Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) hakemi ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkan Vekili Türker Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kulüplerin ileride sözleşmelerle ilgili sorun yaşamaması için hukukçularla çalışması ve onlara danışmadan hiçbir iş yapmaması gerektiğini vurguladı.
Kulüplerin, UEFA'nın Finansal Fair Play kriterlerine sonuna kadar uyması gerektiğini dile getiren Arslan, "Bunun en büyük göstergesi o kulübün o yıl içinde zarar etmiş olması. Bu zararı etmemesi için gereken özeni göstermesi, parayı kontrollü ve dikkatli harcaması lazım. Her kulübün bu konuda mutlaka yetişmiş hukukçuları olması, hukukçularına danışmadan hiçbir iş yapmaması lazım" diye konuştu.
"Hukukçu söylese dahi bazen kendi kafalarına göre bir takım maddeler koyuyorlar" diyen Arslan, şunları kaydetti:
"Hukukçunun söylediğine göre hareket ederlerse ileride bir takım itilaflardan kendilerini kurtarırlar. Yabancı teknik adam ve futbolcuların hepsinin menajerinin dışında avukatı var. Bizim de öyle çalışmamız lazım. Biz maalesef hala biraz babadan kalma usullerle çalışıyoruz. Sonradan hukukçuya başvuruluyor. İş işten geçtikten sonra hukukçu işi çözmeye çalışıyor. O tabii yeterli olmuyor. Baştan bu işe tedbirlerini almak gerekiyor."
-"Ezbere yapılmaz"
Arslan, kulüplerle teknik adam ve futbolcular arasındaki sözleşmelerin anlaşarak yapıldığına dikkati çekerek, "Sözleşmeler yapılırken kulübün yetkilisi, avukatı, teknik adamın veya futbolcunun avukatı ve menajeri oluyor. Bu sözleşmeler anlaşarak yapılıyor. Kimse ezbere bir şey yapmıyor" diye konuştu.
Sözleşmelerin iki dilde yapıldığını anlatan Arslan, "İngilizce ya da Fransızca yapılır. Eğer onun Türkçesi de yapılıp, Türkiye Futbol Federasyonuna ibraz ediliyorsa itilaf halinde hangi sözleşmenin geçerli olduğu da yazılır. Büyük ihtimalle 'İngilizce metni geçerlidir' diye yazarlar. İtilaf halinde çözüm böyle olur. Bir yönetici, hukukçuya sormadan sözleşme imzalamaz, aksi takdirde görevini kötü yapmış olur" ifadelerini kullandı.
-"Prandelli'de bir tazminat söz konusu değil"
Prandelli'nin sözleşmesinin, daha önce Beşiktaş'ın tazminat ödediği İspanyol teknik adam Vicente Del Bosque'nin sözleşmesinden farklı olduğuna dikkati çeken Arslan, şöyle devam etti:
"Kulüpler yaptıkları sözleşmelerde tazminat hükmü koymuşlarsa, fesih söz konusuysa ve usule de uygun değilse o tazminatları mecburen ödemek durumundalar. Ancak bildiğim kadarıyla Galatasaray ile Prandelli arasında böyle bir tazminat hükmü yok. O nedenle bir tazminat söz konusu değil. Fakat fesih konusunda herhangi bir sorun çıkarsa ve bir itilaf halinde feshin uygun olmadığı sonucuna varılırsa, o zaman tabii ki çalıştığı sürelere ilişkin ücretlerin ödenmesi gerekir. Prandelli'nin zaten bugüne kadar çalıştığı sürelere ilişkin ödemeleri yapılmış, zannediyorum 1-2 aylık alacağı var. Onun dışında herhangi bir ödeme söz konusu olacaksa buna ancak itilaf halinde yetkililer karar verecektir. Şu anda bu konuyla ilgili bir şey söylemek doğru değil. Prandelli'nin sözleşmesinde, Del Bosque'nin sözleşmesindeki gibi bir tazminat hükmü yok."
-"Genelde karşı tarafa bir takım tavizler vermek zorunluluğu oluyor"
Türker Arslan, itilaf halinde Türk kulüplerinin uluslararası mahkemelerde davaları kaybettiklerini anımsattı.
"Neden kaybediyoruz? Bunun çeşitli nedenleri var" diyen Arslan, şu ifadeleri kullandı:
"Genelde sözleşme yaparken karşı tarafa bir takım tavizler vermek zorunluluğu oluyor. Açmazda kalıyorsunuz, bir antrenöre ihtiyacınız var. Antrenörün isteklerini mümkün olduğunca yerine getirmeye çalışıyorsunuz. O zaman istenmese de bir takım uygunsuz, ileride sorun yaratabilecek hükümler, sözleşmeye konmuş olabiliyor."
-Rekor Del Bosque'de
Türkiye'de yabancı teknik adam ve futbolculara ödenen tazminatlar konusunda rekor Beşiktaş'ın eski çalıştırıcısı İspanyol Vicente Del Bosque'ye ait.
Siyah-beyazlılar, Del Bosque ve yardımcılarına faiziyle birlikte toplam 8,5 milyon avro tazminat ödemek zorunda kaldı. Beşiktaş ayrıca İtalyan futbolcu Matteo Ferrari'ye de 7,8 milyon avro tazminat ödemeye mahkum edildi.