Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Taliban'ın ortaya çıkışı ve gelişimi

Örgütün şahin kanadı Afgan hükümetiyle barış müzakerelerine karşı. Ancak ılımlı kesim görüşmelerin ülkenin istikrarı için gerekli olduğunun farkında. Taraflar arasındaki güvensizlik ise devam ediyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-26 16:01:17

Taliban'ın ortaya çıkışı ve gelişimi

Afganistan’da Cumhurbaşkanı Hamid Karzai yönetimindeki hükümet için büyük bir tehdit unsuru olan Taliban, halen ülkenin birçok bölgesinde hakimiyetini devam ettiriyor.

Kuzeybatısı çoğunlukla örgütün kontrolü altında olan ülke, ciddi bir güvenlik sorunu yaratıyor.

Afganistan, ülkedeki güvenlik sorununu çözebilmek için Taliban’la anlaşmak durumunda olduğunun farkında. İki taraf da 2014 yılında ABD askerleri çekilmeden önce barış görüşmelerini tamamlamak istiyor. Ancak taraflar arasında güvensizlik devam ediyor.
Taliban’ın barış müzakerelerini yürütmek için Haziran 2013'te Katar’a açtığı ofis taraflar arasındaki anlaşmazlığı daha da arttıran bir hamle oldu. Hamid Karzai, üzerinde 'Afganistan İslam Emirliği Taliban Ofisi' yazılı bir levha taşıyan ve Taliban bayrağının asılı olduğu ofisin açılışını sert bir dille eleştirdi. Örgütün Kabil'e alternatif bir yönetim olarak görünmeye çalıştığını söyledi. Ofis bir aydan kısa bir süre sonra kapandı ve barış müzakereleri ertelendi.

Taliban ise Afganistan ve ABD’nin barış görüşmeleri konusunda ciddi olmadığını ve kendilerini bölerek zayıflatmaya çalıştıklarını düşünüyor.

Taliban’ın doğuşu

Katı İslami uygulamalarıyla dünyanın dikkatini üstüne çeken ve 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin hedefi haline gelen Taliban rejimi, savaş beyleri, farklı aşiret, boy ve etnik gruplar arasında bölünmüş olan Afganistan'da 1994'te ortaya çıktı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne (SSCB) karşı açılan savaş sırasında Pakistan'a göç eden mülteciler savaş sonrası geri dönmeye başladı. Pakistan'da, özellikle Deobandi Medresesi'nde eğitim görmüş öğrenciler de geri dönen mülteciler arasındaydı. Bunlardan biri olan Molla Ömer etrafında birçok öğrenci ve Peştun mücahitle Taliban'ı kurdu.

Talib, İslam öğrencisi anlamına geliyor ve Taliban da bunun çoğulunu ifade ediyor.

İslam öğrencileri sahnede

Pakistan'ın Belucistan eyaletinde öğrenim gören binlerce genç Afgan Peştun ve Kuzeybatı Sınır Eyaleti'nden gelen gönüllüler, Taliban'a katılmak üzere Kandahar'a gitti.

Daha sonra bunlara Pakistan'daki birçok medreseden Afganistan'daki yeni İslami harekete katılmak isteyen Pakistanlı gönüllüler eklendi.
Aralık 1994'te 12 bin Afgan ve Pakistanlı öğrenci Kandahar'da Taliban güçlerine katıldı.

Amaç ideal İslam toplumu

Taliban, siyasetle de arasına bir çizgi çekti. Grubun yetkili isimleri, iktidarı ele geçirmeye çalışan bir parti olmaktan çok halkı farklı grupların çekişmesinden arındıracak bir hareket olduklarını ifade etti.

Öğrencilerin mücahit liderlerle ilgili yaşadığı hayal kırıklığı, onların bu kurtarıcı rolünü üstlenmelerine neden olmuştu. Taliban'ın hedefi, Hz Muhammed dönemindeki ideal İslam toplumunu yaratmaktı.

İlk icraat Necibullah'ın asılması

Taliban 26 Eylül 1996'da başkent Kabil'e girdi. Pakistan ve Suudi Arabistan Taliban'ı meşru yönetici olarak tanıdı. Birçok ülke ise Rabbani'yi devlet başkanı olarak tanımayı sürdürdü. Taliban ülkenin üçte ikisini kontrol eder hale geldi.

Taliban'ın ilk icraatı 1986'dan 1992'ye kadar Afganistan'ı yönetmiş eski Cumhurbaşkanı Necibullah'ı asmak oldu. Taliban’ın bu eylemi müttefiki olan Pakistan ve Suudi Arabistan'ı da sıkıntıya soktu.

Yasaklar basına yansıdı

İslamcı bir devlet yapısı oluşturmak isteyen Taliban, hem Afganistan hem Pakistan'da yönetimi elinde bulundurduğu bölgelerde katı kurallar uyguladı. Hüküm giymiş katillerin ve zina yapanların halkın önünde idam edilmesi ve hırsızların ellerinin kesilmesi bunların örnekleri.

Örgütün, 10 yaşının üzerindeki kızların okula gitmesini yasaklaması uluslararası toplumda oldukça eleştirildi. Özellikle, kızların eğitim hakkını savunan Malala Yusufzay'ın, örgüt tarafından 2012 yılında Pakistan'da saldırıya uğraması sonucu Taliban, dünyanın dört bir tarafından gelen suçlamalarla karşı karşıya kaldı.

Taliban'ın yasakları sonucu savaşta kocasını kaybeden kadınların evden çıkamayacak hale gelmesiyle 25 bin aile açlıktan ölme sınırına geldi. Taliban'ın bu politikası dünya basınında geniş yankı buldu.

11 Eylül sonrası


Taliban, 11 Eylül 2001’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne düzenlenen saldırılar sonrası dünyanın gündemine oturdu. Örgüt, saldırıları düzenlediği düşünülen Usame Bin Ladin ve El Kaide’ye yataklık yapmakla suçlanıyordu.
11 Eylül sonrası ABD öncülüğündeki NATO koasliyon güçleri Afganistan’a saldırdı ve Taliban devrildi. Ancak örgütün lideri Molla Ömer yakalanamadı.

Devrilmesine rağmen Taliban ülkenin birçok bölgesinde hakimiyetini devam ettirdi. Afgan ordusu ve NATO kuvvetleriyle çatışmayı sürdürdü. Kabil’de son iki yıl içerisinde birçok Taliban saldırısı gerçekleşti. Özellikle, 2012’nin Eylül ayında NATO’nun en fazla korunan üslerinden Camp Bastion’a düzenlediği saldırısı büyük ses getirdi.

Komşularla ilişkiler bozuldu

Taliban'ın ülkede yürüttüğü politikalar bölge ülkeleriyle ilişkilerde sorunlara neden oldu.
Orta Asya ülkeleri Afgan mültecilerin kendi ülkelerine girmek istemesinden endişe etti.

Özbekistan, Afganistan sınırına 3 bin, Tacikistan ise 25 bin Rus askeri yığdı. Türkmenistan'daki Rus sınır muhafizlarıyla mahalli ordu birlikleri alarm durumuna geçti.

Özbekistan ve Tacikistan Kuzey Afganistan'la olan sınırlarını kapattı. Kırgızistan, Afganistan'la ortak bir sınırı olmamasına karşın Rusya'dan asker takviyesi istedi.

İran da Afganistan'da Taliban'a karşı savaşan ittifakı destekliyordu. Çünkü Taliban, hem Şii Hazarileri katletmiş, hem de Mezar-ı Şerif'te 9 İranlı diplomatı öldürmüştü.

Bu olayın ardından İran 250 bin askerini Afganistan sınırına yığarak Afganistan'ı işgal etmekle tehdit etti.

Barış görüşmeleri

Hem Afgan hükümeti hem de Taliban, 2014’te ABD askerleri çekilmeden önce barış görüşmelerini sonuçlandırıp ateşkes yapmanın ülkenin istikrarı için gerekli olduğunun farkında.

Taliban’ın şahin kanadı, hükümet ve ABD ile anlaşma fikrine tümüyle karşı çıkıyor. Bu kanat, zaten savaşı kazandıklarını, ülkenin birçok yerinde daha güçlü olduklarını ve NATO askerlerinin yavaş yavaş çekildiğini belirtiyor. Ancak ılımlı kesim barış görüşmelerinin ülkenin geleceği için daha iyi olacağını düşünüyor.

Afganistan’da Nisan 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Bu seçimlerde şu anki Cumhurbaşkanı Hamid Karzai aday olamayacak.

Al Jazeera
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara