İbiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Türkiye'de köyden kente göçün artmasının da kadınların çalışmasını zorunlu kıldığını, çalışan kadınlarda doğurganlık oranının çalışmayanlara göre düşük olduğunu söyledi.
Gelecekte çocuk sahibi olmak konusundaki teşviklerin tartışılması gerektiğini dile getiren İbiş, genç ve dinamik nüfus yapısının korunması ve doğurganlıktaki hızlı düşüşün önüne geçilebilmesi için kadınlara yönelik iş ve aile yaşamını uyumlaştırıcı uygulamalar ile çalışanlar için doğuma bağlı izin ve haklar geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sinan İbiş, "Türkiye'de yaşlı bakım ihtiyaçlarının karşılanması ve Türkiye'nin, dünyanın yaşlılarını ağırlayan bir ülke olması için ulusal bir uyanışa ihtiyaç var. 2013 yılına ait global verilerine göre ailelerin çocuk doğurganlık oranları aile başına Türkiye'de 2,1, Çin'de 1,6, Japonya'da 1,4 ve İngiltere'de 1,1 olarak raporlanmış. Gelecekte bu oranlar daha da düşecek, bugünün kadınları erkeklerin koşullarında çalışmak istiyor, bu eğilim de doğurganlık oranlarının hızla azalmasına neden olacak" diye konuştu.
-"Uluslararası 3. Yaş Baharı ve Dinamikleri Kongresi"
İbiş, doğurganlık oranının arttırılması için kreşlerin teşvik edilerek, esnek çalışma imkanlarının sağlanabileceğini söyledi.
Nesiller arası dayanışma için kurumlara büyük görevler düştüğünü vurgulayan İbiş, "Tüm dünyada yaşlı insanların korunması önem arz ediyor. Kadınların yükü her zaman erkeklere göre daha fazla ve çifte yük taşımak zorunda kalıyor. Kadınlar hem çocuklara hem de ebeveynlere bakmak durumunda" ifadesini kullandı.
Medikal Turizm Derneği olarak bu konuda 4 yıldır çalışma yürüttüklerini anlatan İbiş, dernek tarafından Anadolu Ajansının global iletişim sponsorluğunda Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara ve Hacettepe üniversitelerinin işbirliği ve bazı firmaların desteğiyle 15-16 Aralık'ta Ankara'da "Uluslararası 3. Yaş Baharı ve Dinamikleri Kongresi" düzenlendiğini hatırlattı.
-İsveç'te yaşlı bakımında teknolojik bakım desteği
Sinan İbiş, Avrupa ülkelerindeki uygulamaların kongrede ele alındığını bildirerek, bu ülkelere ilişkin şunları paylaştı:
"Yaşlılar için oluşturulmuş evlerde yaşlılara yardımcılarıyla yaşam hazırlanıyor veya yaşlıları alıp bakan evleri destekliyorlar. İsveç'te yaşlıların hiçbirisi yaşlı olarak anılmak veya muamele görmek istemiyor. İnsanlar hangi yaşta olursa olsun yaşamlarını kendi tercihleri doğrultusunda yaşamak istiyor. İsveç'te yaygınlaşan uzaktan teknolojik bakım desteği (telecare) sayesinde evde yaşama oranları ve süreleri artmış durumda. İsveç'te telecare ile evde bakım desteği ulusal bir politika olarak savunulmakta ve desteklenmekte. 600 bin kişi telecare hizmeti alıyor ve bu kişilerden günde ortalama 400 bin çağrı geliyor."
İsveç'te yaşlı bakımının finansmanının toplanan vergilerden ayrılan paylardan karşılandığını kaydeden İbiş, ülkede yaşlıların kendi evlerinde yaşayarak, mutlu yaşlanmaları modelinin benimsendiğini söyledi.
-Belçika'da evde bakım modeli güçlendirilmeye çalışılıyor
Belçika'da ise 11 milyon insan yaşadığını ve nüfusun yüzde 24'ünün yaşlı olduğunu kaydeden İbiş, şunları söyledi:
"Yaşlı nüfusun yüzde 5'i evde bakım ve ev hizmetleri desteği alıyor, yüzde 95'i ise diğer bakım destek seçeneklerinden yararlanıyor. Belçika'da hükümet toplumun hızla yaşlanması nedeniyle gelecekte daha fazla yaşlı bakım çözümlerine ihtiyaç olacağını dikkate alarak, yeni politikalar üretmek için çalışıyor. Belçika hükümeti yaşlı bakımında evde yaşama modelinin güçlendirilmesine odaklanmış vaziyette."
-İsviçre'de yaşlıların aktif ve mutlu yaşamaları sağlanıyor
İbiş, İsviçre'de her 40 yılda yaşam beklentisinin 5 yıl daha uzadığını bildirdi. İsviçre'de 80 yaş üzerindeki kişilerden yüzde 80'inin kendi evlerinde yaşamak istediğine değinen İbiş, şunları kaydetti:
"Hızla yaşlanan İsviçre'de yaşlı bakım evi ihtiyacı da giderek artmakta. İsviçre'de hükümet teknolojik yardımları destekleyerek, yaşlılara kültür, güvenlik, mobilite, acil durum, sosyal yaşam, diğer ihtiyaçların zamanında karşılanması gibi birçok noktada yaşlıların aktif ve mutlu yaşamları sürdürmelerini sağlıyor. Burada yaşlı bakımı desteklerinde Kızılhaç önemli misyonlar üstlenmiş durumda. Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda bir rol üstlenebilir."
-Almanya'da 2,1 milyon kişinin bakıma ihtiyacı var
Sinan İbiş, Almanya'da 12 bin yaşlı bakımevi olduğunu ve 1 milyon kişinin bu bakımevlerinden yararlandığını belirtti.
Bakımevlerinin özel sektör ve devlet tarafından desteklendiğine dikkat çeken İbiş, "Yaşlı bakım işinde kadınların bu süreçlerden daha fazla etkilendiği görülüyor. Almanya'da 2,1 milyon kişinin bakıma ihtiyacı var. Almanya'da yaşlılar kendi evlerinde kaliteli ve bağımsız bir yaşam sürmek istiyor. Türkiye'de yaşlıların gelirleri yoksulluk sınırlarını zorluyor ve kendi gelirleri ile bakımevi şansları neredeyse imkansız düzeyde" diye konuştu.