AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Chatham House'un Rusya ve Avrasya Programı Yetkilisi John Lough, Ukrayna'nın doğusunda Rus ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasındaki çatışmaların hız kazanmasının gerilimi artırdığını belirterek, "Rusya Avrupa'ya da gaz transferini kesebilir. Bu uzayan bir kriz halini alabilir. Bunu 2009 yılında gördük ve çok endişeliyiz. Bu durum sadece Ukrayna için değil aynı zamanda Avrupa açısından da bir tehdit" dedi.
Avrupa'nın Rus doğalgazına olan bağımlılığının devam ettiğini vurgulayan Lough, Rusya-Ukrayna geriliminin özellikle Avrupa'nın enerji politikası açısından çok ciddi sonuçları olabileceğini belirterek, "Kış yaklaşıyor ve Ukrayna'ya Rus gazının transferi çok ciddi bir sorun. Rusya ve Ukrayna'nın tüm olanlardan sonra fiyat konusunda anlaşıp anlaşamayacağını bilmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Lough, Ukrayna ve Rusya arasında doğalgaz ticaretinde daha uygun bir bedel belirlenebilmesi için yakın zamanda "geçiş dönemi fiyatı" uygulanması konusunda görüşmelerin olduğunu, fakat bölgedeki son gerilimden sonra bu görüşmelerin olumlu sonuçlanmayabileceğini anlattı,
Ukrayna'nın yaklaşan kış şartlarında enerji ithalatının hayati önem taşıdığını belirten Lough, "Bu kez durum zaman içerisinde çok daha sıkıntılı bir hal aldı" dedi.
Londra merkezli araştırma kuruluşu Trusted Sources Rusya Araştırmaları Direktörü Christopher Granville ise Rusya ve Ukrayna liderlerinin yakın zamanda enerji fiyatlar konusundaki görüşmelere devam etme kararı aldığını belirterek, şöyle dedi:
"Ukrayna'nın doğusunda çatışma bölgelerindeki durumun kötüleşmesine rağmen, enerji konusunu bir çözüme ulaştırma konusunda istek var. Kış mevsimi yaklaşıyor ve Ukrayna'nın bu kışa yetecek kadar gazı yok. Hesaplamalarımıza göre, eğer Rusya ile anlaşmaya varmazlarsa, en iyi olasılıkla Ukrayna'nın gazı ancak Ocak ayına kadar dayanabilir."
- Avrupa en az 10 yıl daha Rus gazına mahkum
Öte yandan Avrupa ekonomilerindeki toparlanma beklentilerinin Rus doğalgazına olan bağımlılığı artırabileceği de endişe konusu olmaya devam ediyor. Hafta içinde Fitch Ratings, Avrupa'nın Rusya gazına olan bağımlılığının en az 10 yıl daha devam edeceğini raporlamıştı.
Avrupa'nın tükettiği toplam doğalgazın yaklaşık yüzde 30'u Rusya tarafından sağlanırken, bu gazın yaklaşık yüzde 60'ı da Ukrayna'dan geçen boru hatları aracılığıyla taşınıyor. Rus doğalgazı, Avrupa'ya 12 boru hattıyla ulaştırılırken. bunlardan 3'ü doğrudan Finlandiya, Estonya ve Letonya'ya gidiyor. AB'ye gaz taşıyan hatlardan 4'ü Beyaz Rusya, Litvanya ve Polonya'dan geçiyor. Ukrayna ise 5 boru hattıyla Avrupa'nın enerji ihtiyacı karşılanmasında kilit rol üstleniyor.
Avrupa'nın Kuzey Irak, Orta Asya bölgelerindeki doğalgaz rezervlerini pazara ulaştırabilecek alternatif boru hatlarının tamamlanmasının ise 2020 yılında önce faaliyete geçebilmesi mümkün görünmezken, Rusya Asya pazarındaki artan enerji talebini kendi lehine rahatlıkla kullanabiliyor. En son mayıs ayında on yıldır süren yoğun pazarlıkların ardından Rusya ve Çin toplam hacmi 400 milyar dolarlık tarihi bir gaz anlaşmasına imza atarak 2018'den itibaren 30 sene boyunca Çin'e her yıl 38 milyar metreküp doğalgaz satacağını açıkladı.
Rusya'nın yakından izlediği, ekonomik büyümesi ve artan nüfusu sebebiyle enerji kaynaklarına talebin giderek arttığın pazarların başındaysa Çin'in ardından Hindistan geliyor. Rusya 2012 yılında yıllık 2,5 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) temini için 20 yıllık mutabakat imzaladığı Hindistan'ın, Rusya'dan ilerleyecek bir boru hattı ile daimi müşterisi olmasını hedefliyor.