İsrail evlere 'keder tohumu' ekti
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında yaralanan onlarca Filistinli, kapalı kapılar ardında ailevi ilişkilerinde meydana gelen sorunlarla mücadele ediyor.Yaklaşık iki ay süren ağır kayıplı saldırılardan aldıkları yaranın tesiriyle yüzlerce ailenin geleceği etkilendi, onlarca kadın sakat kalan eşlerinin bozulan psikolojileri karşısında çaresiz durumda kalıyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-10-30 13:51:14
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının bilançolara yansıyan yönünün yanı sıra ailevi ilişkilerde meydana getirdiği ve sadece kapalı kapılar arkasında yaşanan sıkıntılara da sebep olduğu belirtildi.
İsrail'in Gazze'ye 7 Temmuz'da başlattığı ve yaklaşık iki ay süren saldırılarında aldıkları yaranın tesiriyle yüzlerce ailenin geleceği etkilendi, onlarca kadın sakat kalan eşlerinin bozulan psikolojileri karşısında çaresiz durumda kalıyor.
Gazzeli yirmili yaşlardaki Selva Ahmed, İsrail saldırıları sırasında eşinin aldığı yaranın tesiriyle belinden aşağısını kaybettiğini ifade ederek, "Eşim, tekerlikli sandalyeye mahkum olduktan sonra çok değişti. Çok değil bundan 3 ay önce evlilik yıldönümümüzü kutlamıştık. Şimdi ise neredeyse her gün sinir krizleri geçiriyor" dedi.
Eşinin belden aşağısını kaybetmesiyle hayatlarının felç olduğunu dile getiren Ahmed, "Eşim artık hiç bir sorumluluğunu yerine getiremiyor. Sinir krizleri geçirdiği zaman önüne çıkan her şeyi kırıp döküyor" diye konuştu.
"Eşim bir yabancı gibi"
Bir diğer Gazzeli Ummu Ahmed (35) ise eşinin saldırılarda aldığı yara nedeniyle artık hareket edemediğini dile getirerek, "Ebu Ahmed, evde eş ve baba konumundayken şimdi bir yabancı oldu" ifadesini kullandı.
İsrail saldırılarının hayatlarının tümüyle olumsuz etkilediğine dikkati çeken Ummu Ahmed, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail saldırıları sadece erkekleri sakat bırakmadı aynı zamanda evlerimize keder tohumları ekti. Eşim sanki bizimle değil de sadece ben ve çocuklarım birlikte yaşıyoruz."
Evimiz sonbahara döndü
Öte yandan Gazzeli Muhammed Nuri (29), eşinin saldırılar sırasında yaralandığını dile getirerek, "Bu konudaki sıkıntılarımızı kapalı kapılar ardından sessiz bir şekilde yaşıyoruz. Evimiz sonbahara döndü. Artık yeni bir çocuğumuz olmayacak" diye konuştu.
Filistinli Meha Suheyli (25), saldırılarda sakatlanan eşinin sinir krizleri geçirdiğini, ara sıra evden çığlıklarının yükseldiğini belirterek, "Sakin olduğu zamanlarda ise cansız bir bedenden farkı yok" dedi.
Gazze'deki Ortopedi Merkezi Müdürü Hazm eş-Şeva, organ kaybı yaşamanın zorluğuna işaret ederek, "Halihazırda belden aşağısını kaybeden 200 kişi için protez ekipmanı hazırlıyoruz. Ancak bu protezleri edinseler bile aile hayatları eskisi gibi olamaz. Bu da ailelerde sorunlara yol açıp, hayatlarını cehenneme çevirebilir" ifadelerine yer verdi.
"Engelden doğan öfke, engellilikten daha tehlikeli"
Gazze Toplum Ruh Sağlığı Programı'nda çalışan Psikolog Semir Zakut ise sakatlıktan hasıl olan "öfke"nin, engelli olmaktan daha tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Gazze'de engelli olanların yaşadıkları psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle kapalı kapılar arkasında onlarca kişinin acı çektiğini belirten Zakut, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail saldırılarının arkasında bıraktığı yıkımlar gün be gün ortaya çıkıyor. Bu yıkımların ardından psikolojik rahatsızlıklara düçar olan hastaların hepsi de doktor koltuğuna oturmak istemiyor, sıkıntıları kendi başlarına yaşamayı tercih ediyor. Saldırılar sonrası ailevi hayatları zarar gören erkekler ise tedrici olarak sosyal hayattan da elini eteğini çekmeye başlıyor."
"Engelli olduktan sonra erkeklerin yaşadığı psikolojik travmalar sinir krizlerine dönüşebilir"
Zakut, engelli olduktan sonra erkeklerin yaşadığı psikolojik travmaların sinir ve öfke nöbetlerine dönüşebileceğini kaydederek, "Bir anda her şeyini kaybedenleri yaşayacağı bunalımından hasıl olacak patlamalar da eşi ve çocuklarına yönelik oluyor. Eşler arasında yaşanan bu sorunlar boşanma ya da anlaşılamaz toplumsal sorunlarla sonuçlanabiliyor. Bu tür hastaların bilişsel davranışçı terapiye ihtiyacı var" diye konuştu.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Eşref el-Kudra, savaşın ardından bıraktığı bilançonun ancak aylar sonra netleşebileceğini ifade ederek, "Bazı yaralılar tedavi için yurt dışına gitti. İsrail saldırılarında yaralananlardan kaç kişinin kalıcı sakatlığa maruz kaldığı ya da ailevi yaşantısında sorunlar yaşadığını ifade eden net rakamlar verilmesi an itibariyle zor. Bu tür istatistikler için titiz çalışmalar yapılması gerekiyor" dedi.
İsrail'in Gazze'ye son saldırılarının vahşi ve zalimce olduğunu belirten Kudra, "Yüzlerce Filistinli tekerlikli sandalyeye mahkum edildi veya kalıcı sakatlığa mahkum oldu" diye konuştu.
Gazze'de Sağlık ve Sosyal İşler bakanlıklarıyla koordineli şekilde çalışan Engelliler Federasyonu Başkanı Avni Matar ise İsrail saldırılarında yaralananların yüzde 40'ından fazlasında görsel, işitsel engellilik ya da hareket yoksunluğu meydanda geldiğini belirtti.
Matar, saldırılarda aldığı yaralar neticesinde sakatlanan ya da kısmi felç geçirenlerin rehabilitasyon ve psikolojik tedaviye ihtiyacı olduğunu kaydetti.
İsrail'in Gazze'ye 7 Temmuz'da başlattığı 51 gün süren saldırılarında 2 bin 166 kişi hayatını kaybetti, 11 binden fazla kişi de yaralandı. Saldırılarda 17 bin 200 ev, 73 cami ve 24 okul tamamen yıkıldı, binlerce bina hasar gördü.
SON VİDEO HABER
Haber Ara