Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İbadi ilk kez Ankara'da

Maliki döneminin ardından normalleşen Türkiye-Irak ilişkilerinde bir adım daha atılıyor. Yeni hükümetin Başbakanı İbadi ve altı bakan Ankara'ya geliyor. Gündemde IŞİD ile mücadelede işbirliği, Irak ve Kürt petrolünün Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara taşınması var.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-25 10:23:05

İbadi ilk kez Ankara'da

Maliki döneminden sonra ilişkileri yeniden canlanan Irak ve Türkiye arasındaki diplomasi trafiğine bir yenisi ekleniyor. Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin 5 Kasım’da yaptığı Ankara ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hemen ardından 20 Kasım’da yaptığı Bağdat ziyaretlerinden sonra, Irak Başbakanı Haydar İbadi beraberinde Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, Enerji Bakanı Abdül Mehdi ile Elektrik Bakanı, Savunma Bakanı, Su Bakanı ve Devlet Bakanı ile birlikte Ankara’ya geliyor.

Ziyaret kapsamında, iki ülke arasında 2009’da kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı da yapılacak. Toplantıda, iki ülkenin yeniden yakınlaşması doğrultusunda ekonomik ve ticari işbirliğinde fikir alış verişinde bulunulacak.

Ziyaretin en önemli gündem maddeleri arasında IŞİD ile ortak mücadele, enerji işbirliği ve Türkiye’nin Maliki döneminde düşme eğilimine giren Irak pazarındaki ihale talebi var.

IŞİD ile mücadelede kapsayıcılık talebi

Ankara, mezhepçi politikalar uygulamak ve Sünni bölgelerin yalnız bırakılmasıyla IŞİD’in güçlenmesine sebep olmakla suçladığı Maliki'nin ardından Ağustos ayında İbadi’nin başbakanlık koltuğuna oturmasını memnuniyetle karşılamış, ancak aynı uyarıları İbadi yönetimine de yapma ihtiyacı duymuştu.

Ankara, Irak’ta kapsayıcı bir sistemin kurulması gerektiğini, kendilerini dışlanmış hisseden Sünnilere de eşit haklar verilmesini ve Irak ordusundaki Şii ağırlıklı dağılımın eşit şekilde düzenlenmesi gerektiğini dillendiriyor. İbadi hükümeti ise, Sünnilere verilecek haklar konusunda adım atacağını söylese de, Sünni aşiretler yeni yönetime de şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.

Irak’ın Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfi liderliğinde toplanan Sünni gruplar 18 Aralık'ta bir bildiri yayınlayarak, IŞİD’in ele geçirdiği Sünni bölgelerinde IŞİD ile ortak mücadele edebilmek için Bağdat’ın yeni kurulacak birlikleri desteklemesini, hapisteki Sünni siyasetçilere genel af çıkarmasını ve Sünni bölgelerin yeniden yapılandırılmasını istedi.

‘Fiiliyatta ne kadar etkili olduğu önemli’

Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapan Doç. Dr. Serhat Erkmen, bu konunun görüşüleceğini, ancak sadece olumlu mesajlar vermekle yetinileceğini söylüyor. Al Jazeera'ye ziyareti değerlendiren Erkmen’e göre, Maliki dönemindeki mesajların değişmiş olması önemli, ama bu fiiliyata yansımayacak:

“İki lider arasında çok şey konuşulacak ve Maliki döneminde bozulan ilişkiler onarıldı mesajı verilecek. Sünnilerin sisteme dâhil olmasının önemini tekrar dile getirilecek ancak fiiliyatta bu mesaj ne kadar etkili olacak? Türkiye’nin Sünniler üzerinde de Bağdat üzerinde de o kadar ciddi bir etkisi yok. Ancak yine de, ‘Bakın biz Maliki döneminde Sünnileri dışlamayın diye söylemiştik, dediğimiz doğru çıktı’ diyecektir. İbadi de kapsamlı bir hükümet kurduğunu, Sünnilere haklarının verilmesi konusunda gerçekçi adımlar attığını söyleyecek ve bu şimdilik Türkiye tarafından da yeterli görülecek.”

‘Türkiye’nin Irak’ın adım attığını görmesi yeterli’

Al Jazeera’ye konuşan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamer Kasım ise, Maliki döneminde uygulanan mezhepçi politikaların hasarının birkaç ayda çözülemeyeceği görüşünde:

“Irak’ta Maliki döneminin ciddi hasarı var, bunun bir anda düzeltilmesi zaten zor. Türkiye için önemli olan yeni yönetimin Irak’ın bu konuda adım atmakta olduğuna Türkiye’yi ikna etmesi. Türkiye açısından da gidilen yolun doğru olduğu şeklinde bir tablo ortaya çıkması yeterli olur. Onun dışında tarafların bu konuda birbirlerinden beklentilerini eleştiri boyutunda kamuoyu önünde dillendirmemeleri daha doğru olacaktır.”

IŞİD bir başka başlık

IŞİD’e karşı ortak mücadele edeceğini söyleyen iki başkent, daha önce istihbarat konusunda da işbirliği mesajı vermişti. 20 Kasım’da Bağdat’a bir ziyarette bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, İbadi ile görüşmesinin ardından “Irak’a istihbarat desteği vermeye hazırız” demişti.

İbadi de IŞİD'le mücadelede Irak'ın askeri güç sayısının yeterli olduğunu ve ülkelerinde yabancı güç istemediklerini belirtmiş, "Irak güvenlik güçlerinin eğitimi için Türkiye'nin desteğini memnuniyetle karşılıyoruz. Biz ülkemizde yabancı güç istemiyoruz fakat silah istiyoruz. Bu konuda sıkıntılarımız var." demişti.

Irak’ta IŞİD’le mücadelede kuzeyde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) bağlı peşmerge birlikleri etkili olurken, güneyde İran’dan gelen birlikler Şii milisler ve Irak ordusuyla birlikte IŞİD’e karşı çatışıyor. ABD ordusunun hava bombardımanı da IŞİD’in ilerleyiş hızında azalmaya sebep oluyor. Ancak yine de Beyci gibi önemli rafineriler ve Irak’ın büyük bir kısmı hâlâ IŞİD’in elinde.

Kuzey Irak petrolünde ‘geçici anlaşma’

Maliki döneminde ilişkilerin gerilmesinin sebeplerinden biri de Kürt petrolü sorunuydu. Erbil, anayasada özerk bölgelere tanınan hakka atfen kendi petrolünü Bağdat'tan bağımsız işleyip satmak istiyordu. Bağdat merkezi hükümetiyse, petrolün hangi bölgede olursa olsun yalnızca Bağdat merkezli SOMO aracılığıyla ihraç edilmesi gerektiği fikrini savunuyordu.

Henüz meclisten onay almayan 2007 tarihli hidrokarbon yasası ise Bağdat'ın tüm petrol gelirlerinden Erbil'e yüzde 17 pay vermesini öngörüyor.

Gerilen ilişkilerde Bağdat yönetimi, Kürtlerin merkezi hükümetten izinsiz petrol satışı yaptığı gerekçesiyle, Kürt yönetimine merkezi bütçeden gönderdiği payı kesti. Sorun Kasım ayında geçici bir anlaşmayla çözüldü. Buna göre Kürt yönetimi, günlük petrol ihracatının yarısı olan 150 bin varil petrolü, Ceyhan’daki Irak hükümetine ait tankerlere göndermeye başladı. Bağdat da ilk etapta Kürt yönetimine bütçe payı olarak 500 milyon dolar ödeme yaptı.

Ardından daha kapsamlı bir çözümde uzlaşıldı. Aralık ayı başında Irak'ta merkezi hükümetle Kürt yönetiminin petrol gelirlerinin dağılımı konusunda vardığı anlaşma çerçevesinde Erbil'e bütçeden yüzde 17 pay verilecek. Günlük 250 bin varil petrol Türkiye üzerinden ihraç edilebilecek.

Türkiye’nin arabuluculuğu gündemde

İbadi ve Iraklı bakanlarının ziyareti öncesinde IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani 19 Aralık İstanbul’da Başbakan Davutoğlu ile görüştü, Görüşmeye Enerji Bakanı Taner Yıldız da katıldı. Görüşme öncesinde, IKBY Parlamentosu Doğal Kaynaklar Komitesi Kıdemli Danışmanı Serdar Aziz, “Başbakan Neçirvan Barzani yakında Ankara'ya gidecek. Türkiye petrol anlaşması konusunda arabuluculuk yaparsa Halkbank da devre dışı kalmaz. Petrol uluslararası piyasaya Ceyhan'dan çıktığı ve Kürtlerin kontrolünde olduğu için, bu süreçten Türkiye her zaman kârlı çıkar” demişti.

Bağdat-Erbil arasında varılan anlaşmanın öncesinde Türkiye üzerinden uluslararası piyasaya aktarılan Kürt petrolünün geliri, Halkbank’ta toplanıyordu. Halkbank’ta biriken para üzerinde henüz iki taraf da işlem yapmadı. Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Kasım ayının başında Ankara’ya yaptığı ziyarette Kürt petrolünün satışından elde edilen gelirin Halkbank’ta olduğunun hatırlatılması üzerine, bu konuyu ele alacaklarını söylemişti:

“Kürt petrolünün satışından elde edilen gelir şu an emin ellerdedir, bu konuya bu ziyarette değinmedik. Ancak bu daha sonra değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Sonraki dönemde ele alacağımız konuların başında bu geliyor. Irak petrolünün dağıtımı da merkezi hükümetin sorumluluğundadır.”

Caferi aynı ziyarette Türkiye’nin Irak’ın Avrupa’ya açılan kapısı olduğunu ve Irak petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa pazarına taşımayı planladıklarını da söylemişti.

‘Türkiye kolaylaştırıcı rolde olabilir’

Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Serhat Erkmen, söylenenlerin aksine Türkiye’nin bu pazarlıklarda ciddi bir arabuluculuk rolü oynayamayacağını, asıl arabuluculuğu İran’ın yaptığı görüşünde.

USAK Başkan Yardımcısı Kamer Kasım ise bu ziyaretin petrol anlaşması konusunda gelişmekte olan olumlu atmosfere katkı sağlayacağını düşünüyor:

“Irak merkezi yönetimiyle hem Ankara hem de Erbil, Maliki döneminde olmayan uyumu yakalama durumunda şu anda. Yapılan petrol anlaşması da Türkiye’nin katkısıyla oldu. Türkiye hep bunun bir iç mesele olduğunu, önce kendi aralarında anlaşmaları gerektiğini söyledi. Tabi bunun kalıcı bir temele oturtulması lazım. Arabuluculuk talebi gelirse Türkiye bunu memnuniyetle yapar. Ancak Bağdat’taki yeni yönetim ‘aramızda çözebiliriz’ diye yaklaşabilir. Bu durumlarda kolaylaştırıcılık terimini kullanıyoruz, Türkiye kolaylaştırıcı rolünde hareket edebilir.”

Barzani’nin Türkiye ziyareti ile İbadi’nin Türkiye ziyareti arasındaki kısa zaman aralığında, 22 Aralık Pazartesi günü İbadi'nin Erbil’e gideceği açıklandı. Ancak belirtilmeyen bir sebeple ziyaret daha sonraki bir tarihe ertelendi.


Ece Göksedef / Al Jazeera

Haber Ara