Yılmaz, İzmir temasları kapsamında partisinin Bayraklı ilçe örgütünce düzenlenen kongreye katıldı. Burada konuşan Yılmaz, Türkiye'nin arka arkaya yaşadığı seçimlere rağmen ekonomide olumsuz yöne gidişin olmadığını, bunun milletin AK Parti'ye duyduğu güven ve istikrarın bir sonucu olarak görmek gerektiğini söyledi.
Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamının geçmişte halkın ve hükumetin iradesini, yürütmenin çalışmasını engellemek için fren görevi gördüğünü, ilk defa halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yeni bir döneme girildiğini ifade eden Yılmaz, seçimde muhalefet partilerinin de "çatı aday" çıkardığını ancak birçok CHP'linin dahi bu adayı desteklemediğini belirtti.
Bakan Yılmaz, "Aslanla kedi aynı ailedendir, kedigiller familyasından. Ama 50 kedi bir araya gelse bir aslan yapmaz. Bunlar ister 14 parti olsun, ister 16 parti olsun, isterse de geri kalan 50 parti bir araya gelsin bir AK Parti yapmaz, bir Recep Tayyip Erdoğan yapmaz" diye konuştu.
Halkın kişilere değil yapılan hizmete oy verdiğini anlatan Yıldız, IMF'ye borcu olan Türkiye'nin borç verebilecek duruma geldiğini, yardım alırken bugün milli gelire oranla en fazla yardım yapan ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
Hastanelerde kuyrukların kalktığını, sağlık hizmetlerine ulaşımın kolaylaştığını, okullarda ders kitapları ve tablet bilgisayarların ücretsiz dağıtıldığını aktaran Yılmaz, projelerin ortalama bitiş süresinin 7 yıldan 3-3,5 yıla düştüğünü, bunun gibi etkenlerin halkın tercihlerini doğrudan etkilediğini dile getirdi.
-CHP ve Baas rejimi
Yurt dışından gelen doğrudan yatırımın arka arkaya yapılan seçimlere ve yargı yoluyla darbe girişimlerine rağmen bu yıl 10 milyar dolara yakın gerçekleştiğini, bunun ülkedeki güven ve istikrarın devamına, yabancı yatırımcının da güvendiğini gösterdiğini anlatan Yılmaz, CHP'nin Baas rejimi ile aynı zihniyette olduğunu savundu.
CHP'nin de Baas rejimi gibi herkesi tek tipleştirmeye çalıştığını, farklı düşüneni mahkum ettiğini, eleştiriye tahammülünün olmadığını ileri süren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu devletin sahibi kendileri, geri kalan da marabalar. 'Marabaların ağalara söz söyleme hakkı olamaz' diyorlardı. Bunu da bozan siz oldunuz. Bu Baas partisinin Türkiye'de iktidara gelebilmesi mümkün değil. Bu millet geçmişte yaptığına bakarak bu yapıya 50 yıldır tek başına iktidarı vermedi, bundan sonra da vermeyecek. CHP'nin başarısı için kaç oy bekleniyor? Oyu kaç, yüzde 25-26-27. 30'u bulsa kendisini başarılı sayacak. Yüzde 30 ile iktidara gelinir mi, gelinmez. Demek ki bu millet, iktidara gelemeyecek partilere oy verirse yazık eder. Zamanın telafisi yoktur, zaman kaza edilemez. Dünya koşuyorken durulmaz. Zaman boşa harcanmaz. Türkiye'nin dört bir tarafından milletvekili çıkaramayan, halktan oy alamayan partiler iktidar olamaz. CHP iktidar olabilir mi, olamaz, başarı çıtası olsa olsa yüzde 30'dur, yüzde 27'dir. Bununla iktidar olamaz. MHP'nin oy oranı kaç yüzde 13-14-15'dir. O iktidar olabilir mi, o da olamaz. İktidar olmayan partilere oy vererek bu milletin zamanının niye kaybedersiniz ? Yazık değil mi? Bak millet koştu gitti, normal yürümek yetmez koşmamız lazım."
-"CHP kendinden olmayana zulmetti"
İsmet Yılmaz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden birçok kentten milletvekili çıkaramayan CHP ve MHP'nin oy talep ederek milletin zamanını çaldığını ifade etti.
CHP zihniyetinin kendinden olmayan herkese zulmettiğine değinen Yılmaz, tarihe bakıldığında bu zihniyetin Seyit Rıza'yı astığını, Arapça ezan okunduğu için hapis cezası getirdiğini, Şevket Süreyya Aydemir, Sabahattin Ali'nin hapse atıldığını, Nazım Hikmet'in orduyu, Necip Fazıl Kısakürek'in halkı isyana teşvikten mahkum edildiğini anımsattı.
Kemal Tahir, Orhan Kemal ve Rıfat Ilgaz'ın da çeşitli gerekçelerle mahkum edildiğini, Necmettin Erbakan'ın konuştu diye, Recep Tayyip Erdoğan'ın da şiir oku diye mahkum edildiğini aktaran Yılmaz, "Eskiden yapılanları gördük, sandınız ki bunlar tarihte kaldı. Eğer Allah göstermesin CHP iktidara gelirse bilin ki yine herkesi ya orduyu ya milleti isyana teşvik etti diye bir şekilde bir kelimeyle mahkum ederler bundan şüpheniz olmasın" şeklinde konuştu.
-Osmanlıca kursu
AK Parti İl Başkanı Bülent Delican ise Konak Belediyesi'nin açtığı Osmanlıca kursunu kapatmasını eleştirdi.
Belediye Başkanı Sema Pekdaş'ın bir mahalle baskısı içinde olduğunu, cesur davranmadığını öne süren Delican, kurs açılırsa ilk öğrencisinin kendisi olacağını kaydetti.
