Hırsızlık, adam yaralama ve uyuşturucu kullanma suçlarından sabıkası bulunan 41 yaşındaki Lutz Bachman'ın kurduğu "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar" (PEGIDA) grubu, ilk eylemini 20 Ekim'de Dresden'de gerçekleştirdi.
Sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla 12 kişi tarafından organize edildiği öne sürülen PEGIDA eylemlerinin ilkine katılanların sayısı resmi rakamlara göre 350 civarında olurken, ilerleyen günlerde bu sayı gittikçe arttı.
PEGIDA'nın 27 Ekim'deki eylemine 500, 3 Kasım'dakine bin, 10 Kasım'dakine bin 700, 17 Kasım'dakine 3 bin 200, 24 Kasım'dakine 5 bin 500 kişi katıldı.
Aralık ayında ise PEGIDA'ya verilen destek ciddi oranda arttı. Grubun 1 Aralık'taki eylemine 7 bin 500, 8 Aralık'takine 10 bin, 15 Aralık'takine 15 bin ve 22 Aralık'takine 17 bin 500 kişi iştirak etti.
PEGİDA taraftarları, İslam'ın yayılmasına ve yabancılara karşı yapılan eyleme aşırı sağcıların katılmadığını iddia etse de protestolarda kullanılan söylem ve açılan pankartlar bunun aksi yönde olduğunu gösteriyor.
Eylemlerde "Biz halkız" sloganları atanların arasında, çok sayıda aşırı sağcının hatta Neonazi'nin olduğu ifade ediliyor. Kamuoyunun tepkisini çekmemek amacıyla aşırı sağcıların bu şekilde kendilerini gizlediği belirtiliyor.
Özellikle ülkede son dönemde camilere ve göçmen kökenlilere yönelik fiili saldırıların artmasında PEGIDA eylemlerinin de etkili olduğu öne sürülüyor.
Gösterilere katılanların sayısının giderek artması siyasetçileri endişelendirirken, ülkede yaşayan yaklaşık 5 milyon göçmen kökenliyi de tedirgin ediyor.
- Siyasiler endişeli -
Başından bu yana eylemlere karşı net bir tavır sergileyen Yeşiller Partisi'nin eşbaşkanları Cem Özdemir ve Simone Peter, 15 Aralık'ta PEGIDA eylemlerine karşı yine Dresden'de yapılan gösteriye katılmıştı.
Eylemde hükümeti kuran Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU'ya çağrıda bulunan Özdemir'in, 'Aşırı sağla mücadelede sağın dilini kullanmak, sağa taviz vermek hiçbir zaman aşırı sağı küçültmez, tam tersine onları güçlendirir" ifadesi dikkati çekmişti.
Anamuhalefetteki Sol Parti (Die Linke) ise son haftalarda ırkçı ve yabancı karşıtı gösterilerin sayısının artmasından Başbakan Angela Merkel liderliğindeki hükümeti sorumlu tutuyor.
Sol Parti Eşbaşkanı Katja Kipping, hükümetin yıllardır uyguladığı politikalar ve söylemleriyle bugünkü ortamın oluşmasına yol açtığını, bu durumdan sorumlu olduğunu kaydetmişti.
- Merkel'den "aşırı sağ" uyarısı -
Son dönemde eylemlere, hükümet kanadından da tepkiler geliyor.
Sağduyu çağrısı yapan Başbakan Angela Merkel, "Başka ülkelerden bize gelen insanlara nefret ve hakarete burada yer yok. O nedenle herkes bu işi başlatanlara karşı dikkatli olsun' sözleriyle toplumu uyarmıştı.
Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da, "Siyasi fikir mücadelesinin de sınırları vardır. Tüm siyasi partiler açık bir şekilde bu gösterilere karşı tavır almalı" ifadeleriyle siyasilere birlikte mücadele çağrısı yapmıştı.
SPD'nin Meclis Grup Başkanı Thomas Oppermann da PEGIDA hareketi için "Bunlar hiçbir şekilde vatansever Avrupalılar değil, tehlikeli milliyetçi güçler" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Öte yandan, deneyimli siyasetçi eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in eylemi düzenleyenlere karşı makul bir direniş gösterilmesi gerektiği önerisi Alman kamuoyunda tartışılıyor.