''Eğer dilimizi kaybedersek her şeyimizi kaybederiz''
''Bu dil kendi yarasında boğuluyor ama ölüme direniyor. Ve bizler o yaralı dilin çocukları olarak çok geç olsa bile onu yok olmaktan kurtarmak için acele ediyoruz.'' Helim Yûsiv
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-01-03 13:50:22
Helim Yusiv'in biyografisi bir Kürt tarihidir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırlarından ayrılan Kürtler için dil onların direniş savaşlarının başında yer almıştır. Dil, bir kültürü koruma ve insanları anlama aracıdır. Türkiye'de Kürtlere en fazla baskı yapılan dönemde Kürt dili unutulan bir dil oldu. Geçmişten bir dil. Bu durum birçoğu için utanılacak bir şeydir. Kürtçe bilenler bu kadar kişinin bilmemesine üzülüyor: Kürt bir arkadaşım Rıdvan bana :''Eğer dilimizi kaybedersek, her şeyimizi kaybederiz. Türkler, Kürtlere kıyasla daha farklı bir düşünceye sahip. Eğer dilimizi bilmezsek asimile oluruz, bu asimilasyon ne düşündüğümüzü değil nasıl düşündüğümüzü değiştirir,'' diyor.
Diyarbakır'da bir kafede Fırat isimli genç bir kürt ile görüştüm. Ana dilini konuşamıyordu. ''Bundan utanıyorum. Kobani sınırına gönüllü olarak gittiğimde kürt bir çocuk bana kürt olup kürtçeyi nasıl konuşamadığımı sordu. Yabancı gibi hissettim,'' dedi. Çocuğa göre dil ve kimlik birbiri ile bağlantılıydı. Fırat çocuğun : ''Kürtçe bilmeyerek benim asimile olduğumu ve daha az kürt olduğum'' noktasına değindiğini söyledi.
Bir yeraltı dili
Kürt dili yıllarca yasak dil oldu. Kürtçe (kurmanci) yayını ve kullanımı, Kürtçe ana lehçesi 1924 yılında tamamen yasaklandı ve kuralı bozana para cezası uygulandı. Bu yüzden Kürt dili, özgürce dillerini konuşabildikleri güvenli bir sığınak olan evlerde sınırlı kaldı. Okula gidip Türkçe konuşmak zorunda olan çoğu çocuğa göre eve gelince kendi dilini konuşmak bir rahatlamaydı. Türkçe kamusal alanda yaşamak için gerekli ancak kürtçe devletin dokunamadığı yerlerde hala varlığını koruyordu.
Ziya: ''Geçmişte, evde kürtçe konuşurduk çünkü ailemiz türkçe bilmezdi. Ama artık bu değişiyor. Tüm eğitimi türkçe olan bir kürt nesli yetişiyor ve evlerinde de artık türkçe konuşacaklar. Neden kürt diline geçmiyorlar? Dilin evde doğal olarak oluşması tehlikede çünkü türkçenin seviyesi kürtçeden daha yüksek. Kürtçe konuşulan evde bile çok az kişi biliyor çünkü kürtçe eğitim hiç almadılar. Ben çocukken bizim köyde sadece 300-400 kürtçe kelime kullanılırdı,çünkü bu kadarına ihtiyaç duyardık.'' dedi. Kürt bir öğrenci olan Ahmet bana 15 senedir Türkçe eğitim aldığını ve hangi dilde daha iyi konuşabilirim diye sordu.
1924'ten itibaren Ankara Kürt dilini ayrıca kabul etmeyi reddetti.Amaçları Kürtleri asimileştirmekti. Türk hükümeti bunu kürtleri görmezden gelerek yaptı. Kürt bir aktivist olan Mehmet: ''Bu ülkeden bir yere gelmek için Türk kimliğini kabul etmek zorundayız. Kürtçe konuşmak bile geri kalmışlık işareti idi,'' dedi. Türk devleti tarafından kürt diline yapılan baskı kürt kültürünün asimilasyon olmasında önemli bir bileşen olarak görülebilir. Mehmet : ''Dilimizi kaybedersek geriye neyimiz kalır? Sadece türkçe bilerek kendimizi kürt olarak görebilir miyiz?'' diye devam etti.
Diyarbakır'da 2 milyon nüfusu olan eski bir kale bile mülteciler tarafından istilaya uğramış ve bu da onu dünyadaki en büyük kürt merkezi yapıyor. Ömer Faruk Baran adında genç bir Kürt yazar : ''Kürt dilini ezmeyi amaçlayan asimilasyon siyaseti ne yazıkki Diyarbakır'da başarılı oldu. Her taraftan Türkler ile karşılaştırılıyorum. Sabah ilk uyandığımda aklıma gelen bugün Türkçe mi yoksa Kürtçe mi düşüneceğim oluyor,'' dedi.
