Muhafazakar-liberal koalisyon hükümetinde 2011-2013 yıllarında içişleri bakanı olarak görev yapan ve göçmenlere karşı katı tutumuyla bilinen Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) milletvekili Friedrich, Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, Merkel'i açık bir dille eleştirdi.
Başbakan Merkel liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) son yıllarda izlediği politikalar ile Sosyal Demokratlar ile Yeşiller'le yakınlaştığını, Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) çeşitli endişelere sahip muhafazakar seçmeni kaybetmeye başladığını iddia eden Friedrich, genç göçmenler için çifte vatandaşlık hakkının kabul edilmesini buna örnek gösterdi. Friedrich, "Çifte vatandaşlık hakkına onay vermemiz bir hataydı. Tam da insanların kültürel kimlik, vatan ve birlikte yaşam gibi konuları sorguladığı bir dönemde, vatandaşlık konusunda sorumsuz, ciddiyetsiz bir düzenlemeye gitmek yanlıştır" ifadesini kullandı.
Almanya'da popülist, aşırı sağcı veya Neonazi grupların vatandaşların endişelerini istismar ettiğini vurgulayan Friedrich, son dönemde giderek daha fazla taraftar toplayan Avrupa için Alternatif (AfD) partisi ve İslam karşıtı PEGIDA (Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) gibi hareketlerin, yeni bir tür parlamento dışı muhalefet haline gelmeye başladıklarını aktardı.
Friedrich, bu durumdan Merkel'in izlediği politikaları sorumlu tutarak, "Toplumun görmezden gelinemeyecek bir bölümü artık meclisteki siyasi partilerin kendilerini temsil etmediği, aralarında en azından kendilerini yansıtan bir ses bulunmadığı duygusuna kapıldığında bu tür parlamento dışı muhalefet oluşur" değerlendirmesinde bulundu. Friedrich, CDU/CSU'nun, ulusal kimlikle ilgili konulara bugüne kadar yeterince eğilmediğini iddia etti.
CSU'nun kardeş partisi CDU'nun gözlerini açması gerektiğini savunan Friedrich, "CSU, CDU'nun da menfaati için, ülke genelinde muhafazakarlara, orta sınıfa, küçük ve orta işletmecilere ulaşmalı, onlara açıkça duruşunu göstermeli. Aksi takdirde şu olabilir. AfD bizim için ölümcül bir tehlike haline gelebilir" dedi.
Friedrich, Merkel liderliğindeki hükümetin mevcut konjonktürde ekonomideki başarısıyla geniş bir desteğe sahip olduğunu, ancak petrol fiyatlarında, faizlerde ya da avro konusundaki gelişmelerin bu durumu etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Almanya'da geçen yıl kurulan avro karşıtı AfD, popülist ve göçmen karşıtı söylemiyle hızla artan bir destek bulmuş, yüzde 5'lik seçim barajını aşabilecek güce ulaşmıştı.
AfD, 2014 yılında Brandenburg, Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde yapılan seçimlerde parlamentolara girmeyi başarmış, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 7 sandalye elde etmişti.
"Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA)' adlı grubun Dresden kentinde ekim ayında yaklaşık 500 kişiyle başlattığı gösterilere katılanların sayısı 22 Aralık'ta 17 bin 500'e yükselmişti.