Işık, Bursa'da bir otelde düzenlenen "Tekstil Sektörü Çalıştayı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin 2002 yılından itibaren 2008 hariç aralıksız büyüdüğünü, son 12 senelik büyüme performansının ise hem Avrupa Birliği (AB) hem de İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerinin ortalamasının fevkalade üzerinde olduğunu söyledi.
Gelinen noktada, yapısal reformları önemli ölçüde tamamladıklarını, kamu mali dengelerini oturttuklarını ve bütçe açıklarını kontrol altına alarak istikrarı sağladıklarını anlatan 2008-2009 yıllarında küresel piyasalarda yaşanan krizden en az hasarla çıkılmasının en önemli nedeninin de sanayi sektörü olduğunu vurguladı. Işık, şöyle konuştu:
"Ekonomimiz üretime dayalı olmasaydı, inanın 2008 krizini Türkiye kesinlikle atlatamazdı. 2001'den çok daha ağır bir faturayı ödemek durumunda kalırdık. 2003-2013 yılları arasındaki 11 yıllık dönemde sanayi sektörü ve özellikle de imalat sanayimiz, ülke büyüme hızından daha süratli bir şekilde büyüdü. Bu dönemde Türkiye ortalama, kriz dahil, yüzde 5 büyürken imalat sanayimizin büyüme hızı yüzde 5,8 büyüdü. Yani imalat sanayimiz, ülke büyümesinin de üzerinde bir performans gösterdi. Bu yılın ilk 9 aylık döneminde, ekonomi yüzde 2,8 büyürken imalat sanayinin büyümesi ise yüzde 3,5 oldu. Yani imalat sanayimiz, ekonomik büyümemiz açısından son derece önemli bir kaldıraç olmaya devam ediyor. Bu yüzden üretim ve ihracat hedefli büyümemizde sanayimizi, özellikle imalat sanayini çok önemsiyoruz."
Işık, son 12 yılda oluşan güven ve istikrar ortamında ekonominin önemli mesafe katettiğini dile getirerek, bu ortamda özel sektör ve sanayi gelişirken piyasa koşullarının da istikrara kavuştuğunu belirtti.
- "Son 12 yılda ihracatımız yaklaşık 4 kat arttı"
Hükümet olarak daima sanayinin ve özel sektörün yanında olduklarını, bunların gelişip güçlenmesi için gayret gösterdiklerini aktaran Işık, "Bu konuda hiçbir destekten kaçınmadık. Çünkü hedeflerimize iş birliğiyle, özel sektörümüzün, özellikle de sanayimizin gücüyle ulaşacağımıza, bu uğurda ortak inanç ve çabanın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu birlik ve beraberlikten güzel neticeler de aldık. Bugün dünyanın 180 ülkesine ürün ihraç ediyoruz. Son 12 yılda ihracatımız yaklaşık 4 kat arttı" değerlendirmesinde bulundu.
Işık, artık yapısal sorunlarını önemli ölçüde aşmış, güven ve istikrarı oluşturmuş, sektörel koşulları iyileştirmiş, gayrisafi yurt içi hasıla ve kişi başı gelirde 3 kattan fazla artış yakalamış yeni bir Türkiye'den bahsettiklerine dikkati çekerek, ülkenin yeni bir eşikte olduğunu bildirdi.
- "Yerli, yenilikçi ve yeşil üretim"
Türkiye'nin artık demokrasi ve ekonomide büyük hedefleri olan bir ülke olduğunu söyleyen Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yeni dönemde daha dinamik, esnek, verimli ve rekabet gücü yüksek üretim prosesleri geliştirmeliyiz. Ekonomimizin rekabet gücünü geliştirecek, yerli sanayimizi güçlendirecek ve kalkınmada sürdürülebilirliği sağlayacak yeni bir 'vizyon' oluşturmalıyız. Biz bunun için '3Y'nin yani 'yerli, yenilikçi ve yeşil' üretim anlayışının vazgeçilmez olduğunu vurguluyoruz. Yerli üretimle sanayimizi geliştirmek, inovatif bir anlayışla ürün çeşitliliğini ve niteliğini artırmak ve üretirken de çevreyi korumak istiyoruz."
- "10 liralık tişörtü marka ve tasarımla 100 liraya satabilmek"
Bakan Işık, orta gelir tuzağından çıkılması ve daha güçlü bir büyüme ivmesi yakalamak için bunu özellikle vurgulamak durumunda olduklarını anlattı.
Artık rekabetin, sürümden ziyade nitelik ve katma değer alanında yaşandığı bir döneme geçildiğine işaret eden Işık, şunları kaydetti:
"İhracatta kilogram değeri 1,5 dolarlık ürünler yerine ortalama 4-4,5 dolarlık ürünleri geliştirmek ve üretmek durumdayız. Rekabet, 10 liralık tişörtü marka ve tasarımla 100 liraya satabilmek alanında yaşanıyor. Tekstil sektöründeyiz, bu sektörde ortalama kilogram ihracat fiyatımız, 5-6 dolarsa veya 10 doların altında, şu anda 600 dolar kilogram fiyatı olan kumaş üreten firmalarımız var. Nasıl üretiyor? Ar-Ge ve inovasyon sonucunda. Bunu yakaladığımız zaman Türkiye'nin önü açık."
- "Tekstilden vazgeçmek diye bir lüksümüz olamaz"
Tekstil sektörünün bugüne kadar düşük "teknolojili sektör" diye eleştirildiğini hatırlatan Işık, şu ifadeleri kullandı:
"Bu düşük teknolojili sektör artık gelişmiş ülkeler tekstilden çekiliyor, biz de çekilelim anlayışı, kesinlikle doğru bir anlayış değil. Elbette tekstil sektöründe yapmamız gereken işler var. Tekstil bizim en güçlü sektörümüz. Tekstilden vazgeçmek diye bir lüksümüz olamaz ama yapmamız gereken, tekstilde daha katma değeri yüksek ürünleri üretecek anlayışı ve yaklaşımı hayata geçirmek. İşte bunun da yolu Ar-Ge ve inovasyondan geçiyor."
- "Kanun tasarısı taslağımızı hazırladık"
Tekstil sektörünün içinde bulunduğu sorunları ele alacaklarını ve bu çalıştayda konuşulanların imkanlar ölçüsünde yakından takip edilip sonuçlandırılacağını dile getiren Işık, şöyle konuştu:
"Tasarım ofislerini Ar-Ge merkezi gibi destekleme kararımızı artık hayata geçiriyoruz. Şu anda kanun tasarısı taslağımızı hazırladık. İnşallah yakında hükümetimize, Bakanlar Kuruluna ve kanun teklifi olarak Meclis'e sunacağız. Burada amacımız, katma değeri yüksek ürünler geliştirmek için artık kendi tasarımını kendisi yapan bir sektör olmak. Bu arada tedarik arzının da güvenli şekilde sürdürülebilmesi noktasında da pek çok çalışmayı özellikle yapıyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte daha yakın iş birliği içinde tekstil sektörümüzü çok daha katma değeri yüksek üretim yapan, ülkenin ihracatına ve istihdamına daha fazla katkı sağlayan bir sektör haline getirmek için birlikte çalışacağız."
Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay ile sektör temsilcilerinin katıldığı toplantının bundan sonraki bölümü basına kapalı gerçekleştirildi.