Mehmet Görmez'den 'camide nikah' açıklaması
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'camide resmi nikah' tartışmalarını da değerlendirdi. 'Dini nikah meselesi nice kadınların mağduriyet sebebidir. Nice genç yaşta anne olma özelliğini kazanmadan, çocuk evliliklerinin sebebidir. Pek çok kötü niyetli insanların da yanlış işler yapmasına vesile olmuştur' dedi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-11-03 12:27:17
İzmir AK Parti Kolları Başkanı Özen Irmak, "camide resmi nikah kıyılması için Diyanet'e başvuracaklarını" açıklamıştı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez bu konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Böyle bir başvurunun karşılığı yoktur, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevleri arasında. Ancak şunu ifade etmek isterim, insanoğlunun hayatta gerçekleştirdiği en önemli akit ve ahittir nikah. Ahit olmak itibarıyla ahlaki, akit olmak itibarıyla da hukuki sorumlulukları vardır. Nikahın karşılıklı sorumlulukları vardır. Belki Türkiye'de şu sorun vardır. Resmi nikah, dini nikah ikilemi. Bunu konuşmak lazım.
Herhangi bir önyargıya kapılmadan, belediyeler kıyıyor. Kanun koyucu bunu nüfus idaresine verebilirdi, kaymakamlıklara, valiliklere de verebilirdi. Müftülüklere de verebilirdi. Dolayısıyla bu ikilem Türkiye'de daimi bir sorundur. Hatta dini nikah meselesi nice kadınların mağduriyet sebebidir. Çünkü hiçbir hukuki bağlayıcılığı yoktur. Nice genç yaşta anne olma özelliğini kazanmadan çocuk evliliklerinin sebebidir. Nice çocukların yetim kalmasının sebebidir aynı zamanda.
Bizim Diyanet mensupları resmi nikahı görmeden, dini nikahı kıymazlar. Ve bu yasaktır. Bildiğiniz gibi hakkında işlem yapılır. Ancak bu nikah sadece cami görevlilerinin, Diyanet mensuplarının kıydığı bir nikah değildir. Başka insanlar da bu nikahı kıyabiliyorlar. Dolayısıyla belki önce bu ikilemden nasıl kurtuluruz, birincisi bunun üzerinde düşünmek lazım. İkinci üzerinde düşünmemiz gereken husus da nikah sadece seküler bir akit değildir.
Yani sadece belediye başkanının 'Sizi karı-koca ilan ettim' sözleriyle biten br akit değildir. Bütün dinlerde, medeniyetlerde nikah aktinin bir manevi boyutu vardır. Bir ilahi boyutu vardır. Nikah aktinin şahidi Allah'tır, meleklerdir. Dolayısıyla bunu da düşünmek lazım. Camii... Bir zorunluluk yoktur. Siz bunu her yerde kıyabilirsiniz. Ama Resulullah Efendimiz Hz. Fatima ile Hz Ali'nin nikahını Mescid-i Nebi'de kıymıştır. Diğer nikahları nasıl kıydı onu bilmiyorum ama bunun bize tarihi belgeleri vardır."
Görmez, "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın nikahın camilerde yapılması konusunda bir çalışması var mı? Kanun koyucu yetkiyi belediyelere değil de, müftülüklere versin. Bu yönde bir çalışmanız var mı?" şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi:
"Ben 3 ay arayla iki kızımı evlendirdim. Hepsinin de resmi nikahının ardından Ahmet Hamseki Camii'nin mihrabında, hanımefendiler bir tarafta, beyefendiler bir tarafta Kuran okunarak nikah akti yapıldı. Yani bu aslında Anadolu'da birçok yerde yapılır. Ama bunu bir zorunluluk haline getirmenin anlmaı yok. Gerek de yok. Ancak ikilem üzerinde düşünmek lazım.
Geçen sene Danimarka bütün dini kurumlara nikah kıyma yetkisi verdi. Hatta bizim Türkiye'den gönderdiğimiz cami görevlilerine de nikah kıyma belgesi verdi. Bu belgeyi almayan imamlara da 'Geri, Türkiye'ye dönün' demeye kalkıştı. Ama biz yasalarımız buna elvermediği için, resmi nikahı bile orada onlara kıydıramadık, üzülerek belirteyim, bazı vatandaşlarımız kilisede nikahlarını kıymak zorunda kaldılar. Dolayısıyla evrensel boyutu da var.
Bunun üzerinde hukukçuların, sosyal bilimcilerin önyargıları, korkuları bir tarafa bırakarak biz bu ikilemden vatandaşlarımızı nasıl kurtarabiliriz... Her Türk vatandaşı önce resmi nikahı kıyar, sonra hoca arar, bir dört duvar arasında... Bu ikilemin varlığı pek çok kötü niyetli insanların da yanlış işler yapmasına vesile olmuştur. Nice kadınlarımız mağdur olmuştur. Nice çocuk gelinlerin sebebi bu olmuştur. Sosyal konuları da düşünerek, bu konuların üzerinde düşünmek gereklidir."
Haber Ara