Pakistan'daki siyasi krizin perde arkası
Hükümetin gösterilere bir önlem olarak, federal başkentte kanun ve düzeni bir anayasa maddesi uyarınca orduya devretmesi hatalı bir adımdı. Bazı çevreler bunu darbeye davet ya da en azından teşvik olarak algıladı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-08-20 15:34:11
Perşembenin geleceği Çarşambadan belliydi.
Pakistan'da biri federal meclisteki 3. parti konumundaki Pakistan Adalet Hareketi ile, diğeri marjinal bir siyasi parti konumundaki Pakistan Avam Hareketi, aynı zamanda Pakistan'ın "Bağımsızlık Günü" olan, 14 Ağustos'ta hükümeti yıkmak üzere federal başkent İslamabad'a "Uzun Yürüyüş" başlatacaklarını çoktan ilan etmişlerdi.
Pakistan Adalet Hareketi'nin liderliğini İmran Han yürütüyor. İmran Han geçmişinde, bizim Türkiye'de pek bilinmeyen ama, İngiltere ve eski sömürgelerinde adeta milli oyun havasıyla oynanılan kriket sporuyla uğraşmış birisidir.
1992 Kriket Dünya kupasını kaptan olarak Pakistan'a kazandırmış birisi olarak Pakistan'da bu spora gönül vermiş kesimin gözünde ikonlaşmış, karizmatik bir şahsiyettir.
Pakistan Adalet Hareketi 2013 seçimlerinde Federal Meclise 272 sandalyeden 35 ini alarak üçüncü parti olarak girmiştir. Eyaletlerden Khyber Pakhtunkha'da seçimlerden birinci, Pencap eyaletinde ikinci parti olarak çıkmıştır.
Başkentte parlamentoyu kuşatmaya kadar giden "uzun yürüyüş" e sebep olarak ise 2013 seçimlerine hile karıştırıldığını göstermektedir. İmran Han ve partisinin son talebi ise Başbakan Nevaz Şerif'in istifa etmesidir. Zaten uzun yürüyüş başlatılırken İmran Han federal başkent İslamabad'da başlatacakları oturma eylemini hükümeti yıkmadan sonlandırmayacağını açıklamıştı.
Pakistan Avam Hareketi'nin liderliğini ise tartışmalı bir şahsiyet olan Tahirul Kadiri yürütmektedir. Aynı zamanda bir hukukçu olan Tahirul Kadiri, dini yönünden ayrı olarak, partisi ile girdiği seçimlerde başarılı olamamış bir politikacıdır.
Kanada'da yedi yıl kaldıktan sonra Pakistan'a "devrim" söylemi ile gelmesi tartışma çıkarmıştır.
Ayrıca, bu son "Uzun Yürüyüş"ten önce 2013 başlarında da bir uzun yürüyüşle adını tüm dünyaya duyurmuştur.
Tahir'ul Kadiri Pakistan Ordusu ile yakın ilişkileri dışında, güç merkezleri ile yaygın uluslararası bağlantıları ile de dikkat çekmektedir.
Pakistan Avam Hareketi ve lider Tahirul kadiri "Uzun Yürüyüş" başlatma sebebi olarak Pakistan'da yaygın yolsuzluk ve bozuk düzeni göstermektedir.
Söz konusu iki siyasi partinin 14 Ağustos'ta Lahor şehrinden federal başkent İslamabad'a ( M2 otobanından 367 km) birlikte yürüyecekleri belli olduktan sonra bazı engellemelere rağmen "Uzun Yürüyüş" başladı ve şu an ülkenin siyasal kalbi olan "Kırmızı Alan"a ulaştı.
Hükümetin, belki de bu gösterilere bir önlem olarak, federal başkentte kanun ve düzeni bir anayasa maddesi uyarınca bir Ağustos itibariyle orduya devretmesi hatalı bir adımdı. Bazı çevreler bunu darbeye davet ya da en azından teşvik olarak algıladı.
Şimdi Pakistan'ın federal başkentinde heyecanlı anlar yaşanıyor. Bir ucu darbeye kadar uzanabilecek heyecanı anlar.
Gelen son haberlere göre Pakistan Adalet Hareketi lideri İmran Han hükümetle masaya oturmaya razı oldu. Bunda ordunun da perde gerisinde yapmış olduğu pazarlıkların rolü olabilir.
Bazı kaynaklar ordunun hükümetin ayakta kalması karşılığında bazı tavizleri gündeme getirdiğinden bahsediyorlar.
Burada şimdi önemli olan, İmran Han'ın liderliğini yaptığı Pakistan Adalet Hareketinin "sahaya demokrasiyi yolundan saptırmak için değil, güçlendirmek için çıktıklarını" öne sürerek görüşmelere yaklaşması ardından Tahirul Kadiri'nin son tavrının ne olacağıdır. Tahirul Kadiri daha da germek isteyebilir.
Son söz olarak söylemek gerekirse: Pakistan'da sandıktan çıkamayanlar şamata ile hükümeti düşürmek istiyorlar. Hükümeti düşürmek zaten binlerce problemle boğuşan Pakistan'da son seçenek olması gerekir. Seçimler daha yeni yapıldı ve yeni seçimler fazla bir değişiklik getirecek gibi gözükmüyor.
Zaten Pakistan düşmanlarının istediği olabildiğince istikrarsızlığı yaymaktır. Tahirul Kadirinin daha önceden de askeri göreve çağırdığı düşünülürse protestocuların askerle bağlantısını da göz ardı etmemek gerekir. Şu an gelişen her şey askeri biraz daha merkeze yaklaştırıyor. Bu noktada büyük provokasyonlar da şaşırtıcı olmaz.
İmran Han'ın hükümetle müzakere masasına oturması olumlu bir gelişme olsa da bu krizden sivil hükümet kaybederek ve ordu kazanarak çıkacak gibi gözüküyor.
Mahmut Osmanoğlu / YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara