TIMETURK / MEHMET KAYA- GAZZE
Elhamdülillah...
Bu özgürlük yürüyüşü öyle bir yürüyüş ki her şeye rağmen yoksulluğa, imkansızlıklara, satılmışlıklara rağmen hedefe varmak için son hızı ile devam eden bir yürüyüş. Bu kutsal yürüyüş İslami anlamda 1987 İntifadası ile rengini belli etmeye başlamıştı. Filistin'in bütün topraklarında yahudi yerleşimciler toprakların en güzel ve en münbit noktalarına yerleştirilmişlerdi. Bu tarihlerde Müslümanların imkansızlıkları ve işbirlikçilerin hainlikleri karşısında ağır şartlarda mücadele başlattılar. İlk önce taş atarak başladı bu mücadele, arkasından sapan lastikleri ile uzun mesafeye taşları atmaya başladılar. Filistinli her insana sorsanız o tarihlerde Yahudi çeteleri taşlarken yakalanmış, işkence görmüş ve hapis yatmıştır. Daha sonra kendilerine has bıçaklar yaparak Yahudi katillere bu bıçaklar ile suikastler yaparak milletin içerisinde gezen, Yahudi Siyonist çeteleri rahatça gezmekten menederek ilk ölüm korkularını tattırmışlardı.
Özellikle Gazze'de yerleşimcilerin olduğu bölgelere sürekli suikast girişimleride bulunan Gazzeli mücahidler yerleşimcileri bulundukları bölgeden ancak asker koruması ile çıkacak hale getirmişlerdir. Şeyh Ahmet Yasin'in emri ile ilk silah alma hamlesi başlamış ama küçük çakar almaz birkaç tane silah alınmış, ama mermi bulmakta zorlanmışlardır. Silahlar patlamaya başladıktan sonra Yahudi çeteler daha fazla korku içerisinde yaşamaya başlamışlar. Bulundukları bölgeden çıkmak için büyük asker gurupları ile dışarıya çıkmaya başlamışlar. Daha önce Siyonist yahudi askerleri ve yerleşimciler Filistinliler ile iç içe yaşıyormuş pek fazla islami bir duyarlılığın olmadığı ve Yahudiler ile hatta aile görüşmeleri dahi olduğunu söylüyor Gazzeli kardeşler. Her türlü pisliğin olduğu içkinin ve diğer pisliklerin olduğu bir dönemde islami hareket buna dur demek için kutlu cihad hareketini başlatmıştır.
2000 yılı eylül ayında başlayan ikinci intifada ile ayrışma ve Yahudilerin bulundukları bölgelerden dışarı çıkmaları nerede ise imkansızlaşmıştır. Bu dönemde direniş güçleri kendi yaptıkları bombalar patlayıcılar ile Yahudi yerleşimcilere sürekli saldırılar yapıldı, artık Gazze'de yaşayıp yaşamama konusunda düşünmeye başlıyan Yahudiler 2005 tarihinde Gazze'den ayrılmak zorunda kaldılar. İşte bu tarihten sonra Gazze'deki direniş hızla gelişmeye başladı. Mücadeleye taş atmak ile başlayan direniş hareketi artık dışardan silah getirmeye başladı ve daha sonrada kendi silahını yapmaya başladı. Bu süreç içerisinde çeşitli vakitlerde yahudi çetelerin saldırılarına maruz kalan Gazzeli mücahidler imkanları dahilinde cevap verdiler.
Hamas Hareketi'nin iktidara gelmesi ile birlikte Fetih Hareketi ile aralarında olan tatsız olaylar sonunda çatışmalar sonucunda Fetih hareketi silahlı kanadı Gazze'den çıkmak zorunda kaldı. Bu çatışmalardan sonra Siyonist Yahudiler Gazze'yi tam manası ile ablukaya aldı. Çok zor günler geçiren direniş hareketi bu dönemde İran dan büyük bir şekilde silah ve teknik destek alarak silahlanmayı belirli bir aşamaya çıkarttığını açıkladı. İşte bu aşamadan sonra 2008 savaşında taşla başlayan mücadele Yahudilere karşı koyacak ve hiçbir anlaşma şartı koydurmadan 22 gün süren savaş sonunda arkasına bakmadan inlerine dönmesini sağladı.1967 savaşında 6 arap ülkesini bir hafta içerisinde yenen ve işgal eden Yahudiler Afaurkan Savaşı'nda 22 gün süren savaşta sivilleri öldürmekten başka birşey yapamamıştır. Bu zafer ile kendini yenileyen ve halka bir güven kazandıran direniş hareketleri bütün imkansızlıklara rağmen kendi silahlarını füzelerini yapmaya hız verdi ve kısa zaman da füzelerin menzili uzun mesafelere yetişmesi Siccil Savaşı'nda ortaya çıktı. 2012 Siccil Savaşı Yahudi çeteler için tam bir şok oldu Telaviv'i vurmasından sonra direnişin şartlarını kabul ederek 8 günde savaştan çekilmek zorunda kaldı. Bu tarihe kadar yahudi çeteleri hiçbir şekilde kimse korkutamamış ve canını acıtamamıştı.İlk kez acıyı tadan yahudi çeteler artık Gazze'deki mücahidleri her zaman karşılarında korkulu rüyaları görmeye başladılar.
Mısır'da darbeci Sisi'nin iktidara gelmesi ve deniz köpüğüne benzeyen Arap Baharı hikayesinden sonra Yahudi çeteler biraz daha şımardı ve bu sefer Gazze'yi bitirme planı bazı kukla arap ülkeleri ile işbirliği yaparak başlatmak istedi. Bu savaş başladı ve savaş ile birlikte Mısır Refah Kapısı'nı tam manası ile kapattı, hatta yaralıların dahi Mısır'a girmesine izin vermedi. Bu kadar büyük abluka olmasına ragmen ve bütün arap ülkelerinin sessizliğine rağmen yaklaşık iki ay süren bu savaşta Yahudiler ilk kez bu kadar asker kaybettiler. Çok büyük katliam yaptılar çocuklar kadınlar şehid oldu; şehid olanların yüzde doksanı sivil halk olması Siyonist rejimi harekete geçirdi ve eleştiriler başladı. Bunun ile birlikte Yahudi çeteler daha fazla dayanamadan pes edip ateşkesi imzaladılar.
Aslında burada süreci çok uzun boylu anlatmak yerine kısaca anlatmaya çalıştım ümit ederim bu bilgilrden kardeşlerimiz faydalanırlar.
Evet kardeşler azim doğruluk ve İslam'a bağlılık içinde imkansızlıkllar içerisinde en zalim bir düşmana karşı zafer kazanmanın sırrı neresinde diyebiliriz. İşte bu sır kardeşlikte yatıyor .bütün zorlukları beraber göğüsleyerek lideri ile erler arasında kardeşlik bağnın bu kadar zirveye varması hiç kimse yapmadığını söylememesinden ve paylaşımın neticesinde bu zafer meydana gelmiştir.
Allah bütün Müslüman coğrafya ya kardeşlik ve birlik beraberlik versin.Bu zafer bütün Müslümanlar için bir ilham kaynağı olması dileği ile selam ve hürmetlerimi sunuyorum.
ŞEHİD KANI TOPRAĞA VERİLEN SUYA BENZER.TOPRAĞA VERİLEN SU NASIL HAYAT VERİYORSA MÜSLÜMANLAR ARASINDAN SEÇİLEN ŞEHİDLERİN KANIDA RUH VE HAYAT VERİR.
CİHAD VE ŞEHADETİ ARZU ETMEDEN YAŞAYIP ÖLEN BİR İNSAN NİFAK ÜZERİNE GİDER.