Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Hac Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, düzenlenen toplantının önemine dikkat çekerek, benzer toplantılar düzenlenmeye devam edileceğini söyledi.
İki senedir memnuniyet anketleri yaptıklarını dile getiren Görmez, hacıların ne tür sorunlar yaşadıklarını, hangi hizmetlerden memnun olup olmadıklarını sorarak bunların tespitlerini yaptıklarını dile getirdi.
Görmez, bu noktada hacıların teslimiyetçi ve sorgulayıcı diye iki gruba ayrıldığını belirterek, "Teslimiyet dini mübini İslamın en temel esaslarından bir tanesidir. Ama hizmet alma noktasında sorgulayıcı olmak teslimiyetçi olmaktan evladır" diye konuştu.
Vatandaşın artık organizasyondan kaynaklanan bir kusur varsa bunu çok iyi ifade ettiğinin altını çizen Görmez, sosyal medya marifetiyle anında tepkisini ileterek, Diyanet İşleri Başkanına kadar ulaştığını ifade etti.
Görmez, hac ibadetinin seyahat, turizm ve organizasyon boyutu ile ibadet, eğitim, ahlak ve takva boyutunun bulunduğunu anlatarak, hac ibadetinin gayesinin "Allah rızası" olduğunu ve bu gayenin kaybedilmemesi gerektiğini vurguladı.
Görmez, yaptıkları işlerin risklerinin dünya hayatıyla sınırlı olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Mihraba geçen bin, 10 bin kişinin namazını kıldırıyor. Onların yerine Fatiha okuyor. Gönlü başka yerde, kalbi başka yere kaymış bir hoca olduğunu düşünün ne büyük risk Aman Allahım. Zaman zaman o riski düşündüğümüzde onun için ben her görevi ateşten gömlek, diyanet görevini ateşten cübbe... Vücudun tamamını yakar. Çok büyük riskler taşıyor. Bir tek hacı adayımızın hac ibadetini Allah'ın rızasına, Peygamberin Aleyhisselamın koyduğu kurallara göre yapmadan, yapamadan eğer dönmesini sağlarsak onun ahiretteki mesuliyetinin hesabını hiçbirimiz veremeyiz. Onun için bizim bir taraftan işin organizasyon boyutunu güzelleştirmeye devam etmemiz lazım bir taraftan da o işin gaye kısmını asla unutmamamız gerekir."
- "Hac vazifesi hiçbir milletin milli meselesi değildir"
Görmez, hac ibadetinin uluslararası bir boyutunun bulunduğuna işaret ederek, orada ev sahipliği yapan ülkenin mensuplarının da bir gayretin içinde olduğunu dile getirdi.
Hac ibadetinin hiçbir ülkenin milli meselesi olmadığını belirten Görmez, şöyle devam etti:
"Hac ibadeti bütün dünya Müslümanlarının İslam'ın meselesidir. Öncelikle bize ev sahipliği yapan, bizi duyufurrahman olarak tarif eden, bizi Rahmanın misafirleri olduğunu kabul edip ülkelerine kabul eden kardeşlerimizle bizim bu konuyu açık yüreklilikle artık konuşmamız lazım. Hac ibadeti hiçbir ülkenin milli meselesi değildir. Hac ibadeti yeryüzündeki bütün Müslümanların ortak meselesidir. Bu ortak meseleyi zaman zaman konuşmak için birlikte istişareler yapmalıyız. Birlikte kararlar vermeli, kararlar almalıyız."
Görmez, kontenjandaki adaletsizlik meselesinin de önemli bir mesele olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle devam ettirdi:
"Geçen sene resmi rakamlara göre 1 milyon 389 bin 53 kişi hac ibadetini yapmış. Bunun 237 bin 23'ü sadece Suudi Arabistan vatandaşı olan kardeşlerimiz. Sadece kendi ülkemizi örnek alacak olursan 1,5 milyon bekleyen gözü yaşlı hacı adayımız var. Uluslararası kurallara göre bir kota varken, bizi misafir eden ülkenin bunu tamamen bu şekilde kullanıyor olması doğru değil. Bunu çok açık bir şekilde ama hikmetli bir dil ve üslup ile diplomasi çerçevesinde anlatmalıyız ve bunun düzelmesi gerekiyor doğrusu."
-"Kudüs Müslümanlarındır"
Mekke'de ciddi bir ulaşım sorununun bulunduğuna değinen Görmez, bilhassa havaalanlarındaki beklemelerin bu çağda çözülebilecek bir sorun olduğunu ifade etti.
Görmez, tarihin değiştiğini ve zorlukların, sıkıntıların olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak bizim tarihimizde bu ibadet yapılırken Kudüs bilhassa Umre ibadetinin bir parçası kabul edilmiştir. Biz bunu terk ettik ve Kudüs'ü adeta başka bir ülkeye teslim ettik. Kudüs onların değil, Kudüs Müslümanlarındır. Kudüs bütün peygamberlerin makamıdır. Kudüs bütün peygamberlerce kutsal kabul edilmiştir. Kudüs Resul-u Ekrem Aleyhisselamın Mescid-i Aksa'sıdır. Bir Mescid-i Akrabimiz var yakın mescidimiz var, bir de uzaktaki mescidimiz var. İkisi de bizim mescitlerimizdir, bunları birbirinden ayıramayız. Bizim ecdadımız tarih boyunca Kabetullah'ı ziyarete gittiğinde mutlaka Kudüs'e uğradı. Biz bıraktık, ihmal ettik ve onu adeta başka bir ülkeye teslim ettik, bu doğru değil."
Bu konuda sıkıntılarını olduğunu bildiğini vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:
"Ama arkadaşlarımız önümüzdeki hafta oraya gidecekler, oranın bütün imkanlarını gözden geçirecekler ve biz vatandaşlarımıza ilan edeceğiz. Diyeceğiz ki Umre'ye gitmek isteyen vatandaşlarımızından, Kabetullah'ı ziyaret etmek isteyen vatandaşlarımızdan Kudüs'e uğrayarak gitmek isteyenler yahut Kudüs'e uğrayarak bu ibadeti bitirmek isteyenler varsa bize müracaat etsinler. Elbette bunu Dışişleri Bakanlığı ve ilgili bütün devlet kurumlarımızla birlikte planlayacağız, uluslararası ilişkiler çerçevesinde planlayacağız. Bu Ürdün üzerinden mi başka yerden mi yapılacak bunun imkanlarını hazırlayarak, en güzel bir şekilde vatandaşlarımıza inşallah bu hizmeti de sunacağız."
-Dİğer konuşmacılar
Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Enver Günenç de hac görevini yapacak olan kişilere hizmetin her şeyden önce geldiğini belirterek, bu konuda ticari kaygıların ikinci planda kalması gerektiğinin altını çizdi.
İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran ise konuşmasında, hacı adaylarının hacca gitmeden önce havalimanlarında oluşturulacak özel bölümlerde ihrama girme imkanının sağlanabileceğini ifade ederek, Türkiye'nin bu özel alanları oluşturabilecek gücünün bulunduğunu dile getirdi.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, gelinen noktada Diyanet İşleri Başkanlığının gösterdiği titizlik doğrultusunda seyahat acentelerinin de kendisini düzelttiğini ve hacı adaylarına daha iyi hizmet verildiğini kaydetti.