İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü Ruh Sağlığı Programlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Abdülkadir Tabo, AA muhabirine yaptığı açıklamada, alkolün etkilerini tanımak, sürücü davranışları üzerindeki etkilerini anlamak ve alkollüyken araç kullanmama isteği ve davranış alışkanlığını geliştirmek amacıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesine göre ikinci defa geçici olarak sürücü belgeleri alınan kişilere 2005'ten bu yana sürücü davranışlarını geliştirme eğitimi verildiğini söyledi.
Kişi alkol bağımlısı ya da alkolü kötüye kullanma sorunu olmasa da genellikle 2 kadehin üzerindeki içkide bu sorunun yaşanabildiğini ifade eden Tabo, kişinin yapılan kontrollerde kanındaki alkol oranının 0,5 promil üzerinde çıkmasının "alkollü sürücü" olarak ceza alması için yeterli gerekçeyi oluşturduğunu belirtti.
Tabo, "Alkollü bir sürücünün kazaya karışma riski alkollü olmayan bir sürücüye göre 4 kat daha fazladır. Kandaki alkol oranı 0,2 promil değerinde arttığında kazaya karışma riski 2 kat artmaktadır. Kandaki alkol oranı 0,5 â€" 0,9 promil arasında olduğunda kaza olasılığı 11 kat artmaktadır. Kandaki alkol oranı 1 promil olduğunda bu risk 48 kez artmaktadır. Alkol oranı 1,5 promilin üstüne çıktığında kaza riski 300 kez artmaktadır" dedi.
- Yılda 3 bin-3 bin 500 kişi eğitim alıyor
Promil değeri arttıkça kazaya karışma riskinin yaşa göre de değiştiğini dile getiren Tabo, promil değeri 1 den 1,5'e çıktığında kazaya karışma riskinin 18-25 yaş arasındaki gençlerde 20 kez, 25-34 ve 55-65 yaşları arasındaki yetişkinlerde 12 kez, 35-54 yaşları arasındaki yetişkinlerde 5 kez arttığını söyledi.
Yılda ortalama 3 bin ile 3 bin 500 civarında kişinin sürücü davranışlarını geliştirme eğitiminden geçtiğini belirten Tabo, kişinin eğitim öncesinde psikiyatrik muayeneye tabi tutulduğunu anlattı.
Abdülkadir Tabo, İstanbul'da 3 yerde verilen eğitimin için 12 psikolog, 17 pratisyen hekim, 25 psikiyatri uzmanı ve 3 polis memurunun görev yaptığını, en fazla 18 kişiden oluşan eğitim gruplarının haftada 1 kez olmak üzere 6 saatten toplam 24 saat eğitim aldığını, 4 haftalık eğitimi tamamlayan kişinin girdiği sınavda performansının değerlendirildiğini kaydetti. Tabo, hem sınav sonucuna göre hem de psikiyatrik açıdan uygun görülen kişilere yeterlilik belgesi verildiğini belirtti.
- "Amaç olumsuz sonuçlara da mani olmak"
Bunun alkol bağımlılık eğitimi olmadığını vurgulayan Tabo, şöyle devam etti:
"Amaç, sosyal içici denilen insanların kontrolsüz içme davranışını engellemek, kendisine ve topluma zarar vermesine mani olmaktır. Psikiyatrik muayenede zaten alkol bağımlısını ayrıştırmaya çalışıyoruz. Eğer şüphe oluşmuşsa bu eğitimi almıyor, kişiyi AMATEM'e yönlendiriyoruz. İnsanlar burayı bir damgalama gibi görüyor. Burası kesinlikle alkolle ilişkili bir tedavi süreci değildir. Kişi, alkollü araç kullanmanın davranış, psikoloji ve fizyoloji üzerine etkisi konusunda bilgilendirilerek, alkollü araç kullanmama davranışını geliştirmesi amaçlanıyor.
Burada amaç sosyal öğrenmeyi sağlamak, olumsuz sonuçlara da mani olmak. Eğer ağır ruhsal hastalık, alkol ya da madde bağımlılığı yoksa kişiyi, 'eğitime uygundur' diyerek eğitime alıyoruz. Temel şey alkolün beden üzerindeki fizyolojik etkileri, kişinin ruhsal ve davranışsal etkileri. Alkol kişinin risk algısını, hız algısını olumsuz etkiliyor. Görme mesafesini etkiliyor. Bunlar kaza olasılığını artıran şeyler. Kişiye bu konuda bilgi vererek farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz."
Tabo'nun sürücü davranışlarını geliştirme eğimi alanlarla ilgili verdiği bilgiye göre de, 2005'ten bu yana 921'i kadın olmak üzere 15 bin 721 kişi başvuru yaptı. Bunlardan 13 bin 358 kişi başarılı olurken, 2 bin 26 kişi de eğitim tekrarı aldı. 312 kişi tedaviye yönlendirilirken, 10 kişinin de ehliyet alması uygun görülmedi.