Arslan, AA muhabirine, iş sağlığı ve güvenliği konusunda geçen yıl çok önemli düzenlemeler yapıldığını, ancak Soma faciasından sonra Ermenek ve İstanbul'daki asansör kazalarının bu düzenlemelerin de yetersiz olduğunu ortaya koyduğunu, bu konuların sadece yasayla tek başına çözülemeyeceğinin göstergesi olduğunu belirtti.
Türkiye'deki ölümlü iş kazalarının yüzde 95'inin önlenebilir olduğunu, burada bir insan, bir yaklaşım, bir zihniyet problemi olduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi:
"Hak-İş'in temel yaklaşımı bu konularda öncelikli olarak tüm üretim faaliyetlerinin merkezine insanı koymamız gerekiyor. İnsanı merkeze değil de üretimin, kömürün aracı olarak gördüğünüz zaman maalesef benzer kazalar, ölümler kaçınılmaz oluyor. O nedenle Türkiye'nin yapması gereken en önemli şey bir zihniyet değişimine girmesi. İşveren, çalışan topyekun devletin, hükumetin bu zihniyet değişimini sadece mevzuat açısından değil, bir anlayış olarak da ortaya koymamız gerekiyor. Türkiye, Avrupa ve dünya bazında iş kazalarında ölüm oranları bakımından ilk sıralarda. Bu sorunun temelini de ben zihniyet sorununa indirgiyorum. Bu zihniyet sorununu çözmemiz gerekiyor."
Arslan, Soma faciasından sonra taşeron işçilerin yeraltında çalışmasının yasaklandığını, yeraltında çalışanların ücretinin asgari ücretin iki katına çıkarıldığını, ancak Ermenek'te de bu kez, asgari ücretin iki katı ücret vermek zorunda kalan işverenin, işçilere vermiş olduğu yemeği ve servis ücretlerini işçilere yüklediğini gördüklerini kaydetti.
"O nedenle bence kömür, madenler ve inşaat sektöründe köklü değişikliklere ihtiyaç var" diyen Arslan, şöyle devam etti:
"Bunun için de şu anda parlamentoya yeni bir kanun tasarısı gönderildi. Ölümlü kazaları olmayan işverenlerin teşvik edilmesine, ölümlü kazalara sebebiyet veren işverenler için işsizlik primlerinin geri alınmasına, durdurulan işleri tekrar başlatanlara hapis cezası verilmesine, verilen yükümlülük görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen işçiler için de bazı müeyyidelerin getirilmesi gibi yeni bir yaklaşım getiriyor. Bütün bu yeni çözüm önerileri yasa ve mevzuat değişiklikleri tabi ki önemli ama yeterli değil. Bizim topyekun ülke olarak tüm çalışanlar, çalıştıranlar, toplumun bütünü özellikle iş sağlığı ve güvenliği konusunda kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. 'Bize bir şey olmaz' mantığı, işverenlerin bu konudaki kayıtsızlığı, maalesef çalışanlarımızın da bu konuda yeterince tedbirli olmamasından kaynaklı problemlerimiz var."
Arslan, üretimde iş sağlığı ve güvenliği konusunda ortak bir yaklaşım koyulması gerektiğini belirterek, "Biz, kömür ocaklarının artık 20. yüzyıldan kalmış eski teknolojilerden arındırılmasını, yeni teknolojilerle, yeni ocaklar açılarak madenlerin işletilmesini istiyoruz. Madenlerimizi, kömürümüzü çıkaralım ama bu ilkel şartlarda değil, daha çağdaş yöntemler kullanarak bunu yapmamız gerekiyor" dedi.
Denetim konusunun da son derece yetersiz ve problemli bir alan olduğunu ifade eden Arslan, "Yeterli teknik elemanımız, iş sağlığı ve güvenliği uzmanımız ve iş müfettişimiz eksik. Bu konudaki eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Yasalardaki boşluklardan istifade ederek bir kısım işverenlerin bunu istismar ettiğini gördük" diye konuştu.
- Hak-İş'in eğitimleri
Arslan, Hak-İş olarak tüm iş yerlerinde iş sağılığı ve iş güvenliği konusunda yeni yasal düzenlemeleri de dikkate alarak yeni eğitimler vermeye başladıklarını belirtti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile ortak bir eğitim projesi başlattıklarını, bu yıl içinde tüm iş yerlerinde iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerini gerçekleştirmek istediklerini ifade eden Arslan, şunları söyledi:
"Özel sektörde MÜSİAD ile bir ortak AB projemiz var. 6 bin 500 MÜSİAD üyesi iş yerinde uyum konusunda bir eğitim faaliyeti başlatıyoruz. Onu da 2015'te gerçekleştireceğiz. Toplu sözleşmelerimizde iş sağlığı ve güvenliği konusundaki düzenlemeleri daha gerçekten sonuç almaya yönelik yeniden gözden geçiriyoruz. Komisyonların toplantısı, bu çalışmaların zamanına uygun olarak yapılması, bilinçlendirme konuları ve tedbirlerin alınması konusunda da yeni bir çalışma başlattık. Toplu sözleşmelerde bunun yer almasını sağlıyoruz."