır. Bu milletin askeri, tarihi, mali anasır tarihleri, maarif tarihi, Türk evlerinin ve bahçelerinin tarihi, kağıt, mürekkep, mühür, imza, cilt, ebru tarihleri, ziraat, ticaret, sanayi, maadin tarihi, siyakat, divani, rik'a yazılarının tarihi, Türk kanunlarıyla nizamlarının tarihi, Türk köylerinin, Türk aşiretlerinin, Türk şehirlerinin ve bin yıldır Türk adlarının tarihi yazılmamıştır ancak vesikaları arşivde vardır."

Hızlı, Muallim Cevdet'in raporunda "Şimdi bu vesikaların birkaç yüz bini uçmuştur. Daha birçok defterin imhasına ayrıca karar verilmiştir. Yakında bu da olacaktır. Paşam, bu defterleri niçin müzeye vermeyip de ateşte yakacağız. Biz vahşi miyiz?' şeklinde soruyor ve 'Paşam, elime geçen vesikaların yalnız unvanları hamiyetli yüreğinizi tutuşturmaya kafidir. Paşa hazretleri, bizi uluslararası ilim alemine pek küçük düşürecek ve düşmanlarımıza ipucu verecek bir hareketten kurtarınız" şeklinde çarpıcı ifadeler kullandığını söyledi.

- "Satış, İnönü'nün emriyle durduruldu"

Kasım Hızlı, rapor ve TBMM'ye verilen önerge üzerine İnönü'nün 10 Mayıs 1931'de genelgeyle arşiv belgelerinin satışını durdurduğunu belirtti.

Hızlı, genelgede, "İstanbul Defterdarlığı'nda eski ve lüzumsuz diye satılan evrak arasında çok kıymetli bazı tarihi vesikalar bulunduğu anlaşılmıştır. Bilumum dairelerin evrak mahzenlerinde de çok kıymetli vesika bulunacağı şüphesiz ve bunun takdiri uzmanlara ait bulunduğundan gerek merkezde ve gerek vilayetlerdeki evrak mahzenlerinde bulunan muamelesi son bulmuş eski ve yeni bilcümle evrakın hiçbir bahane ile ve hiçbir suretle zayi edilmesine meydan verilmemesi, bilakis muhafazalarına itina edilmesi için icap edenlere emir ve tebliğ buyrulmasını ehemmiyetle rica ederim" ifadelerinin yer aldığını bildirdi.

- Arşivleri yakmayı düşünmüşler

Kasım Hızlı, TBMM'deki önergeye dönemin Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda'nın, "Yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymet-i tarihiyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. Vekalette düşünüldü ki bunlar imha edileceğine, memleket dahilinde şuraya buraya atılacağına kağıt fabrikalarına satalım dendi" şeklinde cevap verdiğini söyledi.

Bu cevaptan üzücü bir durumun ortaya çıktığını ifade eden Hızlı, "Dönemin Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik'e göre harf inkılabı sonrası evrakın yakılması mevzubahis olmuş. Tarihi açıdan kıymetli olmayanların yakılması düşünülmüşse de bu çok acı bir durum. Çünkü arşiv belgelerinin hepsi tarihi öneme sahipti" dedi.

Hızlı, "Devlet Arşivleri Genel Müdür Vekilliği'ni de yürüten Prof. Dr. Atilla Çetin'in de bildirdiğine göre evrakın Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı tarafından satılmak istendiğini belirtiyor. Ayrıca satış için İstanbul Mali Muavini Fazlı Güleç ve Defterdar Şefik Bey görevlendirilmiş. Bu satışla ilgili bütün evrak Sultanahmet'teki adliye binasında iken buranın 1935 yılında yanmasıyla bu evrak tamamen kaybolmuş. Ancak daha sonraki yazışmalarda gerçekler ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.

- Bulgaristan'a giden belgeler nasıl kurtuldu?

Bulgaristan hükümetinin konuyla ilgili tutumu ve arşiv belgelerinin akıbetinden bahseden Hızlı, Türk basınının yoğun haberleri üzerine Bulgaristan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli Panço Doref'in, Sofya'daki Srnee Berger fabrikası tarafından satın alınan kağıtların adi olmadığını, önemli Osmanlı belgeleri olduğunu kendi hükümetine bildirdiğini aktardı.

Hızlı, bunun üzerine Bulgar hükümetinin, arşiv belgelerine fabrikaya ulaşmadan Sofya Tren İstasyonu'nda el koyduğunu ve bu suretle belgelerin hamur olmaktan kurtulduğunu vurguladı.

Arşiv belgelerinin Bulgaristan tarafından Vatikan'a satılıp satılmadığının tartışıldığını ifade eden Hızlı, Manisa Milletvekili Şevket'in, "Osmanlı arşiv vesikalarının Papalık tarafın satın alındığı" bilgisini TBMM'de doğrulatmak için soru önergesi verdiğini ancak dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip'in "Resmi bir malumat yoktur" diye yanıtladığını anlattı.

Hızlı, "Vatikan'ın elinde bulunan Osmanlı arşiv vesikalarına dair Milliyet gazetesi 18 Mayıs 1989'da AA Brüksel Bürosu tarafından geçilen haberi sayfalarına taşımış. Meşhur Fransız haftalık haber dergisi Le Nouvel Observateur'dan naklen yayınlanan habere göre Vatikan'ın elindeki Ermenilerle ilgili belgelerin büyük kısmı 1931'de Bulgarlardan alınmış. Necati Özfatura ve Atilla Çetin ise Vatikan'ın bu belgeler için 40 milyon leva ödediğini yazmış" dedi.

- "Bulgarlar arşivimize bizden daha fazla sahip çıktı"

Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Raşit Gündoğdu ise Bulgaristan Milli Kütüphanesi Nadir Eser Departmanı'nda Osmanlı Devleti'ne ilişkin bir milyon arşiv vesikası bulunduğunu söyledi.

Bu belgelerin yüzde 90'ından fazlasının Osmanlı Türkçesi, kalanının ise Arapça ve Farsça olduğu, kütüphanede 191 Kadı Sicili bulunduğu bilgisini veren Gündoğdu, "Bulgarlar arşivimize bizden daha fazla sahip çıktı. Kütüphanede ayrıca 720 maliye, 405 tımar ve zeamet defteri var. Arşiv dokümanlarının büyük kısmı, 1931'de İstanbul Defterdarlığı Maliye Arşivi'nden satın alınan askeri, mali, siyasi, hukuki, edebi, denizcilik ve bilim tarihi ile ilgili yaklaşık 30-50 ton arası değerli belgenin kütüphaneye gelmesiyle oluşturulmuştur" diye konuştu.

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara