Onmaz, merkezin açılışı dolayısıyla Veteriner Fakültesinde düzenlenen kokteylde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 31 Ağustos'ta kurulan merkezin bugüne kadar hem ulusal hem de uluslararası bilimsel etkinliklere ev sahipliği yaptığını söyledi.
En büyük hedeflerinden birinin Türkiye'de unutulmaya yüz tutmuş atçılık ve binicilik sporunu dünya çapında ön plana çıkarmak olduğunu ifade eden Onmaz, şöyle devam etti:
"Yarış sektöründe özellikle Bayerli ırkından gelen atlar, şu anda ülkemizde mevcut değil. Bunlar tamamen İngiliz atlarının bir parçası olmuşlar. Dolayısıyla ülkemizde büyük bir sektör olması gerekirken ikincil ve atıl durumda kalmış. Atçılık büyük bir sektör olmasının yanında insanların hobi amaçlı da içerisinde yer alabileceği bir sektör. Avrupa ülkelerinde, Hollanda'da, 2 milyon at popülasyonu var. Nüfusla kıyasladığımızda bizde bu oran çok düşük."
Onmaz, Türkiye Jokey Kulübü ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün gayretleriyle profesyonel atçılığın gelişmeye başladığını ancak bunun halka indirgenerek çocuklara bu sevginin aşılanması ve atçılığın geçmişteki günlerine döndürülmesi gerektiğini anlattı.
İnsana en yakın canlılardan biri olan atın, aynı zamanda duygusal bir hayvan olduğuna dikkati çeken Onmaz, "Atla iletişim kurmak özellikle sinirsel hastalıkları olan çocuklar için çok faydalı. Bu nedenle merkezimiz bünyesinde rehabilitasyon merkezi inşa etmeye çalışıyoruz. Tıp fakültesinde tedavi gören bu tür çocuklarımızı, merkezimizde sağlıklarına kavuşturacak alternatifler sunmak istiyoruz. Bu alanda hem yerli hem de yabancı uzmanlarla iş birliği içerisinde olacağız" diye konuştu.
Onmaz, merkezin kurulmasındaki katkılarından dolayı Rektör Prof. Dr Fahrettin Keleştemur ve Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Keleş'e teşekkür ederek, merkezin gelişmesinde halkın desteğinin de önemli olduğunu, bütün hayvan severlerle iş birliği içerisinde olacaklarını sözlerine ekledi.
- Atlarda İlk Yardım Kursu
Açılışın ardından, Merkez tarafından düzenlenen atlarda ilk yardım kursuna geçildi.
Doç. Dr. Ali Cesur Onmaz, burada yaptığı konuşmada da batı ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye'deki at sahiplerinin biraz daha bilgilenmeye ihtiyacı olduğunu anlattı.
Ülkemizde at sağlığının ikinci plana atıldığını vurgulayan Onmaz, şunları söyledi:
"Hastalıklara erken müdahale çok önemli. At sahipleri bir hastalıkla karşılaştıklarında onunla nasıl mücadele edeceklerini genellikle bilmiyor. Bu nedenle vakalara müdahalede genellikle geç kalınmış oluyor. Vakalar bize ikinci, üçüncü elden sonra ulaşıyor ve hayvanı kurtarma şansımız azalıyor. Özellikle kolik dediğimiz mide-bağırsak sendromunda ilk 4 saat çok önemli, bazı yemek borusu tıkanmalarında, zehirlenmelerde, alerjik reaksiyonlarda zamanla yarışıyoruz. Üzerinden çok zaman geçerse ilaçla tedavinin dışına çıkıp cerrahi işleme yöneliyoruz. İmkanlarımız yeterli olmadığı için de bazen atları ölüme terk ediyoruz. Dünyada birçok ülkede ilkyardımla ilgili üniteler kurulmuşken biz de bu yok. Bu nedenle hem at sahiplerini hem binicileri hem de öğrencilerimizi bu konuda bilinçlendirmek istedik."
Onmaz, modüller şeklinde düzenlenen ilk yardım kursunun, diğer bölümlerine yurt dışından da bilim insanlarının konuşmacı olarak katılacağını belirtti.
Kursta, ERÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vehbi Güneş, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Kocabıyık ve nalbant Soner Demir tarafından çeşitli bilgiler verildi.