Paralelciler kaçtıkları hakime düştüler
Hükümeti devirmeye yönelik 25 Aralık soruşturmasında 'dinleme kararına imza atmaz' deyip talepleri Hakim Bekir Altun'dan kaçırmaya çalışan polisler, tutuklama istemiyle sevk edildikleri mahkemede Altun'a yakalandı. Altun'un 17 Aralık'ta da 'şans eseri' nöbetçi olmasıyla örgüt, birçok ismi gözaltına aldıramamıştı
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-04 09:01:23
Cihat Arpacık / Yenişafak
Yolsuzluk soruşturması kılıfı altında hükümeti devirmeyi hedefleyen 25 Aralık polisleri, sorgularda dosyayı kaçırdıkları hakime denk geldi. Polisler, soruşturma sürecinde aldıkları kanunsuz dinleme ve takip kararlarını o dönem özel yetkili hakim olan Bekir Altun'u pas geçerek diğer iki hakimden almıştı. Bu durum, 25 Aralık dosyasına takipsizlik kararı veren savcıların da dikkatini çekti. Verdikleri kararda konuyu geniş şekilde işleyen üç savcı, taleplerin Bekir Altun'a verilmesi durumunda imza atılmayacağını söyleyerek dosyanın bu nedenle Altun'dan kaçırıldığını ifade etti.
ÖNCE İKİ HAKİM PASİFİZE EDİLDİ
Paralel örgüt, 17 Aralık soruşturmasında da 90 kişiyi değil, şok dalgasını büyütme amacıyla yüzlerce ismi gözaltına almayı planlamış, ama bu kirli plan, o gün Özgürlük Hakimi Bekir Altun'un nöbetçi olmasıyla suya düşmüştü. Operasyonun planlandığı tarihten iki hafta önce annesi vefat eden Altun, cenaze izninden dolayı aksattığı nöbetlerini 2 hafta üst üste tutmak istemiş, bazı örgüt üyesi yargıçların ise Altun'a, 'nöbet tutma' diye telkinde bulunduğu ortaya çıkmıştı. İşte 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine imza atan polisler, o dönem dosya kaçırdıkları Altun'a, İstanbul merkezli 3'üncü dalga operasyonda yakalandı.
Dinleme kararlarındaki tuhaflık, 25 Aralık soruşturmasına 'takipsizlik' veren savcıların, nöbet defterlerinde yaptığı detaylı incelemeyle de ortaya çıktı. TMK 10. Maddesiyle yetkili mahkemelerin kurulmasının ardından İstanbul'a 3 hakim atanmıştı. Bu hakimler Osman Burhanettin Toprak, Yakup Kaya ve Süleyman Karaçöl'dü. 25 Aralık darbe girişimini kurgulayan polisler Kaya ve Toprak'ı pasifize ederek kanunsuz kararları hep Karaçöl'den aldı. Kararların bir kısmı alınırken ilgili hakimler nöbetçi bile değildi. Bir süre sonra 'paralel yapı' devreye girerek, kendilerine uzak gördüğü hakimler Kaya ve Toprak'ın görev yerlerinin değişmesini sağladı. Yerlerine ise özel yetkili başka hakimler Bekir Altun ve Menekşe Uyar'ın ataması yapıldı.
DİNLEME KARARI KARAÇÖL VE UYAR'DAN
Fakat bu hakimlerden Bekir Altun, paralel yapıya uzak durmaya çalışan yargıçlar arasındaydı. İstanbul Mali Şube polisleri telefon dinlemesi ve fiziki takip için kendilerine gereken kararları artık iki hakimden almaya başladı: Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar. Konuyla ilgili başlatılan HSYK incelemesinde Menekşe Uyar'ın 25 Aralık dosyasında yetkisi olmadığı halde imzalarının bulunduğu saptandı. Hukuksuz kararlar Bekir Altun'un nöbetinde dahi diğer iki hakime imzalatıldı. 25 Aralık dosyasını inceleyen savcılar kararlardaki hukuksuzlukları tek tek saptayarak şu ifadeyi kullandı: 'Nöbetçi olan hakimler tarafından normal seyrinde bir soruşturma yapılsaydı alınamayacak olan iletişimin tespiti kararlarının hep aynı hakimlerden talep edilmek suretiyle şüphelilerin haberleşme hürriyetlerinin yasal olmayan yöntemlerle ihlal edildiği(…)'
HATIRLADINIZ MI?
Böylece Mali Şube polislerinin 25 Aralık dosyasını Hakim Bekir Altun'dan resmen kaçırdığı ve olaya müdahil olmasının önüne geçildiği ortaya çıktı. Ancak bu polisler, Altun'un, İstanbul'da kurulan 6 Sulh Ceza Hakiminden biri olabileceğini hesap edemedi. Şüphelilerden 12'si savcılık tarafından tutuklanmaları istemiyle nöbetçi sorgu hakimi Bekir Altun'a sevk edildi. Altun, dosyayı kendisinden kaçıran polislerin hakimlik sorgusunu yaptı.
'Fezlekeyi tamamla'
25 Aralık darbe girişimi şüphelilerinden eski Mali Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy'un, 1 Ocak'ta tanık sıfatıyla darbeyi soruşturan savcılara verdiği ifade ortaya çıktı. Adliye önünde bildiri dağıtmasıyla gündeme gelen 25 Aralık savcısı Muamer Akkaş'ın talimatıyla soruşturma evraklarını adliyeye getirdiklerini söyleyen Aksoy, bu süreçte dosyanın tahkikatının devam ettiğini ve telefon dinlemeleriyle ilgili uzatma kararları aldıklarını söyledi. Soruşturma devam ederken savcının alelacele şifahi olarak talimat vererek 'fezlekeyi tamamlanmasını' istediğini aktaran Aksoy, talimatın ardından mevcut haliyle dosyayı savcılığa gönderdiklerini söyledi. Soruşturma sürecinde Savcı Akkaş'la sürekli irtibat halinde olduklarını anlatan Aksoy, 'Zaman zaman kendisine bilgi veriyorduk, biz dinlemeler esnasında dinlemeye Başbakan'ın, bazı bakanların takıldığını bildirdik. Dinlenilen şüphelilerle yapmış oldukları görüşmeleri konuyla alakalıysa tape haline getirdik. Cumhuriyet savcısının bize bu şahısların ayrı bir prosedüre tabi olduğunu söylediğini hatırlamıyorum' dedi. O dönem Mali Şube'de çalışan Mehmet Fatih Yiğit'in de ocak ayında tanık sıfatıyla ifadesi alındı. Yiğit de tespit ettiği siyasilerle ilgili durumu Savcı Akkaş'a bildirdiğini söyledi. Yiğit, 'Bunun sonucunda ne işlem yapıldığını ben bilmiyorum' dedi.
12 zanlıya tutuklama istemi
Emniyet içindeki paralel yapılanmaya yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında 16 ilde gerçekleştirilen İstanbul merkezli operasyonlarda gözaltına alınanların işlemleri sürüyor. 33 zanlının yakalandığı 3'üncü dalga operasyonda, eski İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı'nın savcılık sorgusunun ardından serbest kalmasının ardından dün 32 zanlı adliyede Cumhuriyet Savcısı İsmail Uçar'a ifade verdi. İlk etapta 16 ismi sorgulayan Uçar, bunlardan 12'sini tutuklama, 1'ini de adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk etti, 3'ünü ise serbest bıraktı. Hakkında tutuklama talep edilen isimler arasında 25 Aralık darbe girişiminin mimarlarından eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı da bulunuyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifade işlemleri tamamlanan diğer 16 şüpheli ise dün öğleden sonra Çağlayan'daki Adliye Sarayı'nı sevk edildi. Bu şüphelilerin savcılıkta sorgu işlemleri devam ediyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara