Kentte böbrek hastası olan ve üç yıldır diyalize giren Adem Çeçen'in, nakil olabilmesi için yapılan tahlillerde kardeşinin dokusunun uygun olduğu tespit edildi.
Haftanın üç günü, dörder saat diyalize giren Çeçen'e, sarılık olduğu için kardeşinden nakil yapılamadı. Bunun üzerine, doku uyumunun tespiti için eşinin kan örnekleri alındı.
Dokuların uyması üzerine Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip tarafından, merkezde Çeçen'e eşinden böbrek nakli yapıldı.
Yeniden sağlığına kavuşan Çeçen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni yıla yeni böbreğiyle gireceğini belirterek, nakilden sonra kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini söyledi.
Yeni yılın uğurlu geldiğini ifade eden Çeçen, "Eşim gel, kanlarımızı ölçtürelim, uyarsa böbreğimi veririm' dedi. Geldik, tahlil yaptırdık. Dokular uygun olunca, eşim böbreğinin birini bana verdi. Nakil oldum, sağlığıma kavuştum. Çok şükür sağlık gibisi yok. Çok mutluyum" dedi.
Eşi Rukete Çeçen de "O benim eşim, hayatım, çok seviyorum. Üç çocuğumuz var. Böbreğim de uydu. Yeni yıl hediyesi gibi oldu. Eşimin sağlığı daha önemli. Onun için böbreğimi verdim. Burada yapılan nakille eşim sağlığına kavuştu, şimdi durumu iyi" diye konuştu.
- "Hastalığımı tesadüfen öğrendim"
Oğlu Adem Türk'ten (30) yapılan karaciğer doku nakliyle sağlığına kavuşan Metin Türk (55) ise bir rahatsızlığından dolayı hastaneye gittiğini ve tesadüfen Hepatit B hastası olduğunu öğrendiğini söyledi.
Tedavi için İstanbul'a gittiğini ve kendisine ilaç verdiklerini anlatan Türk, "Bir anda böyle bir hastalık olunca tedirgin oldum. İstanbul'a gittik, görüştüğüm hocalar ilaç verdi, onu kullandım. İyileşemedim. Bu merkeze başvurdum ve bir an önce nakil olmam gerektiğini söylediler. Oğlum karaciğerini verdi, burada nakil yaptılar" şeklinde konuştu.
Oğlunu anlatırken gözyaşlarına boğulan Türk, "Oğlumun yeni yıl hediyesi karaciğeri oldu. Bana canını, bir parçasını verdi. Oğluma 'yavrum, ciğerim' derdim, o bana ciğerini verdi. Gizli gizli bu hastalığın sonuçlarını okuyordum ve kahroluyordum. Burada hayat varmış, yeniden sağlığıma kavuştum. Yeni doğmuş gibiyim" dedi.
Merkezin müdürü Prof. Dr. Aydınlı da yapılan bağışların hastalara umut olduğunu belirterek, "Merkezimizde son teknolojiyi kullanıyoruz. 7 gün 24 saat aralıksız hizmet veriyoruz. Bizim için zaman kavramı yok. Hangi saatte bağış olursa hemen nakil yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Aydınlı, artık insanların alıcı değil, verici de olmak zorunda olduğunu ve tüm Türkiye'nin buna alışması gerektiğini sözlerine ekledi.