Başbakan Davutoğlu, Konya Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Hamas Lideri Halit Meşal ile görüşmesinde ele alınan konular ve Filistin'deki ulusal uzlaşı çabalarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Davutoğlu, Halit Meşal'in, daha önceden, uzun zamandır planlanan ziyaretini dün gerçekleştirdiğini söyledi. Meşal'in, Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile akşam saatlerinde bir görüşmede bulunduğunu, dün de kendilerinin Konya'da kapsamlı görüşmede bir araya geldiğini anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bir kaç konu önemliydi. Bir, Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki gelişmeler. Şunu ifade etmek isterim; Filistinliler açısından hangi siyasi yaklaşım içinde olurlarsa olsunlar ortak bir tavır var, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda. Biz bu tavrın arkasındayız. Kudüs'ün İslam karakterini azaltmaya, tasfiye etmeye yada azaltmaya dönük yapılacak eylemin karşısında, bütün Filistinliler tek vücuttur. Bundan birkaç gün önce Mahmud Abbas ile görüşme gerçekleştirdim. Türkiye de Mescid-i Aksa'daki hiçbir emrivaki hem tanımayacaktır hem de dünya çapında ne gerekiyorsa Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın, bize kendi tarihimizin bir mirası olan özelliklerinin korunması yönünde her türlü çabayı sarf edecektir. Bir kere dün Halid Meşal'in Kudüs ve Mescid-i Aksa etrafında yapılan emrivakiler karşısında Türkiye'nin desteğini istemesine karşın cevaben söylediğimiz budur. Bu konudaki tutumumuz açıktır ve sadece hükümetimizin partimizin görüşü değil bütün Türkiye'nin, bütün siyasi partilerin görüşünün bu yönde olduğuna eminim."
Gazze'deki insani durumun gittikçe kötüleştiğini dile getiren Davutoğlu, Gazze'ye verilen sözlerin hiçbirisinin yerine getirilmediğine dikkati çekti.
Halit Meşal ile görüşmelerinde, son saldırılardan sonra Gazze'deki insani durumun nasıl iyileştirilebileceği konusu üzerinde de durduklarını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Üçüncüsü, ulusal uzlaşı çabaları. Ulusal uzlaşı çabalarında, ulusal birlik hükümetinin kurulmasına, Türkiye çok ciddi katkı sağlamıştı. Bunu Mahmut Abbas ve Halit Meşal bildikleri için de bu konuda herhangi bir sıkıntı olduğunda her zaman biz devreye girerek elimizden geleni yapmaya çalıştık. Ulusal birlik hükümetinin devamı konusunda da Sayın Halit Meşal ile bir mutabakat söz konusu. Bu ulusal birlik hükümetinin devam etmesi ve aradaki görüş ayrılıklarının giderilmesi konusunda Türkiye'nin neler yapabileceğini ele aldık. Önümüzdeki haftalarda muhtemelen ocak ayının ikinci haftası içinde Sayın Mahmut Abbas ülkemize gelecek. Dolayısıyla bu görüşmelerin devamı mahiyetinde Sayın Abbas ile görüşmelerimiz olacak. Türkiye hem Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın korunması hem Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesi ve hem de ulusal birlik hükümetinin sürdürülmesi konusunda elinden gelen gayreti gösterecek."
-"Mısır halkıyla bir problemimiz yok"
Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Türkiye-Mısır ilişkilerine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine de şunları kaydetti:
"Mısır ile ilişkiler konusuna gelince Türkiye'nin Mısır politikası belli ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelerden birincisi, Mısır köklü medeniyetin ve çok köklü siyasi geçmişin tarih sahnesine çıktığı bir ülkedir. Mısır halkı, bir bütün olarak sadece Arap dünyasının değil İslam dünyasının önemli öncü fikirlerinin ortaya çıktığı çok köklü bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla bizim Mısır halkıyla ve Mısır ile bu anlamda bir problemimiz yok. Problemimiz kimle var, problemimiz halkın oyuyla iş başına gelmiş yönetimi, askeri darbeyle değiştirerek böyle bir darbe sonrasında halkın taleplerini gözardı eden, bir tek gösteride dahi 3 bin, 4 bin kişinin öldürülmesine yol açacak şekilde şiddet uygulayan bir yönetim anlayışıyla problemimiz var. Bu konu, ilkeseldir bizim için."
-"İşte o zaman tablo değişir..."
Türkiye'nin hiçbir yerde darbe yoluyla işbaşına gelişmiş yönetimlerin meşruiyetini bu anlamda doğru bulmadığını vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yönetimlerle olan ilişkilerinde de aynen Suriye ve diğer yerlerde olduğu gibi halkıyla karşı karşıya gelen yönetimlerle bazı sıkıntıların yaşanması doğaldır. Türkiye bu konuda ilkesel tutum benimsemiştir. Mısır ile sınırlı, sadece Mısır'a indirgenecek tutum değildir. O bakımdan biz, ümit ederiz ki Mısır'da hukuk devletinin olması gereken kuralları işler ve gerçek anlamda halkın iradesinin yansıdığı bir siyasi süreç ortaya konur. İşte o zaman tablo değişir. Sayın Arınç'ın açıklamasının öncesinde ve sonrasında bütün bu unsurlar var. Yani bu sıkıntı tamamıyla darbelere karşı, Türk hükümetimizin ve halkımızın gösterdiği ve son derece haklı temellere dayanan hassasiyettir."
Katar ve Mısır ilişkilerinin kendi doğası içinde seyrettiğini dile getiren Davutoğlu, "Bizim Katar ile ilişkilerimizin ne kadar iyi düzeyde olduğu herkesin malumudur. Bu konularda yorum yapmak doğru değil ama Katar'ın ilkesel, bu konuda şu ana kadar takip ettiği yol ve yöntem bellidir. Türkiye politikasını ve tutumunu belirlerken her hangi bir başka iki ya da üç ülkenin birbirlerinin ilişkisine bağlı olarak tutum belirlemez. Türkiye kendi ilkesel tutumu neyi gerektiriyorsa onu yapmıştır ve yapmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
(Sürecek)