Erdoğan, Wyndham Hotel'de düzenlenen DEİK Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, 14 Aralık'ta yargının, "önündeki iddialardan ve delillerden yola çıkarak" bir süreç başlattığına değinerek, Cumhurbaşkanı olarak süreci yakından izlediğini, her şeyin yasalara, usulüne uygun bir şekilde cereyan ettiğini söyledi.
Yargının ve emniyetin geçmişte yaptığı hataların tekerrür etmediğini, hiç kimsenin süreç tamamlanmadan linç edilmediğini, medya yoluyla algı operasyonları yapılmadığını, dikkatli, temiz bir sürecin ilerlediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak bu süreç başladığı andan itibaren malum çevreler, 'Basın susturuyor' diye bir kampanya başlattılar ve dünyaya da bunun bu şekilde servisini sağladılar. Çok enteresan AB, tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor ya. Bunlar ne zamandan beri tatil günlerinde bu tür açıklamalar yapmaya başladılar? Ne kadar da hassaslar, ne kadar da bu ülkede olanları, bitenleri seviyor, sayıyor hemen açıklamalarını yapıyorlar. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler acaba bu hassasiyeti nereden elde ettiler? Uluslararası basın her zaman yaptığı gibi Türkiye aleyhine bu kampanyaya sımsıkı sarıldı. Servisleri önceden yapılmıştı, ne olacağını zaten biliyorlar.
Uluslararası basını bir kenara koyun, AB'nin sözde hukukun üstünlüğüne, evrensel değerlere inanmış, insan haklarına saygı duyduğunu iddia eden oluşumlar dahi sözcüleriyle çıktılar Türkiye aleyhine bu kampanyaya destek verdiler. Ben bu AB'nin en büyük ülkesine 'PKK terör örgütünü ülkenizde besliyorsunuz, barındırıyorsunuz. Buyurun size dosyalar' diye sunduğumda, baştaki zattan veya hanımefendiden aldığım cevap şu, 'Şu anda haklarında 4 bin dava var.' Netice? Bir hiç. Aynı şekilde diğerlerinden aldığım cevap, bir hiç. Verilen bir cevap da ne biliyor musunuz? 'Burası bir hukuk devleti, dolayısıyla biz hukuk devletindeki neticeye bekliyoruz.' Türkiye ne? Guguk devleti mi? Burası da hukuk devleti, dolayısıyla bu hukuk devletinin verdiği kararı bekleyeceksin. Buradan çıkan karar ne ise sen de ondan sonra gerekli değerlendirmeni yaparsın."
- "İsrail lehine haber yapmadığı için işinden kovulan, sürülen gazetecilere neden sahip çıkmadınız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilerleme raporları hazırlanırken, bütün raporlarda her şeyin önceden planlı olduğunu dile getirerek, "Bize kalkıp akıl verenler, biliyorsunuz Sabancı Holding'in binasında merhum Sabancı'yı katleden terörist şu anda Avrupa'nın ülkelerinde fellik fellik dolaşıyor. Yakalıyorlar, bir kapıdan giriyor, öbür kapıdan çıkıyor. Niye teslim etmiyorsunuz, niye vermiyorsunuz? Söylediğimiz zaman bakıyorsunuz 50 dereden 50 türlü su getiriyor. 7 tane vatandaşımızı öldürdüler. Bizim milletvekillerimizi dahi mahkemeye sokmadılar. Basın mensuplarını sokmadılar. Kavga gürültü neyse girildi" diye konuştu.
Sindelfingen'de Türk vatandaşlarının yaşadığı bir evin kundaklandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hala failleri ortada yok. Hani Batı, sen bunun hesabını verebiliyor musun? O zaman neyi konuşuyorsunuz ya? Siz hangi adaletten bahsediyorsunuz? Hangi bu noktada hukuktan bahsediyorsunuz? Bunların yapılanlar hoşlarına gitmeyebilir. Bunlara ben şunu söylüyorum, 'Umutlarınızı bir defa adalet üzerine tesis edin, umut bağladığınız maşaların maskesi düşüyor olabilir. Hoşunuza gitse de gitmese de Türkiye'deki yargının tasarruflarına ve kararlarına saygı duyacaksınız, hukukun üstünlüğüne saygı göstereceksiniz.' Neymiş? Gözaltına alınanlar, gazeteciymiş. Ya gazeteci suç işlemez mi, işlemiyor mu?
İngiltere'de telekulak skandalı nedeniyle 50 gazeteci sorguya çekilirken, bir medya kuruluşu kapısına kilit vururken, neden çıkıp da 'Basın susturuluyor' demediniz? İsrail sadece bu yıl içinde 16 gazeteci katletti. Neden sustunuz? İsrail lehine haber yapmadığı için işinden kovulan, sürülen gazetecilere neden sahip çıkmadınız? Mısır'da, içinde Türkiyeli gazeteciler de olmak üzere onlarca gazeteci gözaltına alındı, Anadolu Ajansı mensubu da baskıya, şiddete maruz kaldı. Neden sesinizi çıkarmadınız? Türkiye'de polis katiline, bekçi katiline, insanların hürriyetlerine kasteden örgüt üyelerine gazeteci diyerek sahip çıkacaksın, ama AB içinde olanı başka ülkelerde olanı görmeyeceksin. Hiç kimse kusura bakmasın..."
- "Bunlar Türkiye'yi ne zannediyor?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün bir rapor yayımladığını, her zaman olduğu gibi Türkiye'nin "baş köşeye" yerleştirildiğini belirterek, İsrail ile ilgili ne yazdıklarını merak ettiğini ve baktığını, raporun bir yerinde bile İsrail'in adının geçmediğini söyledi.
Raporda Filistin'in adının geçtiğini, Filistin'de 7 gazetecinin öldürüldüğünün yazdığını kaydeden Erdoğan, "Sanki o gazetecileri Filistinliler öldürdü" gibi bir algı oluşturulduğunu ancak İsrail'in tek kelimeyle dahi raporda yer almadığını dile getirdi.
Erdoğan, Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi'nin kendisini ziyaret ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Kendilerine açık açık her şeyi anlattım. Adalet Bakanlığı'ndan bütün belgeleri aldırttım ve kendilerine bunları gösterdim. 'Bunların adı gazeteci ama bunlar bak şurada polisimizi şehit ettiler, şurada bekçimizi şehit ettiler, şurada ellerinde, evlerinde bombalar bulundu ve bunlar, şu şu şu terör örgütlerinin mensupları, üyeleri. Bunun yanında bunlar, gazeteciliği bir maske olarak kullanıyorlar ve şu anda da mahkum oldular'... Ne deseler beğenirsiniz? Bunların yeniden yargılanmaları mümkün değil mi? 'Hayır, bitti o iş, kapandı o defter. İşte bakın dosyalar burada, sizde bu tür şeyler olabiliyor mu? Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde olabiliyor mu? Niye bizden bunu istiyorsunuz?' dedim. O komite yayımladığı raporda, karşımızda hiçbir şey söyleyemedi, Türkiye'yi hedef alıyor ama İsrail'in katlettiği gazetecilerden, onlar da bahsetmiyor. Bu nedir ya? Bunlar Türkiye'yi ne zannediyor? Acaba bunları, bu operasyonları yutacağımızı mı zannediyorlar? Böyle mi düşünüyorlar? O günler geçti."
(Sürecek)