Brüksel'de toplanan AB dışişleri bakanlarının onay verdiği Türkiye ve diğer aday ülkelere ilişkin kararda, "Son polis baskınları ve bir dizi gazetecinin gözaltına alınması, demokrasinin temel bir değeri olan basın özgürlüğüne saygı konusunda soru işareti oluşturuyor. AB Konseyi katılım müzakerelerinin ilerlemesinin hukukun üstünlüğüne ve temel haklara saygıya bağlı olduğunu hatırlatır" ifadesi kullanıldı.
AB dışişleri bakanlarının onayladığı kararda Türkiye'ye düşünce, ifade ve basın özgürlüğü dahil temel özgürlükleri ve demokrasiyi, eşitliği, kadın, çocuk ve azınlık hakları dahil insan haklarına saygıyı, dini özgürlükleri, mülkiyet edinme hakkını ve kuvvetler ayrılığını güvence altına alacak reformlar üzerinde çalışma çağrısı yapıldı.
Kararda örgütlenme ve toplantı özgürlüğü ve kolluk kuvvetlerinin yetkileriyle ilgili yasal mevzuatın, Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi talep edildi.
Yürütmenin yargıya müdahalelerinden, önemli yasaların paydaşlara yeterince danışılmadan sıkça değiştirilmesinden ve bilgiye erişimin kısıtlanmasından "endişe duyulduğu" belirtilen kararda, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanında Türkiye ve AB arasındaki işbirliği ve ortak çalışmaların artırılması istendi.
Kararda Türkiye'nin AB için "anahtar ortak olduğu" vurgulanarak "Türkiye, dinamik ekonomisiyle Avrupa kıtasının rehafına değerli bir katkı yapıyor" ifadesine yer verildi.
Türkiye'nin gerekli kriterleri karşılayarak ve yükümlülüklerini yerine getirerek AB katılım müzakerelerini hızlandırabileceği savunulan kararda, "Türk hükümetinin AB'ye katılım hedefine bağlılığını memnuniyetle karşılıyor ve katılım müzakerelerinin yeniden canlandırılması amacıyla son dönemde kabul edilen yeni AB stratejisinin somut olarak takip edilmesini bekliyoruz" denildi.
Kararda Türkiye'nin bölgesinde oynadığı önemli role ve izlenen aktif dış politikaya atıf yapılarak özellikle Suriye ve Irak'taki gelişmelerin, Türkiye ve AB arasında dış politika diyaloğunu çok önemli hale getirdiği ifade edildi.
AB dışişleri bakanlarının onayladığı kararda çözüm sürecine ilişkin, "AB Konseyi Kürt meselesinin barışçıl çözümüne yönelik yeni çabaları güçlü şekilde desteklemektedir. AB Konsey sürecin ilerlemesi için bütün tarafları ilave angajmana teşvik eder" ifadesi kullanıldı.
Kararda PKK'nın AB terör örgütleri listesinde bulunduğu hatırlatıldı.
14 Aralık'ta "paralel yapıya" yönelik operasyonun ardından AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu'nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Johannes Hahn, ortak açıklama yaparak endişelerini dile getirmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TÜPRAŞ tesislerinin açılışında yaptığı konuşmada Brüksel'den yapılan açıklamalarla ilgili "Acaba AB ne der, acaba AB bizi alır mı almaz mı, bizim böyle bir derdimiz yok, lütfen siz kendi aklınızı kendinize saklayın. Şunu da söyleyeyim, AB eğer çok dürüstse, burada Sabancı Grubu'nun kardeşini çıkıp da işyerinde katleden bir Fehriye Erdal'ı bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakanlar hukuk adına cevap verebilirler mi?" demişti.