CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Malatya Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "İsmet İnönü'yü Anma ve 2015 Türkiyesi Paneli"nde, Malatya'nın sadece kayısıyla değil yetiştirdiği cumhurbaşkanlarıyla da marka bir kent olduğunu söyledi.
Malatya'ya emek veren bütün siyasetçilere saygı duyduklarını belirten Ağbaba, "Biz İnönü'nün Malatya olduğunu, Malatya'nın da İnönü olduğunu biliyoruz. Ne kadar siyasi görüşlerine katılmasak da ne kadar aynı partide yer almasak da Turgut Özal'ın da Malatyalı olduğunu biliyoruz ve onunla da onur duyuyoruz" diye konuştu.
Ağbaba, tek parti döneminin Başbakanı, tek adamı ve milli şefi İsmet İnönü'nün iktidarı kendi eliyle teslim ederek çok partili siyasi hayata geçiş yaptığını kaydetti.
İnönü'nün 20. yüzyılda yıkılmış, geri kalmış bir Osmanlı'dan çağdaş bir toplum yaratılması için çalıştığını ifade ederek, "Laik, demokratik cumhuriyeti kurmuş ve hiç kimsenin ummadığı, hiç kimsenin görmediği anda, hiç kimsenin tahmin etmediği bir dönemde başta dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devrimcisi Mustafa Kemal Atatürk'le beraber bir cumhuriyet kurmuş. Padişahlığı kulluğu yok etmiş. Ona şimdi küfredenler, hakaret edenler Osmanlı'ya dönmek istiyorlar" şeklinde konuştu.
- Osmanlıca tartışmaları
Türkiye'ye son dönemlerde Osmanlıca diye bir tartışmanın gündeme getirildiğini kaydeden Ağbaba, şöyle devam etti:
"Osmanlıca, Osmanlı döneminde de Malatya'da, Kayseri'de, Kırşehir'de, Van'da, Edirne'de konuşulan bir dil değil. Bu sadece sarayda konuşulan bir dil. Osmanlıca tartışmasını boşuna getirmedi. Birinci amacı resmi dil olan Türkçe'yi yok edip Arapça'yı bize dayatmak. Türkiye'de yaşayan insanlar bunu kabul eder mi bilmem, AKP'ye oy veren insanlar bunu kabul eder mi bilmem ama CHP'ye oy veren Atatürk'e, İsmet İnönü'ye inanan insanlar Recep Tayyip Erdoğan'a teslim olmaz."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke de ülkenin bugünkü siyasi iktidardan kurtulması gerektiğini, 2015'te yarına umutla bakan umutsuzlukları umuda çevirebilecek CHP iktidarının gelmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomik özgürlük için önce farklılıkların özgürce yaşanmasına izin veren bir bütün Türkiye'ye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Böke, "Bunu mutlaka söylememiz gerekiyor ama iş burada bitmiyor çok dinamik çok genç bir Türkiye var ama insanına yatırım yapmayan bir siyasi irade var. Bizim 2015 Türkiyesini konuşacaksak artık insanına yatırım yapan, insanına değer veren bir yönetime ihtiyacımız var" diye konuştu.
İktidar tarafından Türkiye'nin artık borcu olmadığının dile getirildiğini aktaran Böke, "Türkiye'nin borcu var. Türkiye'yi sadece kendi oturduğunuz saray içerisinden değerlendirseniz borcu yokmuş gibi konuşabilirsiniz. Oysa ki Türkiye biziz. Artık hane halkları borçlu, vatandaş borçlu, şirketler borçlu, Türkiye borçlu, hiçbir farkı yok" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar ise dört eski bakanın yüce divana gönderilmesi kararının ertelendiğini ancak eğer Türkiye'de hukuk varsa eski bakanların yüce divana gönderilmesi gerektiğini öne sürdü.
- Yassıada'daki idamlar
Şenatalar, Adnan Menderes döneminde Yassıada'da görülen davaların yüzde yüz hukuka uygun davalar olmadığını kaydederek, "Üç kişinin, Başbakan ve iki bakanın asılmış olmaları da yanlış olmuştur. Ondan on sene sonra üç fidan gibi gencin rövanş diye asılması daha da kötü olmuştur. Biliyorsunuz yaşı müsait olanlar bilir, Yassıada'da 15 idam kararı verildi, 3'ü infaz edildi. Celal Bayar yaşı dolayısıyla hapse mahkum edildi" diye konuştu.
Şenatalar, kimin hukuku çiğneniyorsa onun yanında olduklarını, kim haksız yere tutuklanıyorsa, kim inançlarından dolayı baskı görüyorsa onun yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini belirtti.
Osmanlıca tartışmalarına değinen Şenatalar, "Osmanlıca genel bir dil değil. Arapça kelimelerin çok olduğu, Farsça kelimelerin çok olduğu ve saraylı ile aydınlar arasında kullanılan bir dil. Halk şairlerinin falan kullandığı bir dil değildir ayrıca. Şimdi bununla verilmek istenen mesaj şu. Biz burada bir İslam devleti kurmak istiyoruz. Bir başbakan aynı zamanda baş imam gibi konuşamaz, böyle bir şey olmaz" ifadesini kullandı.
