Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ekrem Dumanlı, yeni bir sayfa istedi

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, siyasette dengelerin yeniden kurulduğunu belirterek sorumluluk sahibi herkesin yeni bir sayfa açması gerektiğini söyledi. Dumanlı'nın 'Korktu' diyenlere de bir sözü vardı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-25 10:01:43

Ekrem Dumanlı, yeni bir sayfa istedi
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, siyasette dengelerin yeniden kurulduğunu belirterek, sorumluluk sahibi herkesin yeni bir sayfa açması gerektiğini söyledi. Dumanlı, kendisine "Korktunuz mu?" diye sorulacağını bildiğini de belirterek, "Yeni bir sayfa açmak, bir korkunun değil, Türkiye sevdasının gereğidir" dedi.

Ekrem Dumanlı'nın gündemde epey tartışılacak olan "Yeni bir sayfa açmazsanız" başlıklı yazısı.

"Taşlar yerinden oynadı. 7 yıldır Çankaya’da görev yapan Abdullah Gül üç gün sonra makamına fiilen veda ediyor.

Kurucusu olduğu AK Parti’ye dönmek isteyen Sayın Gül’e partinin kapıları, şimdilik, kapalı. 12 yıldır AK Parti liderliği yapan Tayyip Erdoğan, yüzde 51 oyla cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan, genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu’na devrediyor. Genel Kongre’de başka aday beklenmediğine göre Ahmet Bey’in parti genel başkanı ve başbakan olacağı kesin. Yeni başbakan, yeni bir Bakanlar Kurulu teşkil edecek ve bu kabine ile 10 ay sonra (Haziran 2015’te) genel seçimlere gidecek.



12 yıllık AK Parti hükümeti çok önemli icraatlara imza attı. 2010’a kadar Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda reformlar yaptı ve dünyada itibar kazandı; hatta “model ülke” olarak anıldı. Ne var ki, her iktidar gibi, o da yoruldu, yıprandı, eskidi. Siyasette böyle süreçler normaldir. Ne kadar başarılı olursanız olun, birtakım icraatlar yönetimleri sarsar, hırpalar. AK Parti hükümeti birkaç senedir çok zor sınavdan geçti. 2010 referandumundan bu yana çok ağır eleştirilere maruz kaldı. Gezi Parkı olayları sırasında takınılan tavır hem içeride hem dışarıda büyük tenkitlere maruz kaldı. 17 Aralık’ta başlayan süreçte yolsuzluk, rüşvet gibi ağır ithamlarda Anayasa ve yasalar askıya alındı. Basın özgürlüğü son birkaç yıldır tamamen yerle bir edilmiş durumda. Toplumun değişik katmanlarında eşi benzeri görülmemiş bir sıkışma söz konusu. Üslup bozuldu, demokratik söylemler çoktan rafa kalktı; yerine çatışmacı, ayrımcı, kutuplaştırıcı bir yol seçildi. Son sekiz ayda yürütülen “paralel yapı” iddiaları bir cinnete dönüştü, “cadı avı” muhbir patlamasına yol açtı ve çok sayıda mazlum, mağdur insan çıktı ortaya.

Aleviler bir hayli rencide edildi bu kutuplaşma sürecinde. Laikler, liberaller, demokratlar, cemaatler, cemiyetler… AK Parti’ye ram olmayan herkes bir şekilde rencide edildi. Bugün gelinen noktada bir hayli kırgın, kızgın, küskün insan var maalesef. Sadece hükümete karşı olanlar değil; var gücüyle hükümete ve Erdoğan’a siyasi desteğini gösteren kitlelerde de öfke patlaması yaşanıyor. Parti tabanında rahatsızlığa yol açacak kadar keskin ve saldırgan bir dil kullanıyor bazı partizanlar. Onların sergilediği linç söyleminden hemen herkes payını alıyor; gazeteler, siyasetçiler, aydınlar. Kendisi gibi düşünmeyen; hatta kendisi gibi düşünse ile partisine oy vermeyenlere karşı gösterilen hiddet u şiddet, bölünmeyi, ayrışmayı, çatışmayı derinleştiriyor.

Ne var ki şimdi yeni bir denge kuruluyor siyasette. Makamlar değişiyor, o makamlara yeni gelecek kişiler yılların yıpranmışlığını geride bırakma fırsatına sahip. Dolayısıyla sorumluluk sahibi herkesin yeni bir sayfa açması, Türkiye’deki kötü gidişata bir dur demesi gerekiyor. Yeni cumhurbaşkanı, yeni başbakan, yeni bakanlar kurulu, yeni parti teşkilatı... Herkes “makamına yaraşır bir ciddiyet” içinde yeni bir dönem başlatabilir; daha doğrusu başlatmalıdır. Çünkü Türkiye çatışmacı yaklaşımlar yüzünden bîtap düşmüş, en temel sorunlarını yapay konulara feda etmiş, uluslararası itibarını yitirmiştir maalesef. Devletin halkla, halkın her kesimiyle, yeniden buluşması, barışması, katılımcı demokratik bir paydada aynı ufka yürümesi şarttır. Aksini düşünmek, Türkiye’nin göstere göstere kaza yapmasına razı olmak demektir.

Biliyorum; siyasetin gerilimler üzerine kurulu olduğu bu ülkede “yeni bir sayfa açmak lazım” dediğinizde bir kısım Don Kişotlar karşınıza dikilir ve en pervasız tonlamalarla “Korktunuz mu?” şeklinde bir itiraz yöneltir. Gerilimden medet uman ufuksuzlardır bunlar. O yüzden hemen ifade etmek gerekiyor ki yeni bir sayfa açmak, bir korkunun değil, Türkiye sevdasının gereğidir. Kaldı ki ortada, onca tehdide rağmen, korkan da yok; korkutma teşebbüslerine boyun eğen de. Bu ülkede her dönem birilerinin “kökü kazınmak” istenir; ama unutmamak lazım ki hiçbir sosyal gerçek devlet eliyle yok edilemez.

Manzara gayet açık: AK Parti’ye oy vermemiş bütün kitleler gidişattan endişeli, rahatsız ve mutsuz. Buradaki sosyal sıkışmanın suhuletle çözülmesi, geçmişte defalarca yaşanmış acı hadiselerin tekrar tecrübe edilmemesi gerekiyor. AK Parti tabanında sağduyunun hâkim olduğu aşikâr; ancak arenada kraldan çok kralcıların var olduğu da artık herkes tarafından biliniyor. O goygoycuların kullandığı kışkırtıcı dil, sadece kitle partisi olan AK Parti’ye değil; Türkiye’nin bütünlüğüne zarar veriyor. O tahrik ve tahrip edici üslup bugün belli bir şımarıklık yüzünden göz ardı ediliyor; ama toplumsal barışa faturasının çok ağır olacağı aşikâr. Türkiye sürdürülmesi imkânsız olan bu kutuplaşmadan bir an önce kurtulmak zorunda. Dengeler yeniden kurulurken mesuliyet sahibi herkes, toplumsal bütünlüğü, temel hak ve özgürlükleri yeniden hatırlamalı. Aksi takdirde Türkiye hem içte hem dışta tarihî fırsatları geri tepmiş olur ve kendini amatör kümede buluverir hafazanallah…"



Haber Ara