Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Tuzla Kampüsünde düzenlenen "İnönü'nün Bilim ve Demokrasiye Katkıları" konulu panelde, İsmet İnönü'nün kızı ve İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker, babasıyla ilgili anılarını anlattı.
Kendisini evindeymiş gibi hissettiği için mutlu olduğunu ifade eden Toker, "Babamı, ölümünün 41. yılında anmak için bir aradayız. Yaşadıklarımızı siz gençlerle paylaşmamız lazım. Ağabeyim Erdal İnönü bu yüzden İnönü Vakfı'nı kurmamızı istemişti. Cumhuriyetin ilk yıllarını, zorluklarını yaşadık. O yılları yaşadığımız için bir sorumluluğumuz var" dedi.
Toker, panele değerli insanların katıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Babamın bilim, politika ve demokrasi üzerine görüşlerini paylaşacak değerli isimler aramızda. Ben de 'babam burada olsaydı sizlere neler söylerdi' diye düşündüm. Cevabını bulamadım. Allah'tan babam da bugünü düşünmüş eğitimle ilgili cümleleri var. Babam 'telafisi en zor olan felaket, yarım bilgili insanların yetki sahibi olmasıdır' demiştir. Ayrıca, 'bin yarım adam bir tam adam değildir' diyerek bilim insanlarımızın en iyi donanımla yetişmesi gerektiğine dikkat çekmiştir."
Moderatörlüğünü Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Kabasakal'ın yaptığı panelde konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı ise realist olmayan hiçbir devlet adamının Türkiye'de yaşama şansının bulunmadığını vurguladı.
Cumhuriyetin ilanından sonra radikal bir karar alınarak orduya değil öğretmene ve sağlık alanına yatırım yapıldığını belirten Ortaylı, "Ancak bu şekilde bir ülkenin geleceğinin şekillenebileceğine inanmışlardı ve haklılardı" ifadelerini kullandı.
Panelistlerden Prof. Dr. Aydın Uğur ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün demokratik açılımlara ön ayak olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"İsmet İnönü, seçimlerde Demokrat Parti'ye yenildikten sonra 'benim en büyük zaferim en büyük yenilgimdir' demiştir. Bu söz, onun ne kadar demokrat bir insan olduğunu göstermektedir. İsmet Paşa'ya 'ortanın solundasınız ama nereye kadar solundasınız?' diye soruyorlar. O da, 'halkın istediği yere kadar' diyor. Demokratik açılımlara ön ayak oluyor. İsmet Paşa sert bir siyasetçiydi. Rakip ama düşman değildi kimseye. Toptan yok etme arayışı yoktu. İsmet Paşa'nın Menderes ve iki arkadaşının asılmaması için elinden geleni yaptığını görüyoruz."
