İlk temas 'Tunuslu Berber'den
IŞİD tarafından Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nun basılarak çalışanlar ve ailelerinin rehin alınmasıyla başlayan kriz, 101 gün sonra mutlu sonla bitti. 49 kişi, başarılı bir operasyonla kurtarıldı. Konsolosluk çalışanları ve ailelerinin bu sürede neler yaşadığının detaylarına ulaşıldı. İşte rehin olayı gerçekleşmesinin öncesinden başlayarak 101 günün hikayesi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-23 11:54:24
Haziran ayının ilk haftasında IŞİD saldırılarının giderek tırmandığı Musul'da bölgenin tüm ileri gelenleriyle görüşme trafiği başlatıldı. Türk Başkonsolosluğu, Musul Valisi ile yapılan son görüşmede Vali Nuceyfi'nin kenti terk ettiğini ve Musul'un 2 km. dışındaki Gobcelil'de olduğunu öğrendi.
10 Haziran günü, tüm güvenlik birimleri kentten valinin talimatı ile ayrılmıştı. 32 bin asker ve 19 bin 550 polisin terk ettiği kentte o saatlerden itibaren IŞİD kontrolü ele geçirdi.
ÇATIŞMA ORTAMINDA TAHLİYE GÜÇ OLABİLİRDİ
Vali ve kent konseyinde yer alan Musul'un kanaat önderleri kenti bir bir terk ederken saat 20.30 itibari ile Musul Başkonsolosu başkanlığında yerel personelin de katılımı ile tahliye planları yapıldı. Ancak kentin en stratejik bölgesinde yer alan Konsolosluk yerleşkesinin etrafında yoğunlaşan çatışmalar üzerine tahliye için günün aydınlanması beklendi. Olayların yaşandığı saatlere dair şaşırtıcı bir başka konu ise Konsolosluğun güvenliğini sağlayan güvenlik birimlerinin hiçbir bilgi vermeden saat 18.37 itibari ile görev yerlerini terk edip kaçmış. Öncü araçlar olmayınca tahliye sorunu da başladı.
IŞİD, KONSOLOSUMUZUN KAÇTIĞINI DÜŞÜNMÜŞ!
Geceyi uykusuz geçiren Konsolosluk güvenlik timleri günün ağarması ile birlikte hazırlıklarına başladı. Bu arada Başkonsolos ve diğer personel irtibatta oldukları bazı isimlerle telefon trafiğine başladı. Bazıları kenti terk etmiş, bazıları ise dışarısının güvenli olmadığı, dışarı çıkamadıkları bilgisini vermişti. Konsolosluk etrafında hareket eden IŞİD mensuplarının ise Konsolosluğun terk edildiğini düşündükleri daha sonra kendileri tarafından baskın esnasında söylendi.
35 DAKİKADA KONSOLOSLUĞUN ETRAFINI TAMAMEN SARILDI
Başkonsolos Yılmaz, yorucu ve çatışmalı geçen gecenin ardından yerel personele ulaşılması talimatı verdi. Artık tahliye için her şey hazırdı. Ancak Konsolosluk duvarının öbür tarafında olan bitenden haber almak mümkün değildi. Tahliye için gıda ve su takviyesi yapılması için talimat verildi. Bu talimat üzerine konsolosluk her zaman güvendikleri Türkmen güvenlik görevlisini arayıp isteklerini sıraladı. Kahtan isimli güvenlik görevlisi ihtiyaçları alıp Konsolosluğa giderken IŞİD'in dikkatini çekti ve durduruldu. Yiyecekleri Konsolosluk çalışanlarına götüreceğini söyleyince gözaltına alındı. Sorgusunda Konsolosluğun boşaltılmadığını gıda ve yiyeceği Konsolosluğa götürdüğünü söyleyince IŞİD havalimanı çevresindeki militanlarını uyardı ve konsolosluğun etrafı 35 dakika içinde sarıldı.
GARAJ KAPISINDAN GİRDİLER
Konsolosluk kameralarında da bu durum gözlendi ve tahliye işlemleri hızlandırıldı. Bir süre sonra Kahtan isimli güvenlik görevlisinin önde olduğu araç ve arkasında IŞİD komutanlarının araçları göründü. Kahtan'ın içeriye alınması için çaba sarf edilirken IŞİD militanları da bir yandan Konsolosluk yerleşkesine Rezidans bölümünün çaprazındaki ve ana garaj çıkış kapılarından giriş yaptılar. Tahliye için tüm hazırlıklarını tamamlayan Konsolosluk güvenlik güçleri bir anda neye uğradıklarını şaşırdı. Üç kadın ve iki çocuğun da aralarında yer aldığı 46 personelimiz ve üç yerel personel IŞİD tarafından rehin alındı.
10 Haziran'da esaret başladı
Personel yerel saatle 10.20'de rehin alındı. Konsolosluk araçlarına değil IŞİD'in getirdiği araçlara bindirildiler ve 'bilinmeze yolculuk' başladı. 101 gün süren esaret hepsi için hayatlarının geri kalan kesiminde hiç unutulmayacak bir sınavdı. 11 aylık Ela bebekten en büyüğüne kadar 46 kahraman bu sınavı başarı ile verdiler.
REHİNELERİN İLK ADRESİ: 17 TEMMUZ MAHALLESİ
Eşyalarını yanlarını almaları istenmedi ve kendilerine kısa süreliğine misafir edilecekleri söylenerek yola çıktılar. İlk adres Saddam Hüseyin yönetiminden buyana en tehlikeli ve Irak ordusunun hiçbir zaman giremediği 17 Temmuz Mahallesi oldu.
Gittikleri ev iki katlıydı. Arapların deyimiyle aliler üst tabıkı yani üst katı, erkekler ise alt katı kullanacaktı 200 metre karelik bu evde 9 gün kaldılar. Kapı her açıldığında, 'Sizi misafir ediyoruz sabredin' deniyordu. Yer yatakları ilk gün yetersizdi. Erkekler her konuda önceliğin kadın ve çocuklara verilmesini istemişti. Yer yatakları ise ancak ikinci gün tamamlanabildi.
Yılmaz tek yetkili kılındı
Başkonsolos Öztürk Yılmaz ve rehine grubunda yer alan erkekler ilk toplantılarını 17 Temmuz mahallesindeki evde gerçekleştirdiler. Durumun vahameti ve olası refleksler bu dar havasız odada hissedilmişti. 46 Yürek tek kararla Başkonsolosun tek yetkili olduğu ve Konsolosluk yerleşkesindeki tüm uygulamaların burada da geçerli olacağı konusunda Yılmaz'a açık destek vererek kriz yönetimindeki en önemli aşamayı başarmışlardı.
Ankara ile ilk görüşme ikinci gün
Krizin yaşandığı ilk saatlerde Ankara ile 46 kişilik personel arasındaki ilk temas bir mesajla kuruldu. İkinci gün Yılmaz, Ankara ile ilk ve direkt teması kurdu.
ARKA BAHÇE DİPLOMASİSİ
Konsolosluğun ilk döneminden bu yana Musul'da bulunan bir personelin tarifiyle 17 Kasım mahallesindeyiz mesajı verildi. MİT, Erbil üzerinden sürdürdükleri görüşme trafiğinde krizin ilk iki gününde rehineleri almayı planlıyordu. IŞİD'in son anda 45 kişiyi bırakıp Başkonsolosu tutma kararı üzerine süreç uzadı. Ankara sürecin 10 günü aşması üzerine örgütün Suriye kanadı ile de Musul'dakine benzer arka bahçe diplomasisi başlattı.
IŞİD ARACISI ANKARA'DA
Suriye kanadı ile başlatılan arka bahçe diplomasisinde CIA haberdar edildi. Çünkü görüşmeler kimi zaman iletişim kanalları üzerinden gerçekleştiriliyordu. Bu süreçte IŞİD 'Tunuslu berber' kod adlı bir kişiyi Ankara'ya göndererek görüşme trafiğini başlatmıştı. Bu kişi, 101 gün içinde gerçekleştirilmek istenen beş kurtarma operasyonunda aracılık etmiş, ancak altıncısında operasyon başarılabilmişti.
MİT Müsteşarı Fidan bölgede
Başkonsolos Yılmaz ile görüşmenin ardından istihbarat IŞİD ile 'arkabahçe görüşme trafiği' için harekete geçmişti. Önce yerel kaynaklar harekete geçirildi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan Erbil'e giderek bölgedeki Arap aşiret liderlerini ve bölgedeki kanaat önderlerini çağırarak görüşmeler yaptı. Rehinlerin can güvenliği ve iade edilmesi için 18 saat süren görüşmeler yapıldı. İlk somut adım da o saatlerde geldi: Üç Sünni Arap aşireti ve bir kanaat önderi IŞİD'in yeni atanmış valisi ile görüşüp rehinlerin durumunu öğrenmiş, ardından Fidan'a direkt iletmişlerdi. Aracılar, rehinelerin sağlık durumlarını görüntüleyen 45 kare fotoğrafı da bir gün sonra Türk yetkililere teslim etmişti. MİT bu girişimi ile kısa vadede zaman kazanmış, bir yandan da IŞİD ile görüşme trafiğini arkabahçe diplomasisi ile başlatmıştı. Aracıların görüşmesinin en önemli paydası ise rehinlerin can güvenliğinin garantiye alınması olmuştu.
İşte alınan o kararlar
¦Esaret altındaki her saat raporlanacak
¦Ailelerle telefon görüşmesi konusunda tek yetki Yılmaz'a verildi
¦IŞİD ile görüşmede tam yetki ve talepler Yılmaz üzerinden verilecek
¦Esaret kuralları geçerliydi
¦Konsolosluktaki görev dağılımı aynen devam edecek
¦Esaret altına her koşulda aileler ve çocuklar her konuda öncelikli tutulacak
¦IŞİD ile kişisel görüşme ve taleplerde bulunulmayacak
¦Kalınan evdeki koşulların düzenlenmesinde karar sahibi Yılmaz olacak
¦İçlerinden her hangi biri alınmak istenirse direnç gösterilecek
¦Baskılar ve işkenceler olsa dahi ülkemizin şerefini onuru ayaklar altına alınmasına müsaade edilemeyecek
¦Aileleri endişelendirmemek için rehinlerin durumunu Yılmaz Ankara'ya rapor edecek, aileleri bakanlık bilgilendirecek
¦Kadınlar ve çocuklar bulunulan mekanda en son ulaşılacak noktada olacak
¦Esaret de olsa kapıda sıra ile herkes iki saat nöbet tutacak. Ve kapı açıldığında nöbette olan kişi Başkonsolosu çağıracak görüşme trafiği de bu işleyişle sürdürülecek.
ÇETİNER ÇETİN / YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara