Savaşın hemen ardından kurulan Bosna Hersek Kayıp Kişiler Enstitüsü, bugüne kadar yaklaşık 22 bin kurbanın kimlik tespitini tamamlasa da hala 8 bin kurbana ulaşılamamış olması kurban yakını ailelerin ümitlerini yavaş yavaş tüketiyor.
Kayıp Kişiler Esntitüsü Müdürü Amor Maşoviç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enstitü olarak hala Bosna Hersek sınırlarında 8 binin üzerinde kaybın izini sürdüklerini söyledi. Önlerinde zorlu bir sürecin olduğunu, bugüne kadar 22 binden fazla kaybın cesetlerini bularak, kimlik tespit işlemlerini tamamladıklarını anlatan Maşoviç, zaman geçtikçe buldukları cesetler üzerinde doğru bilgiye ulaşmanın da zorlaştığını ifade etti.
Maşoviç, kendilerine sık sık yeni toplu mezarlarla ilgili ihbarlar yapıldığını ancak bu ihbarların sadece yüzde 15'inin doğru olduğunu ve bu yanlış ihbarların da işlerini zorlaştıran bir diğer husus olduğunu vurguladı.
- "Sadece birkaç kemik defneden aileler var"
En fazla kaybın 11 Temmuz 1995 tarihinde büyük bir soykırımın yaşandığı Srebrenitsa'da olduğuna dikkati çeken Maşoviç, soykırımda hayatını kaybeden kurbanların yüzde 20'sinin bedenlerine hala ulaşamadıklarını aktardı.
"Srebrenitsa'daki en büyük problem, bulunan toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin tam olmaması" diyen Maşoviç, "Bu nedenle, sadece birkaç kemik defneden aileler var. Srebrenitsa'da hala bin 300'e yakın kurbana ait cesede ulaşmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Maşoviç, yakınlarına ait bazı kemikleri bulan ailelerin bazılarının bu kemikleri defnettiğini, bazılarının ise diğer kemikler bulunmadan defnetmek istemediğini belirterek, "Ancak, biz bu ailelere kalan kemikleri bulacağımızın garantisini veremiyoruz. Bunlar, aile için zor anlar, ama gerçek bu. Yakınlarının kemiklerini arayan ailelerin umutları yavaş yavaş tükeniyor" diye konuştu.
-Kurşuna dizilen bebekler
Kimlik tespiti sırasında birçok zorlukla karşılaştıklarına değinen Maşoviç, özellikle bebek cesetleri üzerinde yaptıkları incelemelerde, kurşuna dizilmiş cesetlere dahi rastladıklarını aktardı.
Kimlik tespitin konusundaki bir diğer zorluğa dikkat çeken Maşoviç, birçok ailenin tüm bireylerinin katledildiğini ve şimdi DNA örneği alacakları hiçbir yakınının hayatta olmadığı kurban cesetlerinin bulunduğunu söyledi.
-Oğlunu, tüm kemiklerini bulamadan defnetti
Srebrenitsa yakınlarındaki Bratunac kasabasından Bayro Osmiç, 1995 yılında Srebrenitsa'da yaşanan soykırımda iki oğlunu kaybetti. Oğulların kemiklerine Zvornik yakınlarındaki bir toplu mezarda ulaşan acılı baba, bir oğlunu 2008 yılında, diğerini ise 2013 yılında Potoçari Anıt Mezarlığı'na defnetti. Ancak acılı baba hala oğlu Sabahudin'in kemiklerini aramayı sürdürüyor.
Savaşın sona ermesinin ardından, Kayıp Kişiler Enstitüsü yetkilileriyle mezardan mezara gezen Osmiç, umudunun hiç kaybetmedi.
Osmiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllarca mezar mezar dolaştığını, nerede bir toplu mezar bulunsa soluğu orada aldığını söyledi.
Oğulları Zehrudin ve Sabahudin'in kemiklerini aynı toplu mezarda bulduğunu anlatan acılı baba, Zehrudin'in tüm kemiklerini bulduğunu, ancak Sabahudin'in ise birçok kemiğinin hala bulunamadığını aktardı.
'Oğullarımı bulamasaydım, kendimi öldürürdüm" diyen Osmiç, "Yaşamayan, evlat acısı nedir bilemez. Hayatta olan üç kızım daha var ama aynı değil. İki oğlumu hiçkimseye değişmem. Hayatta olduğum sürece, oğlumun kemiklerini aramaya devam edeceğim" diye konuştu.
Sebrenitsalı Fadila Efendiç de eşi ve oğlunun eksik bedenlerini toprağa verenlerden. Kafatası olmayan eşinin bedenini, Srebrenitsa'daki ilk toplu cenaze töreninde defnettiğini söyleyen Efendiç, iki yıl sonra farklı bir mezarda eşine ait kafatasını da bulduklarını ve onu da daha sonra defnettiğini ifade etti.
Oğlunun ayak kemiklerini 2008 yılında bulduğunu ve başka hiçbir kemiğine ulaşamadığını anlatan acılı anne, oğlunun kemiklerini de bu yılki törenlerde toprağa verdiğini söyledi.
- Hala 10 binin üzerinde kayıp var
Eski Yugoslavya topraklarında 1990'lı yıllarda yaşanan savaşların etkisi hala devam ediyor. Savaşların sona ermesinin ardından 20 yıla yakın bir sure geçse de bugün Bosna Hersek'te 8 binin üzerinde, Hırvatistan'da bin 628, Kosova'da bin 675, Karadağ'da 61 ve Sırbistan'da binin üzerinde kayıp insanın olduğu tahmin ediliyor.
BM Kayıp Kişiler Topluluğunun teklifi üzerine, 30 Ağustos 'Uluslararası Kayıp Kişiler Günü' olarak kabul edildi.