Dolar

34,8709

Euro

36,6486

Altın

3.047,27

Bist

10.058,47

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Bakanlar Kurulu Toplantısı

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-01-05 20:35:37

Bakanlar Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun dört eski bakan hakkındaki kararına ilişkin, "Bugünkü karar sadece dokuza beş gibi bir sonuçla Yüce Divan'a gönderilmediği şeklinde bir ara karardır. Henüz bunun bir gerekçesi yazılmamıştır" dedi.

Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardında açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Meclis'teki soruşturma komisyonunun 4 eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesi kararını nasıl değerlendirirsiniz? Daha önce bu 4 eski bakanın Başbakan Davutoğlu ile buluşup Yüce Divan'a göndermeme konusunda bir fikir birliğine vardıklarına dair iddialar vardı. Bu iddialara ilişkin ne söylersiniz" sorusu üzerine Arınç, gazetelerde yazılan ve çoğu kulis haberi şeklinde yazılmaya gayret edilen haberlerin gerçekle bir ilgisinin olmadığını söyledi.

Bu konunun hiçbir şekilde teyit edilmediğini bildiren Arınç, "Elbet de birileri birilerini takip etmiş olabilir. Birileri bir yere gitti diyenler dinlenmiş olabilir ama bunların gerçek olup olmadığı, bu konuda ismi geçenlerin bir şekilde teyit etmesiyle veya buna dair bilgilerin kesin olmasıyla mümkündür" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bakanlarla ilgili bir senaryonun ısrarla gündeme getirildiğini aktaran Arınç, şunları belirtti:

"Bu sorular başka yerlerde de sorulmuş veya ciddiye alınıp da eğer teyit edilmemişse artık bunların üzerinde hiçbir şekilde durmamak gerekir. Yalnız bugün bildiğiniz gibi bir süreç sonuçlandı. Kesin bir süreç değil. Çünkü Meclis soruşturması konusu, belki halkımız veya ilgi duymayanlar açısından bir meçhul olabilir. Ama her Bakanlar Kurulu toplantısından sonra bana ısrarla sordunuz, bunun dışında da ben, ne zaman gazeteci arkadaşlarımla bir araya gelsem orada da düşüncelerimi açıkladım. En son takip etmişsinizdir Cumartesi günü, yani kalp krizi geçirip de GATA'ya nakledildikten sonra biz gazeteci arkadaşlarımızla bir araya geldik. Onlar sordular ben de cevaplandırdım."

-Sadece başbakan ve bakanlar için-

Meclis soruşturması süreci hakkında da bilgi veren Arınç, "Bir defa Meclis soruşturması sadece başbakan ve bakanlar içindir. Görevleri süresince işlediği iddia edilen suçlardan dolayı Meclis'te bir komisyon kurulabilir" diye konuştu.

Arınç, şöyle devam etti:

"Mesela yarın iki bakanımız hakkında Meclis soruşturması açılması isteniyor. Birisi Sayın Nabi Avcı'dır, Milli Eğitim Bakanımız, birisi de geçmiş dönemde hükümetimizde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yapan Sayın Hayati Yazıcı'dır. Şu an itibarıyla bu iki soruşturma dosyasını konuşan, yarın şöyle bir karar çıkacaktır veya bu bakanlar şöyle birşey yapacaktır diye bunun üzerinde tartışan bir kişiye rastladınız mı? Hayır. Oysa Meclis soruşturması bu dönemde de en az 10 bakan hakkında istenmiştir. Geçmiş dönemlerde, ben 1995'ten beri Meclis'teyim, en az 30'a yakın bakan hakkında da soruşturma açılması istenmiştir. Bazılarına komisyon kurulmuştur, bazıları reddedilmiştir. Komisyonlardan çıkan sonuçların da yarıdan fazlası Yüce Divan'a sevk edilmemesi yönünde olmuştur. Tansu Çiller için böyledir, Mesut Yılmaz için böyledir, Cumhur Ersümer için böyledir, Mehmet Ağar için, hepsi için bu süreçler geçilmiştir. Koray Aydın'dan tutunuz, Hüsamettin Özkanlara kadar. Hiçbirisi hakkında da bugünkü kadar büyük tartışmalar yaşanmamıştı. Olayın politik yönü olduğunu biliyoruz ve bu vesileyle AK Parti hükümetlerinin yıpratılmak istendiğini düşünüyoruz."

-"Bugünkü sadece ara karar"-

Anayasa ve iç tüzüğe bakıldığında Meclis soruşturmasının ne demek olduğunu ilkokul talebesi dahil herkesin anlayabileceğini ifade eden Arınç, "Madem ki ilkokul talebesi bile bunu anlayacak ama muhalefet milletvekillerinin, komisyon üyeleri de dahil olmak üzere, Genel Başkanları bile bunu anlamak istemiyor, o zaman nedir isterseniz konuya şöyle bir bakalım" diye konuştu.

Anayasa'nın 100. maddesi ile iç tüzüğün de 107. maddeden başlayan, 112'ye kadar gelen maddelerinin soruşturmanın ne olması gerektiğini çok açık bir şekilde anlattığını bildiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada önemli olan, herkesin bilmesi gereken şudur: Bakanların görevleriyle ilgili işlerden dolayı, başbakan veya bakanın cezai sorumluluğunu gerektiren fiillerinin görevleri sırasında işlendiğinden veya hangi fiillerinin kanun ve nizama aykırı olduğundan gerekçe gösterilerek ve maddeler yazılmak suretiyle Yüce Divan'a sevk edilmesi gerekebilir. Yani bir başka bakan ister görevde olsun ister görevden ayrılmış olsun, görevleri sırasında ya da görevlerinden dolayı herhangi bir suçla suçlanacaksa en az 55 milletvekili soruşturma önergesi verir, Meclis'te kabul edilirse 15 kişilik bir komisyon kurulur ama o komisyonun 4 ay içinde vereceği kararda dikkat etmesi gereken husus şudur: Bu bakanlar görevleri sırasında veya görevlerinden dolayı hangi fiilleri işlediler ki bunlar suç teşkil ediyor. Demek ki suç teşkil etmeyen fiillerinden dolayı Yüce Divan'a sevkleri mümkün değil. Bir de bunun gerekçesinin olması lazım, soruşturma komisyonu raporunun.

Bugünkü karar sadece 9'a 5 gibi bir sonuçla Yüce Divan'a gönderilmediği şeklinde bir ara karardır. Henüz bunun gerekçesi yazılmamıştır. Yani 9 üyenin gerekçe konusunda niçin bu yolda oy kullandığını ancak gerekçeli karar yazıldıktan sonra görebileceğiz. 5 üyenin de niçin blok halinde bunlar suçludur dediğinin gerekçelerini muhalefet şerhlerinde bulacağız. Bunun için niye acele ediyoruz. Bir bloklaşma maalesef var ama bu bloklaşma AK Partili komisyon üyeleri tarafından değil, maalesef CHP ve MHP'li komisyon üyeleri tarafından yapıldı."

-"Adeta bir mahkeme kuruluyor"-

Anayasa ve iç tüzükteki hükümlerde "Bu konularda grup toplantısı yapılamaz ve grup kararı alınamaz" denildiğini aktaran Arınç, "Yani mahkeme görevi gören, adli görev yapan, hukuki bir süreci işleten komisyonla karşı karşıyayız. Meclis Araştırma Komisyonu değil bu, Meclis Soruşturma Komisyonu. Bu Meclis Soruşturma Komisyonu, adli yani yargısal görev yapar" bilgisini verdi.

Burada görev yapacak insanların Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre hakimlerin davaya bakmasına veya karara katılmasına engel oluşturan durumlarda bulunan, Meclis soruşturma önergesini veren veya daha önce Meclis'te ya da dışında bu konuda görüşlerini açıklamış olan milletvekillerinin bu komisyona seçilemeyeceğini belirten Arınç, şöyle devam etti:

"Yani adeta bir mahkeme kuruluyor, savcısı var, hakimi var ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri de aynen geçerli. Nasıl ceza mahkemelerinde görev yapamayacak hakim ve savcılar belirlenmiştir, onun gibi üyelerin seçiminde, 'Bu adam suçludur çünkü hırsızlık yapmıştır' diyen komisyon üyesi olamaz, 'Bu adam suçsuzdur çünkü pirüpaktır, tertemiz' diyen de komisyon üyesi olamaz. Yani görüşlerini açıklamamış olmaları lazım. Görüşlerini açıklamış olanlar da ihsasıreyde bulunmuş olur ki komisyon üyesi olamaz. O yüzden komisyona üye vermek bildiğiniz gibi gecikti. Hatta ben de burada sorduğunuz zaman, 'AK Parti grubu bilinçli olarak bir gecikme yapıyorsa bunu onlardan sormanız gerekir' demiştim. AK Parti grubu bir açıklama yaptı, dedi ki 'CHP ve MHP'den üye olarak bildirilenler İç Tüzüğün bu hükmü gereğince, şu kadar gazete, bu kadar televizyonda bu adamlar suçludur diye beyanat verenlerdir. İhsasıreyde bulunan bir üyenin komisyon üyesi olması mümkün değildir. Maşallah hepsi de konuştuğu için ancak bunları bulabildiler. Yani CHP ve MHP'li üyelerin hepsi, daha komisyon kurulmadan 17 Aralık'tan sonra, bunların hepsi suçludur, çünkü bunların hepsi hırsızlık yapmıştır diye konuşmuşlar. Ancak bulabildikleri 3-5 kişiyi komisyona üye verdiler."

-"Kanaatlerini çok önceden ifade ettiler"-

"Bakınız grup kararı alınamıyorsa gruplarda toplantı bile yapılamıyorsa bu tam bir tarafsızlık, hukuka ve adalete bağlılık demektir" diye konuşan Arınç, kendisinin daha önce komisyon üyelerini oylarını kullanmadan önce görüşlerini belirtmemeleri yönünde uyardığını söyledi.

Arınç, şunları söyledi:

"Komisyon oylama sırasında herkesin kanaatini sorar, ona göre oylarını belli ederler. Maalesef CHP'nin genel başkanı da ve parti sözcüsü de MHP'nin genel başkanı da parti sözcüleri de ve tüm komisyon üyeleriyle beraber milletvekilleri de 1 seneden beri TBMM dahil her yerde bu olayı hükümetimizi suçlu tutarak, bakanları suçlu tutarak, onları hırsız diye yaftalayarak bugünkü oylamaya kadar geldiler. Dolayısıyla kanaatlerini çok önceden ifade ettikleri için bugün kanaatlerinin değişmemiş olduğunu görüyoruz. Aksine AK Partili başkan ve komisyon üyeleri, siz tesit ettiniz mi bilmiyorum, komisyon sürecinden bu yana kesinlikle dışarıda hiçbir şekilde taraflarını belli etmemişlerdir. Kaldı ki bu birinci aşamadır. Bundan sonra komisyon raporu yazılacak, milletvekillerine dağıtılacak, Genel Kurul'da her bir bakan için gizli oylama yapılacaktır. Gizli oylamada milletvekilleri her zaman savunduğum gibi hukuki ve vicdani kanaatlerini özgür bir biçimde, çünkü gizli oy olması hasebiyle orada belirtmiş olacaklardır. Şimdi komisyon üyelerini suçlamaya kalkanlar, eminim aynı düşünceyle diyelim ki Genel Kurul'dan farklı bir karar çıkarsa onu da suçlayacaktır. İyi ama bu suçlamaların arkası kesilmez. Zaten arkası kesilmesin diye siyaset yapıyorlar. Bir seneden beri yaptıklarını, seçime kadar da yapmaya niyetliler. Oysa bu, hukuki olmadığı kadar vicdani de değildir."

-"Karara saygı duyulmalı"-

Arınç, "Burada yapılacak tek şey, soruşturma komisyonunun kararına saygı duymaktır ve Genel Kurul'un vereceği karar ne ne olursa olsun buna saygı duymaktır. Çünkü adli görev yapan, yargısal süreci ifa eden Soruşturma Komisyonu adeta Anayasa Mahkemesi gibi çalışan bir komisyondur. Bu komisyon şahit dinler, dinlemiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırır, yaptırmıştır. Delilleri toplayabilir ve ondan sonra bu konuyu oylamaya sunar. Başka mahkemelerin de yapacağı bundan farklı değil zaten" diye konuştu.

Bülent Arınç, şu görüşleri dile getirdi:

"Dolayısıyla Meclis, siyasi bir komisyon kurup bunu çalıştırmadı, yargısal hukuki bir komisyon kurarak onu çalıştırdı. Meclis soruşturması komisyonlarının sonuçları hem siyasidir hem de hukukidir. Denetim yollarının da en etkilisidir. Dolayısıyla hiç kimse 'Komisyondan böyle bir karar çıktı bu zaten çok önceden hazırlanmıştır' demesin, hazırlayanlar kendileriydi sonucuna da katlanmaları gerekir. Biz komisyon üyelerinin hukuka, vicdana uygun hareket ettiklerini hepsi için düşünürüz. Sadece AK Partililer için değil. Onların kanaatleri bu şekilde olmuştur, AK Partili üyelerin kanaatleri bu şekilde olmuştur vesaire."

(Sürecek)

SON VİDEO HABER

'Suriyeliden acil satılık' ilanları patladı; uzmanlar uyardı

Haber Ara