Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Koncuk, Osmanlıca-Türkçe tartışmalarına değinerek, çeşitli eleştirilerde bulundu.
Koncuk, Türklerin on bin yıl önce millet olabildiğini ve Adriyatik'ten Çin denizine kadar Türkçe'nin konuşulduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Biz binlerce yıldır Türkçe sevdalandık, aşkımızı, sevdamızı, düşüncelerimizi Türkçe anlattık. Yetersiz olduk mu? Hayır. Süleyman Çelebi, hazreti Peygamber efendimizi anlattığı mevlid-i şerifinde Türkçe'yi kullandı. Peygamberimizin özelliklerini bu şiirinde ilmik ilmik işledi adeta. Yunus Emre'nin yüzyıllardır okuduğumuz şiirleri Türkçe. Bunların bir felsefesi var mı? Elbette var. Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram Veli Türkçe seslendi. Akif, Çanakkale Şehitleri şiirini Türkçe yazdı. İstiklal Marşımızı Türkçe kelimelerle bezedi, süsledi. Bütün bunları bir yana bırakarak, Türkçe'nin ilim dili olmadığını ve Türkçe'yle felsefe yapılamayacağını ifade etmek, bilgisizliğin göstergesidir."
Bu konudaki tartışmaların yanlış bir zeminde yapıldığını da öne süren İsmail Koncuk, şunları söyledi:
"Sanki Osmanlıca başka bir dil gibi anlatılıyor bu ülkede. Bu milleti kimse bir şey anlamaz ve bilmez durumuna lütfen düşürmesin. Osmanlıca da Türkçe'dir. Başka bir dil değildir. Alfabesi farklı olabilir. Yarın bu alfabeyi değiştirin, yine konuştuğumuz dil Türkçe olacaktır. Alfabe değiştirmekle dil değişmez. Sadece şekiller değişir."
- Kamuda yönetici atamaları
İsmail Koncuk, kamu çalışanlarının haklarına ve yönetici atamalarına ilişkin ise, "Şu anda uygulanan, Türkiye'de sahnelenen bu anlayışlar, bırakın yeni olmayı, köhne anlayışlardır. Eski de demiyorum, köhne anlayışlardır. Demokrasilerin, insan haklarının olmadığı, diktatörlükle yönetilen ülkelerin kendi insanlarına layık gördüğü anlayışlardır. Bu nasıl yeni olabilir?" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığında 76 bin kişinin unvanlarının ve idarecilik görevlerinin ellerinden alındığını savunan Koncuk, "O makamları kimler hak ediyorsa, hangi sendikadan olduğuna ve siyasi anlayışına bakılmaksızın, sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin değerli bir vatandaşı olarak muameleye tabi tutulmasını istiyoruz. Hukuk devletlerinde de yapılması gereken budur" ifadelerini kullandı.
Kamu-Sen'e bağlı İstanbul Avrupa Yakası şube başkanları ile temsilcilerinin katıldığı toplantı öncesi, İstiklal Marşı okundu ve saygı duruşunda bulunuldu. Yaşamını yitirmiş olanlar için Kur'an-ı Kerim okunan toplantıda Doç. Dr. Ali İlseven eğitim verdi.