Kapusuz, yazılı açıklamasında, Hipodrom'daki 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na elini uzattığını, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın elini havada bıraktığını belirterek, Cumhurbaşkanının devleti ve milleti temsil ettiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı bu saygısızlığın önce devlete sonra aziz millete yapıldığını belirten Kapusuz, şu ifadeleri kullandı:
"Kaldı ki bizim geleneğimizde ve kültürümüzde uzatılan el havada bırakılmaz. El uzatan değil, o eli havada bırakan küçülür. Eli uzatan büyüklük göstermiştir. Bu milletin değerlerine bu kadar uzak olan Kılıçdaroğlu, bu saygısız hareketiyle milletin gözünde daha da küçülmüştür ve bir kez daha kendine yakışanı yapmıştır.
Bir yandan 'demokrasi' diyeceksin, 'hoşgörü' diyeceksin öte yandan Cumhurbaşkanı'nın uzattığı eli havada bırakacaksın. Bu nasıl bir iki yüzlülüktür? Uzatılan eli havada bırakan bir zihniyetin uzlaşıdan ve demokrasiden bahsetmesi ne kadar inandırıcıdır? Bir kez daha görülmüştür ki CHP zihniyetinin amacı diyalog, uzlaşı ve demokrasi değil kavga, kaos ve kargaşadır."
CHP'nin, Türkiye'yi o eski kısır tartışmalara çekmek için elinden geleni yaptığını, eski Türkiye'nin eski kavgalarını başlatarak, bu ülkenin boşa zaman kaybetmesine uğraştığını ifade eden Kapusuz, şöyle devam etti:
"Siyasi çaresizlik içerisindeki CHP, yemin töreninde ve dünkü el sıkma olayında olduğu gibi pervasızca hareket etmektedir. Üst üste seçim kaybetmekten dolayı tükenmişlik sendromu yaşayan Kılıçdaroğlu, her geçen gün seviyeyi daha da düşürmekte, partisini ve kendisini millet nezdinde daha da itibarsızlaşmaktadır. Cumhurbaşkanımızın uzattığı eli havada bırakarak, devletimizi ve milletimizi temsil eden makama saygısızlık yapan Kılıçdaroğlu'nu kınıyorum. Ve Yunus Emre'nin şu sözünü hatırlatmak istiyorum; 'Gezdim Halep ile Şam'ı, eyledim ilmi talep; meğer ilim bir hiç imiş, illa edep illa edep."
