'Suriye devriminde kırılma yaşanmadı'

Hariri, son günlerde ülkenin güneyindeki Kuneytıra bölgesindeki bazı stratejik noktaları ele geçirmesinin yanı sıra başkent Şam'a oldukça yaklaşan Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) yoluna kahramanca devam ettiğini belirtti.

Muhaliflere ait bazı bölgelerin rejim ya da IŞİD'in kontrolüne girmesinin devrimi hedeflerinden uzaklaştırmadığını dile getiren Hariri, şöyle devam etti:

"Suriye devriminde bir kırılma söz konusu değil, asıl kırılma yaklaşık dört yıldır devrimi bastıramayan Esed rejiminde yaşanıyor. Çünkü Esed yönetimi, devrimcilerin tekfirci bazı silahlı gruplar olduğunu ve birkaç gün içerisinde onları yok edeceğini iddia etmişti. Ancak yaklaşık dört yıldır devam eden devrimi bastırma konusunda başarılı olamadı."

Uluslararası toplumdan gelen desteklerin kesilmesi nedeniyle ÖSO'nun genel olarak sıkıntılı bir dönem geçirdiğini belirten Hariri, "ÖSO, bir taraftan rejim güçleri ve ona destek çıkan mezhepçi Lübnan Hizbullah'ıyla savaşırken, diğer taraftan da IŞİD örgütünün yanı sıra PYD militanlarıyla da çatışıyor. ÖSO, tüm bunlara rağmen başarılar elde ediyor" dedi.

IŞİD'e karşı koalisyon

IŞİD'le mücadele için kurulan uluslararası koalisyonu "önemli bir adım olarak" nitelendiren Hariri, şunları söyledi:

"Suriye sorunu yarım çözümle halledilecek bir sorun değildir. Doğrusu, sorunu kökten halletmektir. Çünkü bölgede terör örgütlerinin oluşmasına zemin hazırlayan Beşşar Esed rejimidir. Hizbullah, İran Devrim Muhafızları, IŞİD ve diğer mezhepçi örgütler, Suriye'de insanlık suçu işledi. Suriye topraklarına girip kadın, çocuk, yaşlı ve sivilleri katleden mezhepçi örgütlere karşı böyle bir koalisyonun önceki yıllarda kurulmasını umuyorduk."

"Rejim ancak askeri güçle gider"

SMDK'nın, Suriye halkının talepleri doğrultusunda özgür ve adaletli bir devletin kurulması için siyasi çözümden yana olduğunu vurgulayan Hariri, sözlerini şöyle tamamladı:

"Suriye halkı, 40 yıldan uzun süredir Esed ailesini tanıyor. Suriyeliler olarak inanıyoruz ki bu rejim, ancak askeri güçle gider. Rejimin başkent Şam'ın Guta bölgesinde bin 500 kişinin hayatını kaybettiği kimyasal silah saldırısının ardından ABD'den saldırı işaretleri alması üzerine kimyasal silah stoklarını acilen teslim etmeye başlaması bunun en büyük kanıtıdır."