Bütün bunlara rağmen son on yılda bazı gelişmeler olmuştur. Kürtler artık kamuda dillerini konuştukları için tutuklanmıyor. Kürtçe gazeteler basılıyor, kürt kitapçılar ve hatta Kürtçe bir TV kanalı bile var. Ankara neden gevşedi? Birçok Kürt PKK noktasına değiniyor, devlet baskısına boyun eğmedikleri için hükümet farklı çözüm yolları aradı. On yıllardır süren iç savaştan sonra 2001 yılında AKP iktidara geldi. Parti liderleri Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Kürt nüfus içinde potansiyel destek gördü ve hemen güney-doğuda kampanya başladı. Kürtleri ve Türkleri birleştiren bağ olarak Sünni İslam'ı vurguladılar. Aynı zamanda Kürtlere uygulanan baskıları kaldırmaya başladılar. 2007 seçimlerinde AKP düzenli olarak Kürt oyların üçte birinden fazlasını aldı ve bu durum baskın solcu-Kürt partisi olan DBP için tehlikeli olmaya başladı.
Mardin Artuklu Üniversitesinde ve devlette Kürt dili eğitimi
Ankara'nın yeni liberal pozuna yanıt olarak çok sayıda kurum dili teşvik etmeye başladı. Bu kurumlardan biri Mardin Artuklu Üniversitesidir. ''Yaşayan Diller Bölümü'' yüksek lisans programı olarak Kürt dili ve edebiyatını veriyor. 2010 yılında kurulan program özellikle ortaokul eğitimi için Kürt öğretmen yetiştirmeyi hedeflemiştir. Bu tür bir eğitimin sağlanması Türkiye'deki Kürt hareketinin önemli bir talebi olmuştur. Bu hükümet görünüşe göre çözüm sürecinin başarılı olması için gerekli reformları kabul etmiş görünüyor.
2010 yılında açılan bölüm büyük bir başarı göstermiştir. 1000'den fazla öğrenci programdan mezun oldu. Bölümün çokça saygı duyulan başkanı Kadri Yıldırım Türkiye'nin ilk kürt profesörüdür. Dini güçlü bir altyapıdan gelen Yıldırım'ın Kürt hareketiyle hiçbir bağlantısı yok. Kadir dindar AKP için ideal biriydi.
Ama Kasım ayı sonunda tutuklandığı zaman hükümet ile bölümün ilişkisi bozulmaya başladı. Yetmiş sekiz bürokratik personeli ile birlikte yolsuzluk iddiasıyla gözaltına alındı ve 5 gün karakolda tutuldu. Bir röportajında Kadri bana sorgulanması boyunca öğrencilerin sınava kabulu için alınan 50 tl nin sorulduğunu söyledi. ''Hükümet aslında beni tutuklamaya çalışıyor. Tutuklanmam şüphesiz siyasi sebeplerdendi. Bu kurumun adını karalamak istiyorlar çünkü başarımız hoşlarına gitmiyor.''
Kadri'ye göre bu uzun zamandır devam ediyor. Takip edildiğine inanıyor. ''Son birkaç yıl içinde Polis, kimlerle buluştuğumun raporunu sunması için benim şoförlerimi çağırdı. Beni tutuklamak için bir bahane arıyorlardı.''
Beş gün tutuklamanın ardından Kadri serbest bırakıldı. Yüksek lisans öğrencisi Ahmed: '' Bu departman Kürt dilinin gelişmesi için kritik bir öneme sahip. Devletin Kürt haklarına yaptığı baskıya karşı doğrudan bir olarak görüyorum,''dedi.
Açlık oyunları ve Kürt öğretmenlerin sorunu
Bu tür direnişler Ağustos ayında daha da arttı. Bölümden mezun olan 18 öğrenci Mardin'de açlık grevine başladı. Oruç tutanlardan Ömer Öncel : ''Protesto ettik çünkü hükümet Kürtçe öğretmek için bize okul sağlama sözünde başarısız oldu,'' dedi. Sekiz gün sonra hükümet kabul etti ve sonunda on sekiz öğretmen okula atandı. Türk devlet okullarına atanan ilk Kürtçe öğretmenleri işe başladı.
Bu on sekiz öğretmenin işe girmesi büyük bir başarı olarak görüldü. Kürtçe programın müdür yardımcısı Mikail Bülbül : ''Binlerce atanmayı bekleyenler arasında 18 çok iyi bir rakam değil, Kürtçe'yi okul sistemine entegre etmeye çalışan hükümetin sadakatini sorgulatıyor,'' dedi. Mikail ve Kadri ilerlemeyi sağlamanın tek yolunun mücadele etmek olduğunu söylüyor. ''Açlık oyunları bir başarıydı. Atanmalar yapılana kadar oruçlarına devam ettiler. Bu atamalar Kürtlerin sorunların üstüne gitmesi gerektiğini gösteriyor.
Hükümet neden bu bölüme karşı olmaya başladı? Mikail hükümetin henüz tam bağımsız akademik bağımsızlık vermeye hazır olmadığını söyledi. ''Bölümün ve öğrencilerin üniversiteleri kontrol edebilmek için ideolojik olarak kendilerine yakın olmasını istiyorlar.'' Bütün mesele bu : Kadri Yıldırım AKP ideolojilerini temsil eden biriydi, dini-muhafazakâr bir toplum görüşleri uyuyordu. Kadri ve meslektaşları hükümetin kürtçe öğretmeni atama başarısızlığından sonra bu oyunda yer almayı reddettiler.AKP kürtlere bazı yeni tavizler vererek mutlu oluyor -böyle bir bölümün kurulması gibi- ama sadece kendi şartları üzerinde.
Ferzad Kemanger Okulu
Mardin Artuklu Üniversitesi ile birlikte Kürt dili eğitimini destekleyen başka birçok proje bulunuyor. Diyarbakır'da bir ilköğretim okulu olan Ferzad Kemanger Okulu bütün dersleri kürtçe veren üç okuldan biri. 130 kayıtlı öğrencisi bulunuyor, yaklaşık 50 tanesi Kobani'den gelen mültecilerden oluşuyor. Müdürün ofisinde otururken içeri gelen bir adam : ''Çocuklarımı nasıl bu okula gönderebilirim. Çocuğumun kürtçe eğitim almasını istiyorum'' diyordu.
Yüksekova ve Cizre'de bulunan diğer iki okulla beraber Ferzad Kemanger Okulu Kürt hareketinin yeni bir çıkış noktasıdır. Bir çok öğretmenin altyapısı türk öğretmenler gibi ve kurallar gevşeyince çoğu Kürt dili enstitüsü Kurdî-Der'e başvurdu. Şeymus adında bir öğretmen Kürt dili öğretebiliyor olmayı hayallerinin gerçekleşmesi olarak tanımlıyor. Bu okullara fon sağlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) daha fazlasını planlıyor. DTK dil komisyonu üyesi: ''Bunlar sadece taslak, eğer başarılı olursa program, Türkiye'nin Kürtçe konuşan alanları arasında yaygınlaştırılacaktır. Tüm Kürt çocukları Kürtçe eğitim seçeneğine sahip olacaktır, '' açıklamalarında bulundu.
Eylül ayında açıldıktan bir kaç hafta sonra polis okulu kapatmaya çalıştı ama hızla fikrini değiştirdi ve devam etmesine izin verdi. Kürtçe çok uzun yıllar hapsedildi artık kamusal alanda patlıyor.Dünya Dili gününde DTK, kürt dili talimatlarını tanıtmayı planlıyor : ''Tüm belediye çalışanlarına kürtçe yazma ve kullanma talimatı verdik. Sokak işaretleri kürtçe yazılacak. Şehirlerimizi belirgin bir şekilde kürt şehri yapacağız.''
DTK tarafından böyle bir proje kürtçeyi kamuya tanıtmak içi iyi olacaktır ve çoğu kimse böylece hükümetin bu durumu kabul etmekten başka şansı olmayacağını düşünüyor.Kürtçe eğitime artan sözlü destek kürt zihinlerde kalan dilin önemini koruyor. Onları Türklerden ayıran şey olarak görüyorlar.
Kürtçe eğitim bu ivme ile devam ettikçe hükümete de bu konuda baskı artıyor. Kürtçe öğretmenlerin atanması, Kadri Yıldırım'ın tutuklanması ve Ferzad Kemanger Okulunun kurulması hükümeti mahçup etti. Okulları kapatıp açlık oruçlarına sessiz kalmayı düşündüler ama başarılı olmadılar. Bunun sebebi ise kürt dili eğitimi barış süreci için hükümetin yapmak zorunda olduğu doğal bir imtiyazdır. Bu tür gelişmeleri ezmek barış sürecine aykırı olur. Kürtlerin kendilerine inanacağı yeni bir şey var. Seçkin Kürt yazar Selim Temo : '' hükümet bizim kürtçe konuşmamıza izin verdi çünkü bizi sonsuza dek bastıramayacaklarını biliyordu. Artık kürtçenin doğal gelişimini hiçbir şey durduramaz.''
Yvo Fitzherbert
BU MAKELE AYŞE AYDIN TARAFINDAN TİMETURK İÇİN TERCÜME EDİLMİŞTİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara