Kuşhan, Polonezköy'deki otelinde gazetecilerle yaptığı açıklamada, Dila Kurt'un hasta olduğunu, ancak hastalığını hiç kimsenin bilmediğini ifade ederek, teşhisin otopside konulduğunu söyledi.
Kurt'un otopsi raporuna göre önceden kalp krizi geçirdiğini dile getiren Kuşhan, küçük yaşta başlayan gizli kalp hastalıklarının yüzde 100'e yakınının ölümle sonuçlandığını anlattı.
Dava sürecinde dosyaya gönderilen Adli Tıp Kurumu raporuna değinen Kuşhan, şöyle devam etti:
"Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu raporunda 'kendisinde mevcut kronik kalp hastalığının (Geçirilmiş kalp krizi) aktif hale geçmesi sonucu oluşmuştur' diyor. Buna bir bilirkişi bir şey ilave ediyor. 'Fizyolojik kilo verme hızı ayda 2-4 kilo arasındadır. Obez kişiler hızla kilo verirse kronik kalp hastalığının aktif hale geçebileceği tıbben bilinmektedir' diyor.
Bundan sonra devamında 3. İhtisas kuruluna gider. Burada bir kardiyoloji uzmanı var. Bilirkişi olarak onun beraberliğinde heyet toplanıyor ve 'işlem tıp kurallarına uygundur' diyor. Yani benim konuyla ilgili hiçbir suçum yoktur. Derken karşı taraf itiraz ediyor, dosya genel kurula gidiyor. Genel kurulda çok enteresan şeyler oluyor. 1. İhtisas Kurulu'ndaki bilirkişi orada da bilirkişi tayin ediliyor. 3. İhtisas Kurulu'ndaki bilirkişi de orada. Yani bilirkişiler bütün kurullara bilirkişilik yapıyor. Değişecek bir şey yoktur."
- "İki doktor karar değiştirdi"
Kendisini suçlayan "Hızlı kilo verilmesinin tespit edilmesine rağmen diyet ve hareket, egzersiz programında bir değişikliğin yapılmaması ölüm nedenidir" ifadesinin olduğunu belirten Kuşhan, tedbir alınabilmesi için bu hastalığın bilinmesi gerektiğini, Kurt'un ailesinin savcılığa müracaatında kızlarının hastalığı olmadığını ifade ettiğini, 6 haftada hiçbir kronik hastalığın oluşmayacağını söyledi.
Kurt'un kalbinin ailesinin yanında otururken aniden durduğunu, müdahale edildiğini ancak geri getirilemediğini kaydeden Kuşhan, "Kalp uzmanı 3. İhtisas Kurulu toplantısında 'işlem tıp kurallarına uygundur' dediği halde genel kurulda kararını değiştirdi. Suçlu olduğuma dair imza attı. 3. İhtisas Kurulu toplantısında bir dahiliye uzmanı, 'tıp kurallarına uygun, suçu yoktur' diyen kişi genel kurulda 'suçludur' diyor. Burada iki dönek doktor var. Biri de kalp ölümü hakkında karar verebilecek birisi. Genel kuruldaki diğer üyeler sadece çay, kahve içer, kuru pasta yerler" ifadelerini kullandı.
- Erteleme talebi
Muzaffer Kuşhan, gazetecilerin 10 gün içinde teslim olması gerektiğini hatırlatmaları üzerine, "Öncelikle savcılıktan bana bir davetiye gelecek. Savcı bey, '10 gün içinde bize müracaat et' diyecek. Oraya gittikten sonra savcı bey de diyecek ki '10 gün içinde gidin cezaevine müracaat edin' . Bunun dışında bildiğim bir şey yok. Öncelikle bana yazı gelecek" dedi.
Cezanın ertelenmesini talep ettiklerini vurgulayan Kuşhan, "İşlerimi ayarlayabilmem için birkaç aya ihtiyacım var. Cezaevine tabii gireceğim. Sadece birkaç ay erteleme istedik. Ben hazırım, çoktan hazırım ama ben suçlu değilim. Vicdanen çok rahatım. Bana bu cezayı mahkeme falan vermedi. Bu cezayı kumpas kuran Adli Tıp verdi. Nasıl oluyor da aynı bilirkişiler, daha önce 'tıp, kaide ve kurallarına uygundur' diyor da iki doktor genel kurulda döneklik yapıyor" diye konuştu.
"Hastalar kampa girmeden önce testlerden geçmiyor mu?" sorusu üzerine Kuşhan, şöyle konuştu:
"Bütün testlerden geçti. Gizli kalp hastası olan birisinin hastalığının anlaşılabilmesi için kardiyolog tarafından çok ileri teknolojilerle muayene edilebilmesi lazım. Bu kolay kolay teşhis edilen bir hastalık değildir. Çünkü çok yavaş yavaş geliştiği için kişi de farkına varmıyor. Dila kalp krizi geçirmiş, otopside ispatlı ama farkında değil. Ailesi de bilmiyor. Yoksa kızlarını tedavi ettirirlerdi."
"Aileye söylemek istediğiniz bir şey var mı, yüz yüze konuşma fırsatınız oldu mu?" sorusuna Kuşhan, "Olmadı. Benim söyleyecek bir şeyim yok. Çok büyük bir acı ama benim vicdanım çok rahat. Alacağım ceza ve ödeyeceğim para vicdanları asla aklamaz" yanıtını verdi.
Kuşhan, "Size neden kumpas kuruldu?" şeklinde soruyu da şöyle cevapladı:
"Bunu bilemeyeceğim. Doktorlar doktorları sevmez. Medyatik oluş bir komplikasyondur. Siz medyatik biriyseniz, işinizde çok başarılıysanız ki bunun yanında başka faktörlerin olduğuna da yüzde 100 inanıyorum. Dünya kadar usulsüzlük yapıldı. Mahkemelerde rica ettik. Dedik ki, bizi bağımsız tarafsız bir yere gönderin. Sağlık Şurası gibi. Bu asla kabul edilmedi. Bana göre kumpas çok iyi hazırlanmıştır. Benim hapiste yatmam için gerekli her şey yazılmıştır oraya."