Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İvedi yargılama usulüne ilişkin Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un iptali istemiyle dün Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını ifade eden Altay, "Hukuk devletiyle bağdaşmayan hususlar var. Umarım yüksek mahkeme, hukukun hukukunu korur ve bir çarpıklık düzelmiş olur" dedi.
Müstakil okul öncesi eğitim kurumlarında ikili eğitime geçildiğini anlatan Altay, "Bu, '3 çocuk yapın, kadınlar da evlerinde çocuk baksın' diyen anlayışın eğitim sistemine yobaz, köhne yansımasıdır. İkili eğitimin tümüyle ortadan kaldırılması gerekirken okul öncesini ikili eğitime dönüştürmek garabettir. Hiçbir pedagojik yaklaşımla açıklanamayacak yanlışlıktır" diye konuştu.
Türkiye'de okul müdürlerine yönelik büyük bir operasyon başlatıldığını ifade eden Altay, yaklaşık 7 bin okul müdürünün görevden alındığını ve yerlerine Eğitim Bir-Sen referansıyla atama yapıldığını savundu. Altay, "Okullara bu kadar siyasi yaklaşan hükümet Türkiye'yi karanlığa sürüklüyor" dedi.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün "TEOG sınavında başarılı olanların imam hatiplerin tercih edilmesi için azami özenin gösterilmesi" konusunda ilçe milli eğitim müdürlüklerine genelge gönderdiğini anlatan Altay, yönlendirmenin altında başka hesaplar yattığını söyledi.
- "Bilal Erdoğan bakan olsun"
TÜRGEV'de eğitim planlamasıyla ilgili toplantı yapıldığını belirten Altay, şöyle devam etti:
"Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ama eğitim planlamasını yapan Bilal Erdoğan. Toplantıda hangi öğrencilerin hangi okula gideceği, hangi okulların dönüşeceği, kamuoyunun imam hatibe hazırlanmasına yönelik karar alındı. Müstakbel Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni kabinesinde Bilal Erdoğan'ı Milli Eğitim Bakanı yapmalı. Eğitimi bu kadar ayrıntılı planlayan Erdoğan'ın bakan olmasında fayda var. Eskiden imam hatiplilere zulüm yapıldığı iddia edilirdi, şimdi Türkiye'de imam hatip zulmünü bizatihi uygulamaktadır. İmam hatip lisesine çocuğunu göndermek isteyen her velinin isteğini devlet yerine getirmelidir, bu devletin görevidir ama kimse zorla imam hatip lisesinde okumak durumunda kalmamalıdır. Laik bir ülkede eğitimi dini esaslara göre dizayn etmek o ülkede iç tahribattan başka hiçbir şeye yol açmaz. Bu anlayışla Türk eğitim sistemi tanzimatın gerisine götürülmüştür."
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, 62. hükümetin güvenoyu takviminin netleşmeye başladığı ve oylamanın CHP kurultayına rastladığı belirtilerek, "Ne yapacaksınız" sorusu üzerine, "Hiç fark etmez. Meclise gelir oyumuzu kullanırız ama bu kadar nezaketsiz olacaklarını zannetmem. Muhtemelen oylama kurultay sonrasına denk gelecektir" diye konuştu.
- Alper Taş ve Mehmet Bekaroğlu haberleri
Altay, partiye Alper Taş ve Mehmet Bekaroğlu gibi farklı kesimlerden isimlerin katılabileceğine ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, CHP'nin programı ve tüzüğünün belli olduğunu ifade ederek, "Cumhuriyet'in bekasına, geleceğine inancı olan, cumhuriyeti içselleştirmiş, Atatürk'ün kutsal emanetine sahip çıkmak isteyen herkese CHP'de yer var. Gelmek istiyorlarsa büyük memnuniyet duyarız" dedi.
Başka bir soru üzerine Altay, Almanya'nın Türkiye'yi dinlemesi karşısında hükümetin aciz kaldığını öne sürdü. Altay, "Büyük devlet olmanın gereğini yapamayan küçük hükümetle idare edilmek zorunda kalındı. Hükümet muktedir olmadığını bir kere daha ispatlamış olur" ifadesini kullandı.
KOSGEB kredileriyle ilgili fişleme iddialarına dair değerlendirmesi de sorulan Altay, "İçişleri Bakanı kozmik çalışma grubu kurmuş. 'KOSGEB kredilerini paraleller, CHP'liler, MHP'lilere verme' dedi. Alın krediler sizin olsun. Kredilerin AKP'lilere de CHP'lilere de MHP'lilere de paralellere de eşit ve adil dağıtılacağı günleri Türkiye görecektir" diye konuştu.
Altay, DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk'un "IŞİD varken PKK silah bırakmaz" ifadesine ilişkin görüşünün sorulması üzerine, terör örgütünün Türkiye sınırları içinde silahsızlanmasını istediklerini söyledi. Suriye'de IŞİD ile Kürtler arasında mücadele yaşandığına dikkati çeken Altay, terör örgütünün Suriye'deki silahlarının öncelikleri olmadığını, Türkiye içinde silah bırakma olduğunu vurguladı.
Engin Altay, çözüm sürecine ilişkin çerçeve yasaya partilerinin içinden tepki olduğunun ifade edilmesi üzerine, CHP'de çok seslilik olduğunu söyledi. Tasarıdaki, çözüm sürecinde görev alanların hukuki, cezai ve idari sorumluluğu olmayacağına dair düzenlemenin iyileştirilmesi üzerine destek verdiklerini anımsatan Altay, çözümden yana olduklarının altını çizdi.
Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum'un parti yönetimine yazı yazarak yasanın Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini talep ettiğini kaydeden Altay, yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmeyeceklerini belirtti.
Altay, iptal başvurusu için MHP'nin imza topladığı ve CHP'den destek verilip verilmeyeceği sorusuna, "Bireysel olarak milletvekilleri imza verir, o milletvekillerimizin takdiri ama partimizin böyle bir kararı yok" cevabını verdi.
-Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun kararı
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun, adli yıl açılışında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına karar vermesi ve o tarihte Cumhurbaşkanlığı görevine başlayacak olan Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük ihtimalle yurt dışında olacağına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Altay, şunları söyledi:
"Siyasetçilerin sıkıştığında yurt dışına kaçmaları adettir. Şunu söylemek lazım, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun böyle bir konu için toplanması bile bana göre abestir. Gelen gelir, gelmeyen gelmez. Savunma yargının parçasıdır, paydaşıdır. Her şeye rağmen Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun aldığı karar, hukuk tanımaz ilgiliye şamar niteliğindedir. Recep Tayyip Erdoğan, seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak 'dakika 1, kırmızı kartlık faul 1' yapmıştır ve Yargıtay kırmızı kart göstermiştir."
